- 24.11.2012 00:00
Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin geçen yıl eylül ayında en alt düzeye inmesinin ardından tarafların dirsek temasında olduğuna dair haberler gelirken, İsrail’in Ankara’daki maslahatgüzarı Yosef Levi-Sfari, iki ülkenin bölgenin doğal müttefikleri olduğunu söyledi.
Anneannesinin Bursa doğumlu olması nedeniyle Türkiye ile duygusal bağı olduğunu belirten Sfari ile Gazze harekâtı ve Mavi Marmara sonrasında Türkiye’nin, İsrail ile ilişkileri aşamalı olarak ikinci katip düzeyine indirmesiyle birlikte eski hareketliliğinden eser kalmayan Ankara protokol yolundaki büyükelçi rezidansında, Atatürk’ün bir dönem tavla oynadığı ve eşyalarıyla birlikte özel olarak korunan odasında söyleşi yaptık.
Sfari, İsrail ablukası altındaki Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine baskın yapan İsrailli komandoların dokuz Türk’ü öldürmesiyle ilişkilerin iyice gerilmesi konusunda yorum yapmazken Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, Türkiye ile ilişkilerin düzeltilmesi için formül aradıkları ve bu olayı geride bırakmak istedikleri yolunda bir süre önce yaptığı açıklamaya değinmekle yetindi.
Tepemize 1300 füze düştü
Türkiye ve İsrail arasında, gerek Türk ve Yahudi halkı arasındaki yakın bağlar gerekse Suriye ve İran gibi her iki tarafa da endişe kaynağı olan ve birlikte hareket edilmesi gereken konular bulunduğunu belirten Sfari, “Biz, Türkiye ve İsrail bölgenin doğal müttefikleriz” diyor.
Başbakan Erdoğan’ın, geçen Çarşamba günü bir soru üzerine, İsrail tarafıyla bir görüşme yapmadıklarını belirtmekle birlikte, Gazze sorununa çözüm bağlamında çalışan birçok mekanizma arasında MİT’in olduğunu söylediğini hatırlattığım Sfari, bu konuda yorum yapmadı. Ancak İsrail televizyonları, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, hafta başında Mısır’da bulunduğu sırada, İsrail gizli servisi Mossad’ın şefi, Tamir Prado’nun da bu ülkede olduğu haberlerini verdiler.
İsrail’in, önceki gün ateşkesin sağlandığı Gazze’ye yönelik füze saldırılarının çok sayıda sivilin ölümüyle sonuçlanmasına dünyada artan tepkilerin gelmesine karşı tepki veren Sfari, Hamas’ın, masum sivil Filistin halkını kalkan olarak kullanarak ölümlerine yol açtığını belirtiyor.
200 bin broşürle uyardık
“4 yılda Hamas, İsrail’de çocuklar dahil sivilleri de hedef aldığı 1300 füze saldırısında bulundu. Bu yıl tepemize 800 füze düştü” diyerek, Gazze’ye yönelik saldırılarının bir öz savunma olduğu yolundaki hükümetinin görüşünü yineliyor.
Sfari, İsrail’in ABD’nin desteğiyle geliştirdiği Demir Kubbe (Iron Dome) hava savunma füzesi ile gerçekleştirdiği misilleme saldırılarında sivillerin hedef alınmaması, hedeflerin askeri olacağı talimatları bulunduğunu hatırlatıyor. İsrailli diplomat, bu saldırılarda Gazzeli sivillerin korunmaları için Gazze bölgesine havadan 200 bin broşür atıp, 40 bin telefon bağlantısı kurup, binlerce SMS attıklarını söyleyerek, “Ancak Hamas zorla sivilleri kalkan olarak kullanıyor. Ama İsrail, sivillerin ölümünden derin üzüntü duyuyor” şeklinde savunma yapıyor.
İsrailli diplomat, Hamas’ın, İsrail topraklarına her füzenin düşmesi sonucu çocuk ve sivil ölümlerini kutladığını da savunuyor. Sfari, Ortadoğu’nun çıbanbaşı olan Filistin-İsrail anlaşmazlığının çözümünde reçete olarak İsrail devletinin kurucularından ve bu ülkenin ilk kadın Başbakanı olan Golda Meir’ın, tarihe geçen şu sözlerini hatırlatıyor; “Araplar, bizim (Yahudi) çocuklarımızdan nefret ettiğinden çok kendi (Arap) çocuklarını sevdikleri zaman savaşmayı bırakacaklar.”
Bahar demokrasiye dönüşürse
Ortadoğu’da, adına Arap Baharı denen ve ülkeyi yöneten diktatörlerin bir kısmının devrilmesiyle sonuçlanan halk hareketleri, örneğin, Mısır’da seçimle bir yönetimi iş başına getirdi. Arap Baharı, Gazze’de, İsrail’in kendi deyimiyle misilleme amacıyla başlattığı füze saldırılarına karşı gerek yeni liderlerin gerekse halkın Tel Avi’e tepkisini daha duyulur biçimde sokaklara taşıdı.
Sfari, Arap Baharı’nın, bu coğrafyada halka liberalleşme ve demokrasi getirirse eğer olumlu bir gelişme olarak görülebileceğini belirterek, “Gazze halkıyla, örneğin, bir sorunumuz yok ama Hamas terör örgütü ile var. Bu bölgeye Arap Baharı gelmedi,” diye konuştu.
“Anneannem at üzerindeki Atatürk’ü hep anlatırdı”
İsrail’den Türkiye’ye, ne halk ne de hükümet düzeyinde bir düşmanlık olduğunu beliren Sfari, anneannem Bursa doğumlu dolayısıyla Türkiye’ye yönelik duygusal bağım var, kendisi, Bursa sokaklarında Atatürk’ün at üzerinde dolaşırkenki halini sürekli anlatırdı. Türkiye’de bulunmaktan mutlu olduğunu ve ikili ilişkilerin mevcut seyrine üzüldüğünü belirten Sfari, iki ülkenin çıkarları ve bölgesel istikrar adına ilişkileri yeniden tesis edecekleri konusunda iyimser olduğunu da sözlerine ekliyor.
Yorum Yap