- 27.09.2017 00:00
Ankara’nın, Mesud Barzani ile karşı karşıya gelmesini anlamakta zorlananlar elbette var; meseleyi anlamak, anlatmak son derece önemli. Fakat bununla beraber, belki de daha çok sorun olan, bozulan ilişkileri çarpıtarak faturayı Ankara’ya çıkarmaya çalışan içerideki fitnecilerin fazlalığı.
Sahi, Barzani ile ilişkiler neden bozuldu? Ankara, bu ilişkiye gereken özeni gösteremedi mi? Türkiye, Kürtlerin hak taleplerine, bağımsızlık ve özgürlüklerine mi düşman?
Bu soruları soğukkanlılıkla konuşmalıyız tabii ki ama daha çok arada hakikati buharlaştırıp yok etmeden tartışmaya dikkat etmeliyiz.
Mesela, iddia edildiği gibi Barzani’yi düşman ilan eden Ankara değil, aksine Türkiye karşıtı ittifaka geçerek Ankara karşısında konumlanan Barzani’nin kendisidir.
Türkiye, Barzani’nin pozisyon değiştirmesi, karşıt ittifaka geçmesi karşısında sadece kendi tedbirlerini almaya çalışıyor.
“Türkiye karşıtı ittifak neresi” diye sorulabilir?
Evet, “Kürdistan” ihalesine katılan, bu ihaleden pay alan irili ufaklı bütün güçleri, Türkiye karşıtı ittifakın içinde görebiliriz.
Kimse kimseyi aldatmaya kalkmasın; bugün gündemde olan “Kürdistan devleti”, herhangi bir milletin bağımsızlık ve özgürlük talebi değil, Türkiye karşıtı uluslararası bir projenin adıdır. Bu projenin taşeronluğunu üstlenen örgüt ve güçlerin ister istemez tek bir özelliği vardır veya olacaktır, o da “Türkiye düşmanlığı”dır.
Türkiye’nin dostu olarak kalacak Barzani’ye devlet kurduracaklarını mı sanıyorsunuz? Gözü kara Türkiye düşmanlığı yaptıramadıkları hiçbir güce, terör grubuna veya Kürt örgütüne “Kürdistan”ı kurdurmazlar. Bunun aksini iddia eden “liberal İslamcı” bir tayfa var maalesef; bunlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı durup dururken Barzani’yi “düşman ilan etmek”le suçluyorlar. Barzani’nin, Türkiye karşıtı ittifaka geçtiğini ise görmezden geldikleri gibi, bu gerçeği de gizlemeye çabalıyorlar.
Mesud Barzani’ye istediğimiz kadar güç ve kudret vehmedelim, “şöyle tarihleri var, böyle destek alıyorlar” diyelim; dünya biliyor ki, bütün gücünü yabancı güçlere borçlu olan Barzani kendi başına bir devlet kuramaz; Barzani, kurulacak bir Kürt devletinin ancak nesnesi olabilir, öznesi olamaz. Figüranı olur, taşeronu olur ama asla o devletin kurucusu olamaz.
Türkiye, daha düne kadar Kuzey Irak’ın merkezi hükümetten ayrılma isteğini “Irak’ın bir iç meselesi” olarak değerlendiriyordu. Bunun sebebi, Barzani’nin Türkiye karşıtı değil, Türkiye ile aynı siyasi çerçevenin içinde yer alıyor olmasıydı.
Bunu ciddi bir sorun olarak algılayan Pentagon, Erbil’i PKK, Goran Hareketi, Talabani’nin KYB’si ve diğer yerel gruplar üzerinden sıkıştırınca Barzani, çareyi Ankara’ya sırt çevirmekte ve Küreselci çetenin “Kürdistan projesi”ne angaje olmakta buldu.
Ankara, Barzani’nin saf değiştirerek Türkiye karşıtı planlara dahil olduğu için bugünkü sert tavrı aldı. Tartışmayı “Kürtlerin devlet kurmaya hakkı yok mu” dairesi içinde tutmaya çalışanların gizlemeye çalıştığı gerçek de budur; her şey gözler önünde cereyan ediyor, kimse devleti aptal yerine koymasın.
Yorum Yap