Erdoğan’ı durdurma cephesi telaşta...

  •  

 1 Kasım’daki seçime şurada 22 gün kaldı. Seçim sonuçlarıyla ilgili kuvvetli iki ihtimal var. 1. AK Parti tek başına iktidara gelebilir. Yüzde 3-4’lük bir artış, tek başına AK Parti iktidarı için yeterli. 2. Koalisyon hükümeti kurulur. Bu da iki ihtimalli: Ya AK Parti-CHP koalisyonu kurulur ya da AK Parti-MHP koalisyonu... (MHP’li koalisyon ihtimali, şimdiden “Erdoğan’ı durdurmalı” cephesini çok rahatsız etti.)

Kısacası 1 Kasım seçiminin sonucu ne olursa olsun ya tek başına ya da koalisyonun büyük ortağı olarak AK Partili bir hükümet kurulacak. HDP’nin barajı aşamaması ihtimali de var. Böyle bir sonuç, AK Parti’ye Meclis’te güçlü bir temsil yetkisi verir ki, Başkanlık sisteminin önü ardına kadar açılır.

Bir koalisyon hükümeti kurulsa bile AK Parti’nin seçimden; hırpalanmış, içi karıştırılmaya müsait hale gelmiş, morali ve kimyası bozulmuş bir başarısızlığa uğraması için ele ele vermiş geniş bir cephe var. Cephenin hedefi; Erdoğan’ı durdurmak... Yani AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemek ve Başkanlık sisteminin önünü tıkamak. Bunun için tek bir hedefleri var: HDP’nin barajı geçmesi...

Erdoğan’ın durdurulmasını isteyenler cephesindeki CHP, MHP ve HDP, demokratik haklarını kullanıyorlar, bunu anlıyoruz.

Ama dışarıdakilerin böyle bir demokratik hakkı yok. İngiliz ve ABD medyasının, “Türkiye (Erdoğan) hizaya getirilmelidir” demesi, efendi-köle zihniyetinin bir yansımasıdır. Erdoğan’ı durdurmaya çalışanların en başında ABD’deki Neoconlar, Yahudi lobisi, Ermeni lobisi, İsrail, AB yönetimi ve Avrupa’nın güç merkezleri, İran ve Suriye geliyor. Bunları da anlıyoruz. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Kendi değerleri ile ayağa kalkacak, Batı eksenine ram olmayacak bir Türkiye istemiyorlar. Türkiye’nin, Sisi’nin Mısır’ı gibi terbiye edilmiş ve boyun eğdirilmiş olmasını arzuluyorlar.

Anlamakta zorluk çekilen, Gülen cemaatinin, “Erdoğan durdurulmalı” cephesinin en ateşli, en cüretkâr, en pervasız elemanı, aktörü olması. Yıllarca “yerli, milli ve bağımsız” karakteri ile Anadolu insanının himmetlerini toplayan bu cemaatin; ABD’deki Yahudi ve Ermeni lobilerinin, Neoconların, İsrail’in, İran’ın yanında ne işi var? Bu bir gaflet ise ihanete denk...

Anlamakta zorluk çekilen, Doğan medyasının onursal başkanı Aydın Doğan’ın, “ben hükümet yanlısı olmaya mecbur değilim” meydan okumasıdır. Adama sorarlar, hükümete düşmanlık yapmaya mecbur musun? Başyazarını, yayın yönetmenini CHP’ye milletvekili olarak göndermeye mecbur musun? HDP’yi parlatmaya mecbur musun?

F. Gülen’in hipnozundan kurtulamayanlar HDP’ye, 7 Haziran’da bütün Türkiye’de oy verdiler. 8 Haziran sabahından itibaren başta Zaman gazetesi bütün Gülen medyası, ısrarla “restorasyon hükümeti” adı altında CHP-MHP-HDP koalisyonu, olmazsa MHP’nin dışarıdan destekleyeceği CHP-HDP hükümeti kurulmasını istedi. Tezgâhlarını, MHP’nin dik duruşu bozdu.

1 Kasım’da da Gülen cemaati hiç tereddütsüz HDP’ye oy verecektir. Gülen medyasında, “1 Kasım seçimlerinde de oyum HDP’ye”  yazıları döşenmeye başlandı bile. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin destekçisi olduktan, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefettin yanında yer aldıktan sonra bir güçlerinin olmadığını herkes gördü. Hele 7 Haziran seçimlerinde çıkardıkları bağımsız adayların hiçbirinin seçim kazanamaması ile tükendiler. Bu seçimde tek bağımsız adayları yok.

Doğan medyasındaki külhanbeylik, Gülen medyasında Ekrem Dumanlı depremi, Batı medyasındaki parmak sallamalar bir telaşın ifadesi. Ufukta, tek başına AK Parti iktidarı görünüyor diye mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums