Son günlerde dış politikaya dair en popüler eleştirilerden biri de devletin/hükümetin “geniş bir ufka sahip olmaması” biçiminde. Hele konu Suriye ve Irak olunca bu “ufuksuzluk” eleştirisi neredeyse dillerden hiç düşmüyor.
Mevcut dış politikaya ne zaman bir “ufuk/ufuksuzluk”eleştirisi yapılsa, buna hep “büyük düşünelim, ufkumuzu geniş tutalım” gevelemesi eşlik ediyor.
Dillerinin altında sakladıkları şey ise anlaşılmaz değil; Suriye’de PKK/PYD’yi, Irak’ta ise Barzani-Talabaniikilisini desteklemeyi, daha doğrusu bu örgütlere arka çıkarak devletleşmelerine ön ayak olmamızı öneriyorlar.
Devlet bakış açısını değiştirse, meseleye geniş bir ufukla baksa; dolayısıyla, PYD’nin Suriye’de devlet kurmasına destek verilse, Barzani’nin Irak’ı bölmesine arka çıkılsa Türkiye sorunlarını tümden çözmüş olacak ve böylece “büyük devlet” haline geleceğiz!
Dikkat ederseniz, buraya kadarki kısımda “Peki PKK ne olacak” sorusuna bir yanıt yok; onu nasıl halledeceğiz, dersiniz?
Geniş bir ufka sahip olan devlet artık Güneydoğu’yu da PKK’ya bırakır, haliyle değil mi?
Gördüğünüz gibi bütün mesele bakış açısını değiştirmekle ilgili. Devletin bakış açısı değişse dünya daha güzel bir yer olacak!
Peki buna engel ne?
Erdoğan’ın MHP’yle ittifakı!
Milliyetçiliği!
Hükümetin Türkçülüğü!
AK Parti’nin “milliyetçi oylara” oynaması!
Ha bir de tabii “İslamcıların AK Parti’den tasfiyesi” değil mi?
Evet, buraya kadarki kısımda Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan sorunların sebebinin hep bakış açısından, ufuksuzluktan, gerilikten kaynaklandığını görüyoruz.
Oysa bu liberal safsatalara kendileri bile inanmıyor; yapmak istedikleri, Batı’nın Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme çabalarına alan açmak, haritaların yeniden çizilmesi için Türkiye’den kaynaklanan direnci içeriden kırmak.
Akıllarınca Ankara’yı kendi kuyusunu kazmaya ikna edecekler.
Türkiye’nin büyük projeleri olmayabilir; halihazırda Ankara, bölgedeki gelişmelere hazırlıksız da yakalanmış olabilir; ama bu durum, Türkiye’nin bugün karşı karşıya kaldığı, yaşadığı sorunların dış politikadaki dar görüşlülükten, ufuksuzluktan kaynaklandığını göstermez.
Mesele bu kadar basit değil; Ankara, PKK/PYD ve KDP’ye Kürt devleti kurdurtarak Ortadoğu’da “büyük devlet” olacağını bilseydi, emin olun bunu yapacak idarecileri de çoktan çıkarmıştı. Bu palavralara artık çocuklar bile kanmıyor.
Fakat, daha çok liberal İslamcıların dile getirdiği bu görüşler, devlet içinde alttan alta baş gösteren bir tehlikeyi ele veriyor; Batı, Türkiye Cumhuriyeti devletini, böyle “ufuk sahibi”İslamcılara emanet etmek istiyor. Bahse konu olan bu kesim ise maalesef en az FETÖ kadar sinsi, FETÖ kadar takiyeci, FETÖ kadar gayri milli. Bunu görmek için İsrail bayrağı sallayarak devlet ilan etmeye hazırlanan Barzani’ye kızacaklarına, buna destek vermediği için Ankara’ya çemkiren liberal İslamcılara bakmak yeterli. Başka söze hiç gerek yok.
Yorum Yap