- 18.12.2011 00:00
Bir süredir Güneydoğu’da adı konulmamış bir ateşkes yaşanıyor. Mesud Barzani’nin kasım ayındaki Türkiye ziyaretinin ardından PKK saldırıları birden bire durdu. Operasyonlarda da gözle görülür bir azalma yaşandı. Ne hükümet ne de PKK yaşanan bu “suskunluğun” adını koymaya yanaşıyor. Bu gelişmeler akla devlet ile PKK arasında gizli görüşmelerin yeniden başlayıp başlamadığı sorusunu getiriyor.
PKK cephesinden bu soruya geçen hafta net yanıt geldi. Kandil ve örgütün Avrupa kanadı devletle görüşme içinde olmadıklarını kesin ifadelerle kamuoyuna duyurdu. Fakat PKK’nın silahlı saldırılarına bir süredir neden ara verdiği sorusuna ise yine açıklık getirilmedi.
Daha önce yine bu köşede PKK sözcüsü Ahmet Deniz’in, “Eller bir süreliğine tetikten çekildi, ama görüşmeler yapılmıyor” yönündeki açıklamalarına yer vermiştim. Bunun gerekçesini PKK sözcüsü, “Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını sağlamak” şeklinde açıklamıştı.
Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Aysel Tuğluk da bir süredir Güneydoğu’da adı konulmamış bir “eylemsizlik” sürecini gözlediğini belirtiyor. Tuğluk’a soruyorum: “Yine gizli görüşmeler mi başladı, ateşkes mi ilan edildi acaba, durum nedir?”
“Bitsin artık bu savaş, barış başlasın” diyerek başlıyor konuşmaya Tuğluk: “Belli bir süredir çatışma ve ölüm haberlerinde azalma var. Bu sürecin devam etmesi bir normalleşme görüntüsü veriyor. Ama ben karşılıklı olarak gizli bir ateşkes ilan edildiğine ve müzakerelerin başladığına inanmıyorum. PKK açıklamalarında vardı zaten, dikkat ettiyseniz; ‘İmralı’yla görüşmeler yeniden başlamazsa, biz hiçbir devlet yetkilisiyle görüşmeyiz’ diye. Bu durumda bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. Bu ‘eylemsizlik’ durumu farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Yani dış etkilerden veya Suriye ile ilgili de olabilir.”
Ben aklımdaki sorulara yanıtı Kuzey Irak’ta Kürt Hükümeti’ne yakın bir kaynaktan alıyorum. Taraf’a konuşan kaynağım, perde arkasındaki gelişmeleri şöyle özetliyor:
“PKK’nın silahları susturması için ABD ve Barzani devrede. Şu an müzakereleri başlatmak için bir düşünce kuruluşu çabalıyor. Ancak Türk tarafı PKK’ya olan güvenini tümden yitirmiş durumda. Bir yandan müzakere yapılırken diğer yandan örgüt, alttan alta yeni bir savaş yapılanmasına gitmiş. Hatta Erdoğan yaklaşımını, ‘Örgüte güvenmiyoruz, PKK bu meselede bize zaman kaybettirdi’ sözleriyle ifade ediyor.
Bu güven krizinin aşılması için örgütün elleri tetikten çekmesi şart. PKK’ya çok net olarak bu mesaj verildi. Türk tarafının da operasyonları azaltması ya da operasyonların PKK’lıları imhaya yönelmemesi ve militanların sağ ele geçirilmesi öngörülüyor. PKK’nın güven vermek için elindeki patlayıcılardan (MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in PKK ile yapılan görüşmede gündeme getirdiği bombalardan) kurtulması da bu sürecin içinde yer alıyor.
Eğer bu dönemde süreçte iki taraf da çatışma ve ölümleri azaltır ve birbirine yeniden güvenmeye başlar ve kamuoyunda normalleşme sağlanabilirse yeni yılda müzakerelere geçilecek.”
Bence bu bilgiler, Güneydoğu’da son aylarda yaşanan “suskunluğu” izah ediyor. Ancak yine de “iddia” kaydı düşmekte yarar görüyorum. Zira askerî operasyonlar devam ediyor. Daha önce defalarca görüşmelerine karşın tarafların birbirlerine acımasız saldırılar geliştirmekten geri durmadıklarını da biliyoruz. Bu yüzden de yarına dair kesin yargılarda bulunmak, yanlış olur.
kurutulustayiz@gmail.com
Yorum Yap