- 13.02.2015 00:00
Çözüm süreciyle ilgili olarak son günlerde hükümetten gelen açıklamalar dikkat çekici. Sürecin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, yakın günlerde "iyi şeyler olabileceğini" açıkladı. Başbakan Davutoğlu'ndan da benzer yönde bir açıklama geldi; Davutoğlu da önümüzde günlerde çözüm sürecinde "iyi şeyler olabileceğini" duyurdu. HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ da bir iki hafta içinde önemli gelişmelerin yaşanabileceğini vurgulayarak, hükümet cephesinden gelen iyimser açıklamaları destekledi.
Kuşkusuz iki taraf da "iyi şeyler"e kendi tarafından bakıyor. Hükümetin "iyi şeyler"le ilgili beklentisi PKK'nın Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleye son vermesi biçiminde özetlenebilir. Ahmet Davutoğlu'nun önceki günkü mesajı da bu yöndeydi; Başbakan "PKK'nın 2013'te silahlı unsurlarını Türkiye'den çekeceği yönündeki verdiği sözün gereğini 2015'te yerine getirmesini beklediklerini" söyledi. Hükümet, İmralı'nın bu yönde bir çağrı yapmasını bekliyor. HDP ve Kandil açısından ise "iyi şeyler"den umulan müzakerelerin başlaması. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı ile Abdullah Öcalan arasında bir süredir devam eden görüşmelerde "iyi şeyler"in alt yapısı oluşturuldu. İzleme kurulu, hasta tutuklular meselesi ve İmralı'ya nakil edilmesi istenen beş mahkumla ilgili sorunun aşıldığı belirtiliyor. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı ile Abdullah Öcalan arasında sağlanan uzlaşma Kandil tarafından da desteklenirse ciddi adımlar gündeme gelecek. Hatip Dicle’nin de ipucunu verdiği gibi bu Nevruz’da “iyi şeyler” olabilir.
HDP'nin seçimlere parti olarak katılıp katılmaması da "iyi şeyler"e bağlı. Eğer çözüm sürecinde "iyi şeyler" yaşanırsa HDP'nin kararı değişir; HDP, geçmişte olduğu gibi 7 Haziran seçimlerine de bağımsız adaylar ile girer. Hatip Dicle ve Sırrı Süreyya'nın aralarında olduğu beş kişilik HDP'li heyetin son ziyaretinde de bu konu gündeme geldi. Bu görüşmede Öcalan'ın HDP'li heyete "Seçimlere parti olarak girecekmiş gibi hazırlanın, sonra tekrar konuşuruz" dediği söyleniyor.
Çözüm sürecinin kaderinin HDP'nin kararını belirleyeceği söylenebilir. HDP'nin kararı, çözüm sürecinin gidişatına göre netleşecek. İmralı'nın taktiğinin bu yönde olduğu görülüyor. İmralı'da "iyi şeyler" olursa, dışarıda "kötü şeyler" olması çok zor. Çözüm sürecinde önemli adımlar atılırsa Öcalan, dışarıda tersi yönde gelişmeler yaşanmasına fırsat vermez. Eğer İmralı'da süreçle ilgili gelişme kaydedilmezse dışarıda da gerilim artar; masada ilerleme kaydedilmezse HDP ve Kandil sokakta "ilerleme" kaydetmeye çalışır.
Ne var ki hükümet ve İmralı ile görüşmeleri yürüten Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, bu olasılıkların farkında. Devlet, çözüm sürecini zora sokacak hiçbir gelişmeye olanak tanıma niyetinde değil. 6-8 Ekim olaylarının ardından hükümet, türbülansa giren çözüm sürecini yeniden normale döndürmeyi başardı. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, çözüm sürecini "iyi şeyler"in yaşanabileceği bir noktaya kadar taşıdı. Siyaset kurumu üzerine düşen rolü oynar ve ciddi bir provokasyon yaşanmazsa, kısa zamanda iyi şeyler göreceğiz.
Yorum Yap