Yerel seçimler yaklaşırken terör örgütü PKK’nın kanlı eylemlerine hız verdiği görülüyor. Batman’da yedi askerimizin şehit düştüğü saldırı, önümüzdeki günlerde terörün tırmanacağına da işaret ediyor. PKK’nın hedefi, bölge insanını şimdiden etki altına alarak örgütün siyasi uzantısı olan HDP’nin yerel yönetimleri kaybetmesinin önüne geçmek.
PKK’nın kırsala dayalı terör stratejisi, 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından devletin terörle topyekûn mücadele kararı alması üzerine çöküşe geçti. 15 Temmuz’da FETÖ’nün deşifre olması, PKK’nın devlet içindeki en büyük destekçisini de kaybetmesi anlamına geliyordu. 40 yıllık terör hareketi, bu tarihten itibaren çözülmeye başladı.
PKK için sonun başlangıcı devletin strateji değişikliğine gitmesiyle başladı. Örgütü besleyen asıl kaynak her zaman sınır ötesindeki terör kampları oldu. Devlet, 40 yıllık terörle mücadelesinde ilk kez örgütün sınır ötesindeki beslenme kaynaklarını kalıcı şekilde yok etmeye yönelerek, PKK’nın yeniden toparlanmasının önünü aldı.
Sınırlarımızın ötesindeki bütün örgüt kampları, Kandil’e uzanan hattaki terör istasyonları devlet tarafından imha edildiği gibi, yeniden toparlanmalarının önüne geçecek kalıcı askeri noktalar kurularak örgütün can damarları kesildi.
Terör örgütü, Suriye ve Irak’ta nefes alamaz hale getirildi. Bu alanda devletin yoğun tedbirleri ve örgüte kalıcı darbeler vuracak hazırlıkları sürüyor.
PKK ise Güneydoğu’da kesilen can damarlarını onarmaya çalışmakta, elinden alınan belediyeleri yerel seçimlerde HDP üzerinden yeniden kazanmak istemektedir. Bu yüzden terör saldırılarına hız vererek bölge halkını şimdiden baskı altına almaya çalışmaktadır.
Dağda imha edilen terör örgütünün şehirlerdeki siyasi gücü ve etkinliği sınırlanmadığı müddetçe terörle mücadelede mutlak bir başarıdan söz edilemez. Örgütün demokratik hukuk devletinin verdiği imkan ve boşluklardan yararlanmasının önüne geçilmek zorundadır. Siyasi alan, terör bağlantılı tüm unsurlara kapatılmak zorundadır. PKK’nın terörle, silahla siyasi alanı gasp etmesine, yerel yönetimleri ele geçirmesine göz yumulamaz. Örgütün silahla, HDP’nin sokak terörüyle yerel yönetimleri almasına müsaade edilemez. Bu konu üzerinde İçişleri Bakanlığı’nın siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle ve en önemlisi de hukukçularla çok ince bir çalışma yürütmesi gerekiyor. Terör örgütüyle mücadele, öncelikle şehirdeki siyasi uzantılarıyla mücadeleyi gerektirir ki, işe buradan başlamak daha doğru ve sonuç alıcı olur.
Yorum Yap