- 14.12.2013 00:00
PKK ve PYD ile Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi arasında süren Rojava geriliminin uzlaşmayla sonuçlandığı haberleri geliyor.
PKK’ya yakın PYD’nin Rojava’da diğer Kürt örgütlerini dışlayarak tek başına otorite kurmaya yönelmesi iki taraf arasında gerilime yol açmış; Barzani’nin, “Rojava devrimi” diye bir şeyin olmadığını, PYD’nin Esed’le işbirliği içinde bölgeyi ele geçirdiğini açıklamasıyla ipler kopma noktasına gelmişti. Kürtler arasında ulusal birliğin parçalanmasına neden olan Rojava meselesinde tarafların önceki gün yeniden uzlaşmasının bölgede önemli sonuçları olacaktır.
Barzani ve PYD arasındaki ayrılığın Kürt kamuoyunda yarattığı rahatsızlığın baskıya dönüşmesiyle, iki hafta önce PYD ve KDP Erbil’de görüşmeye başladı. Leyla Zana ve Osman Baydemir’in de arabuluculuk yaptığı toplantı için Öcalan’ın da devreye girdiği ve tarafların uzlaşmasını istediği belirtiliyor. Kandil’in de bu görüşmelere “tam destek” vermesiyle PYD, eski “Hewler Mutabakatı”na bağlılığını ilan etmek zorunda kaldı.
Bahsi geçen “Hewler Mutabakatı”, Barzani başkanlığında Erbil’de 11 Temmuz 2012’de bir araya gelen PYD ve 15 Kürt partisi arasında varılan 7 maddelik bir uzlaşma metni. Bu toplantıda Suriye Kürt Ulusal Konseyi oluşturuldu. Konsey, 24 Temmuz’da tüm örgüt temsilcilerinin içinde yer aldığı “Kürt Yüksek Konseyi”ni oluşturdu ve bölgeyi bu konseyin yönetmesi kararı alındı. Ancak PYD sonradan bu mutabakatı bozarak tek başına hareket etmeye başladı. Yeniden başlayan görüşmelerde PYD, ihlâl ettiği anlaşmaya yeniden bağlılık bildirdi. Ayrıca Kürt Yüksek Konseyi’nin Cenevre’deki görüşmelerde Kürtleri temsil etmesi kararlaştırıldı.
PYD lideri Salih Müslim, Erbil’deki görüşmelerin sonucunu “tarihi mutabakat sağladık” diyerek açıkladı. Müslim’in sözleri şöyle: “Desteya Bilind (Kürt Yüksek Konseyi)’nin yeniden canlandırılması halkın beklentilerinin yerine getirilmesi anlamına geliyor. İyi bir adımdır. Her iki taraf da çok büyük çabalar sarf etmiştir. Yakında gerekenleri yapacağız. Halkımızın birliği için bu çok önemli bir adımdır. Hewler’de bir süredir görüşmeler vardı. Tarihi bir mutabakata vardık. Katkılarından dolayı PKK ve KDP’ye teşekkür ediyoruz.”
Gelinen nokta Kürtler arasında birliğin sağlanması bakımından oldukça önemli. Rojava’da diğer Kürt örgütlerini dışlayan, Barzani ile savaşan, tek başına özerk bir yönetim kurmaya yönelen PYD’nin başarılı olma ihtimali zaten çok zayıftı. Bu çizgide ısrar PYD’yi bölgede kanlı bir maceraya sürüklerdi. Ki bu yolda belli bir mesafe de aldı. Sonuçta Kürt kamuoyunun baskısıyla PYD’nin bu hatadan döndüğü görülüyor.
Kürtler arasındaki sorunların kaynağı eskiden “dış” devletler olabilirdi. Ancak devir değişti. Dış devletler artık belirleyici değil. Ne İran’ı, ne Türkiye’yi, ne Irak’ı ve ne de Suriye’yi eskisi gibi suçlamak doğru olur. Barzani ile PYD karşı karşıya gelmek istemedikten sonra hiçbir dış güç, onları birbiriyle çatıştıramaz. Kürt hareketini korkutmak için belli çevrelerce empoze edilen bu korkuların gerçekçi olmadığı Erbil’deki görüşmelerde varılan bu anlaşmayla net bir şekilde ortaya çıktı. Barzani ile PYD arasındaki ihtilafın giderilmesinin Türkiye’deki çözüm sürecine de olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Salih Müslim’in “tarihi mutabakat” olarak nitelediği bu Barzani-PYD uzlaşması, Rojava üzerinden çözüm sürecine karşı açılan bir cepheyi daha işlevsiz kılacak, süreci buradan vurmak isteyen çevrelerin hesaplarını boşa çıkaracaktır.
Yorum Yap