- 16.08.2013 00:00
Facebook’ta gezinirken sevgili Hikmet Akçiçek( Arkadaşlar sitemize kültürümüzle ilgili anı,öykü,gözlem vb. yazılarınızı bekliyoruz.Çoğu siyasi analizler,güncel olaylar bizlerden uzak olmasa da varlığımızı yansıtmaktan uzak.Sitemizi yayla geleneği,çay sendromu, çeşitli sanayi kentlerindeki Hemşinli tanışma ve dayanışma ilişkilerini yazarak veya fotoğraf,kamera gibi kitle iletişim araçlarıyla geliştirirsek yol alırız.)diye çağrı da bulunmuştu.
İşte T.C. de toplumsal çelişkiler sonucu eşitlik, özgürlük, barış ve adalet istemleri doğrultusundaki çığlık…
Hikmet haklı. Türkiye’de kimlik sorunu baskı ve asimilasyonla yok edilmeye çalışılsa da sonuç alınamadı. Kültür ve sanatın evrensel olgusu, bilimsel teknolojik gelişmeler aracılığıyla halk kültürlerine ve kimliklere yönelmeyi sağlıyor. İnsan hakları ve demokrasinin gelişme düzeyi halklar, kimlikler sorunun çözümü yönünde süreç ilerleyecek.
Televizyon programları,sinema filmleri,belgesel çekimler ve de sanatın tüm alanlarında çalışmalar yapılması var olan bir halkın özgür ve eşit yaşam olanağının gelişmesine katkı sunacak.Doğal olarak bu tür çalışmaların Hemşin kimlikli sanatçıların veya bilimsel çalışma yapanların Hemşinli olması düşünülemez.Ancak Hemşin bireylerinin ve de toplumunun(biz buradayız)demesi gerekir.
Temsili demokrasinin tıkanmışlığı, egemen siyasetlerin bunca kirlenmişliği ve de otoriterliği karşısında birey ve toplumsal sorumluluklarımızın olduğu görüşündeyim.
Şoven milliyetçiliğin Karadeniz’de yaşayan kültürleri (Pontos,Laz,Hemşinli,Gürcü) yok sayan asimilasyoncu politikalarına karşı bilimsel çalışmalar,sanatsal üretimlere çokça gereksinim olduğu açık.
Kürt halkının adeta tırnaklarıyla kazarcasına ve ödediği bedellerin karşılığını sosyal yaşamda görebiliyoruz.Yok saymayı,inkarcılığı ve de tek millet anlayışını tarihin çöplüğüne gömdüler.Yine değişik üniversitelerimizdeki ana dil ve kültürel çalışmalar umudumuzu artırıyor.
Ancak piyasa mantığı ile açılan üniversitelerin bu tür çalışmalardan uzak olduklarını söyleyebiliriz.Yine edebiyat alanında bu konularla ilgili düşüncelerimizi yazmayı adeta teşvik eden Türkiye’nin yüz akı Oya Baydar’in son romanı (O muhteşem hayatınız)daki anlatımlar adeta Hemşinliler için de geçerli.
İşte bu ve benzeri görsel,yazınsal sanat varlıklarını,dünyada etnik kültürlerin geliştirilmesi,korunması doğrultusundaki kaynaklarından sağlanan desteği aramızda paylaşırsak dilimizin yazı diline dönüşmesine katkı sağlarız.
Soçi ziyaretimizde ilk defa Hristiyan Hemşinlilerin olduğunu gördüğümde ve de konuşurken yüzde seksen anlaştığımızda solculuğumdan,tarih yoksunluğumdan utandım.Bu durum vatandaşı olduğumuz devleti temize çıkarmaz.Hemşinli dilini ve kültürünü yaşatmak istiyorsak tabulardan,tekçi vesayet rejiminden kurtularak özgür birey,örgütlü toplum olmamız gerekiyor.
Ermeni düşmanlığını sevgili Hrant Dink kırmaya çalıştığı için aramızdan kopardılar.Umudu büyütelim...
Yorum Yap