- 14.05.2011 00:00
Çok eskiye gitmeden, Anadolu’da ki (Anatolia) çılgınlıkları Osmanlıdan günümüze taşıyanları iyi tanımak gerekir. Ancak ‘Çılgınlık’ın sözcük anlamında anlaşamazsak da insana,doğaya ,özgürlüğe, demokrasiye katkımız olmaz. Laf olsun torba olsun diye de konuşulmaz. ‘Çılgınlık: aklın bilimin öngördüğü alan dışında; gerçekliği , sürekliliği olmayan olgu ve uygulamaların istisna hali.’ Farklı, alışılmışın tadında yüzyıllık bir süreçte bu topraklarda Ermenilere , Rumlara , Yahudilere, Kürtlere , Alevilere ezilen sömürülen insanlara yönelik acımasız uygulamaları onaylamak hangi vicdana sığar. İttihat Terakki’nin darbeyle iktidar olması ve Alman emperyalizmi için doğu seferine çıkan Enver paşa Sarıkamış’ta 90 bin askerin donarak ölmesi Türk faşizminin çılgınlığı olsa gerek. 1915 ( soykırım) olarak da tarihte yerini alan Ermeni Tehciri inkar çılgınlığı değil mi? Anadolu’nun aydınlık yüzünü günümüze kadar taşıyan ermeni yazarları, sanatçıları, müzisyenleri yokmuş gibi göstermek Türk Tarih Kurumu resmiyetçilerinin hakaretleri hangi çılgınlığa sığar... 25 Nisan 1915 günü İstanbul’dan Çankırı’ya sürülen ermeni aydınları içinde Besteci Gomitas Vartabed’ in yaşadığı trajediyi unutturmak insanlığa sığar mı? Ermeni sorunuyla ilgili yüzlerce anı, belge, sanat eserleri,tanıkların ifadeleri, spor ve meslek alanındaki başarıları güncelleştirilip toplumla buluşturulmalıdır. Ermenistan’la dostane ilişkilere başlanmalı ,Dağlık Karabağ gerekçe gösterilerek ambargo uygulanmamalı. Bu noktada zaten AKP’ nin komşularla sıfır problem söyleminde samimi olmadığını gösteriyor. İttihat Terakki ile başlayan Cumhuriyet ile devam eden tekleştirme, Türkleştirme politikaları yasaksız olarak araştırılıp yayınlanmalıdır. Teşkilatı Mahsusa’nın görevleri (İTT’ nin gizli örgütü) bir bir günümüze yansıtılmalıdır. Bu amaçla Trakya’da 100 bin Rum’un Yunanistan’a göçü, İzmir ve civarında ise 200 bin insan adalara zorla göç ettirildi. Aynı yöntem Karadeniz’de de uygulanır. Yunanlılarla savaş sonrası 3 milyona yakın Rum , 1 milyon balkanlarda yaşayan Türkün mübadelesi, ulus devletlerin oluşması için uygulanan vahşi politika çılgınlığı ile tanışmak gerekiyor. Dersim katliamı ve Alevi yasakçılığı kirli tarihin bir başka yüzü. Kürtlerin 29. İsyanı tüm yakıcılığıyla devam etmektedir.
Bugün emek ,demokrasi mücadelesinin gündemi barış ve kardeşliğin güvencesi olmalıdır. AKP’nin İKP (İstanbul kanal projesi) sömürü ve zulmün, doğa katliamının geçmişleri ile çakışan yıkım projesidir. CHP’nin dökülen makyajı Ergenekon resmidir. Ulusalcılık maskesi ile 12 Eylül’ün ırkçı milliyetçiliğin muhafazasıdır. Sol sosların tarihi geçmiştir. Düzen partilerinin çılgınlıklarından kurtulmanın çileli görevi bizleri bekliyor. 13 Haziran’ı tartışan EDP’li ( Eşitlik ve Demokrasi Partisi) akademisyenler özgürlükçü solu gösteriyor. Sosyalizmin ruhu ölmedi. Ölmediğini, 1 Mayıs 2011 kutlamalarında gördük….
Yorum Yap