- 7.02.2017 00:00
Ortaköy’deki gece kulübüne yönelik terör saldırısının ardından başlatılan, "yaşam tarzına saldırı” tartışması, terörün hedefini perdeleme amacıyla gündeme getirildi. Bu tartışmaya katılanların değil belki ama bu tartışmayı çıkaranların gayesinin; terörün hedefini ve amacını gizlemek olduğu söylenebilir.
DEAŞ, PKK, FETÖ ve DHKP-C uzun süredir vardiya usulü, nöbetleşe biçimde Türkiye’de terör saldırıları gerçekleştiriyor. Her bir terör örgütünü, bu örgütlerin her bir terör saldırısını birbirinden ayrı değerlendirmek mümkün değil. Son iki yılda gerçekleşen bütün terör saldırıları birbirinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Ayrıca terör örgütleri ne sadece bir siyasi partiyi, ne bir lideri, ne toplumun bir kesimini ne de yaşam tarzını hedef alıyor; terörün hedefinde ülkemiz var, milletimiz var, devletimiz var.
DEAŞ’ın Ortaköy saldırısındaki amacı ne idiyse, İzmir’de adliyeyi basarak büyük bir katliam planlayan; ancak kahraman polisimiz Fethi Sekin’in müdahalesiyle engellenen PKK’nın terör saldırısının amacı da odur, aynıdır, birdir. DEAŞ ile PKK, FETÖ ile DHKP-C aynı merkezden yönetilen örgütlerdir. İpleri dışarıda, kuklaları içeridedir.
“Yaşam tarzı” tartışması, terörün bir dış saldırı unsuru olduğu gerçeğini perdeleme işlevi görüyor. Türkiye, terörün dış kaynaklı olduğu gerçeğini ıskalarsa kendi içine dönecek ve iç tartışmalarla kutuplaşıp, birlik ve beraberliği bozulacaktır.
“Yaşam tarzına saldırı” diyenlerin, bu tartışmayı ülke gündemine getirenlerin amacı milletin dikkatini terör örgütlerinden ve bu örgütlerin arkasındaki uluslararası güçlerden alıp kendi içine, yani hükümete ve topluma çevirerek "öteki kesim" etiketi üzerinden toplumsal birliği parçalamaktır.
Terör örgütlerinin her gün katliam yaptığı bir dönemde “laiklik tehlikede” yaygarası koparanların, bu terör örgütlerinin işbirlikçisi olduğundan kuşku yoktur. Laiklik değil, vatanımız, devletimiz saldırı altındadır. Ortada endişelenecek bir şey varsa gerçekten, o yaşam tarzı değil, ülkemizdir. Ülkemiz için endişelenmek, kaygılanmak durumundayız; çünkü saldırı altında olan bir bütün olarak Türkiye’dir.
Bu gerçeği saptırmalarına izin vermeyelim. “Yaşam tarzı” diyerek, “laiklik” diyerek dikkati terör örgütlerinden başka yerlere çekmelerine karşı çıkalım. CHP'lilerin de vatanımızın saldırı altında olduğunu, ülkemizin parçalanmak istendiğini bilmeye hakkı var. FETÖ'nün kaset operasyonuyla CHP'nin başına getirilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu gerçeği CHP'lilerden gizlemesine izin vermeyelim.
Yorum Yap