- 17.01.2015 00:00
Siyasal iktidarları olduğu kadar muhalefeti de sınırlamaya yarayan birtakım ahlaki ilkeler vardır. Savaşlarda olduğu gibi siyasal mücadelelerde de her yol mubah değildir. Hukuk ve ahlak dışı mücadele iktidarın değil, muhalefetin de meşruiyetine zarar verir. Sırf iktidarları zayıflatacak diye çocukları siyasi ve toplumsal olayların nesnesi haline getirmek hukuka aykırı olduğu gibi ahlaka da uymaz. İktidarları zayıflatacak diye çocuklar yangın yerine dönen sokaklara itilemez.
Çocuklar, Gezi'den bu yana muhalefetin en önemli, en kullanışlı 'silahı' haline geldi. Muhalefet, çatışmanın göbeğine sürdüğü çocuklar üzerinden iktidarı yıpratmaya, meşruiyetini zayıflatmaya çalışıyor.
***
Bunun son örneği Cizre'de öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan oldu. Kürt siyaseti için de çocuklar iktidara karşı kullanılacak birer araçtan ibaret. Onlara göre en iyi çocuk ölü çocuk! Ölen bir çocuğun doğuracağı toplumsal öfkeyi iktidara yöneltip gayrimeşru eylemlerini mazur göstermeye, kabul edilebilir kılmaya uğraşıyorlar. "Devlet çocuk öldürdü", "polis çocuk öldürdü" yaygarasıyla aslında dikkatleri kendi kirli eylem ve ilişkilerinden uzaklaştırıyorlar.
Bunda o kadar çok ileri gittiler ki, silahlı sokak hareketlerinin içine sürdükleri çocuklar hayatını kaybetmediğinde, polis silah kullanmadığında ise bizzat kendileri silaha davranıp çocukları öldürüyor. Otopsi raporuna göre Nihat Kazanhan, polis silahıyla değil, av tüfeğiyle öldürüldü. Devlete öldürtemediklerinde çocukları artık kendileri vuruyor.
***
Cizre'deki provokasyonu çıkaranların tek amacı var; çatışma üreterek çözüm sürecini sabote etmek. Bu gerçeğe gözlerini kapatıp Cizre'deki sokak olaylarına gerekçe bulmanın akıl alır yanı yok.
Yakın zamana kadar devlet içinde çözüm sürecine muhalefet eden derin bir yapı vardı. Bu derin yapının Cemaat olduğu ortaya çıktı. Bu güç, çözüm sürecini sabote etmek için hükümete darbe yapmaya bile kalktı. Cemaat, devlet içinden temizlenerek çözüm sürecinin de önü açıldı. Ancak devletten sürülen paralel yapının Kürt mahallesiyle birleştiği ve sürece karşı çıkmaya devam ettiği görülüyor. Paralel yapı ve Kandil, Ankara ve İmralı hattına karşı açıktan veremedikleri mücadeleyi bugün provokasyonlarla, el altından, gizli bir şekilde, ortaklaşa sürdürüyor.
***
Şiddeti yeniden tırmandırmak içinse sahici gerekçelere ihtiyaçları var; bunu da çocukları öldürterek/öldürerek sağlamaya çalışıyorlar. Son günlerde peş peşe çocuk ölümü haberlerinin gelmesi tesadüfi olmasa gerek. Sokak hareketliliğinin yeniden canlanmasının ve çocuk cinayetlerinin artmasının sebebi İmralı'daki görüşmelerin finale doğru ivme kazanması. Şubat ve mart aylarında örgütün silahsızlanması gündeme gelecek. Cemaat ve arkasındaki uluslararası güçler bu gelişmeden hayli rahatsız; Kandil de bu gelişmeden memnun sayılmaz. Bu yüzden de PKK kâh HÜDA-PAR'ı kâh polisi bahane ederek sokak şiddetini körüklüyor. Cemaat ise bu kaos ve çatışma ortamına polisteki unsurlarıyla, medyasıyla destek çıkıyor. Birlikte, Ankara ve İmralı hattının şekillendirdiği çözüm modelini sabote etmek istiyorlar. Ancak Ankara ezber bozan adımlarla hem Kandil'i, hem Cemaat'i şaşırtıyor; hükümet, tere yağından kıl çeker gibi her provokasyonu boşa çıkarıyor. İmralı'nın da katkısıyla Cizre'deki provokasyon da boşa çıkmış görünüyor.
Önümüzdeki birkaç ayın kritik olduğunu düşünürsek yeni provokasyonların, sabotaj girişimlerinin gündeme gelebileceğini tahmin edebiliriz. Ancak Ankara ve İmralı'nın mevcut kararlılığı devam ederse hiç bir provokasyon başarılı olamaz.
Yorum Yap