- 6.11.2013 00:00
Emekli Org. Aytaç Yalman nihayet konuştu. Pazartesi günü Milliyet gazetesinin manşeti şuydu: “Balyoz sanıklarının hedefi olan Aytaç Yalman isyan etti: Artık yeter…”
Sayın Yalman’ın söylediklerine geçmeden önce bu konuşmanın önemi üzerinde durmak istiyorum. Ergenekon ve Balyoz davaları, TSK içindeki cuntacıların, Cumhuriyet tarihi boyunca yargılandıkları ilk davalardır. Başka cunta davaları da vardır ama onlar “cuntacıklar” davalarıdır. Esas cunta, darbecilikten hiç vazgeçmemişlerin davaları, Ergenekon ve Balyoz davalarıdır.
Bu davaların soruşturmaları başladığı andan itibaren, yani 6 yıldan beri bilhassa vesayetin medyası bir strateji uyguladı. Bu davaları itibarsızlaştırmak, özünden saptırmak, ısrarla söylediğim gibi sulandırmak ve bulandırmak istediler. Darbe dönemlerinde “kurtarıcı” ilan ettikleri cuntacıları, bu defa “kahramanlar”, “vatanseverler” olarak müdafaa ettiler. Davaların düzmece olduğunu, siyasi davalar olduğunu, AK Parti’nin, hasımlarını tasfiye için rövanş peşinde koştuğunu falan bıkmadan, usanmadan yazdılar, söylediler. Maalesef CHP ve MHP yönetimleri de bu stratejiye siyasi destek verdiler. Davaların sanıklarını milletvekili adayı yaptılar. Silivri’ye baskına gidenlerin arasına karıştılar. Ama yargı yılmadı, ürkmedi, mahkûmiyet kararları verdi. Balyoz kararlarını Yargıtay da büyük oranda onayladı. Bu defa yeni bir stratejiye yöneldiler. Mevcut Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hilmi Özkök ve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Org. Aytaç Yalman hedefe konuldu. Hakaret, taciz, o malum medyadaki karalama ve itibarsızlaştırma kampanyası halen devam ediyor.
Sayın Özel bunlara on gün kadar önce gereken cevabı verdi. Şimdi de Sayın Yalman konuşuyor. 5-7 Mart 2003’te İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’nda yapılan Plan Semineri ile ilgili olarak Sayın Yalman’ın sözlerinde en önemli nokta şudur: “Üç günlük seminerin bir gününde emrime aykırı olarak, EMASYA Planı’nın görüşüldüğünü, seminere gönderdiğim müşahit generalden öğrendim. Bu seminer emre aykırı olarak yapılan, muaşeret kurallarına uymayan, amacını ve haddini aşan bir kahramanlık gösterisinden başka bir şey değildir.“ Yani 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, dönemin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanına rağmen, emirlere aykırı olarak, komutanlarına bir isyan hareketi sergileyerek darbe planlarını masaya yatırmış. (İddianame ve mahkeme kararları, Yargıtay onayı bu yönde.)
İşte Yalman, inkâra dayalı stratejiyi bitirmiştir. 50 yıldan beri darbeciler eliyle gerçekleşen idamlar, faili meçhul cinayetler, işkenceler, zulümler… Asıl bunlar konuşulması gerekirken, vesayetin medyası hepsini unutturmaya kalktı ve cuntacıları himaye yarışına girdi.
6 yıldan beri anlatmaya çalıştığımız bir şey var: Bu ülkede bilhassa 12 Eylül 2010’daki referandumda çıkan yüzde 58 “Evet”ten beri, vesayetin harcı bitti. Yaptıkları bütün inşaatlar için paydos dendi. Evet, varlıklarını sürdürüyor ve fırsat kolluyorlar. Hükümet gevşemezse, yargının duruşu değişmezse, demokratikleşme iradesi ve cesareti devam ederse, bundan sonra hukuk dışına çıkamazlar, bunu yol edinemezler ve kendilerinden hesap sorulmayacağını düşünemezler…
Sayın Yalman, ‘yeter artık, konuşturmayın insanı’ derken, ‘gerçeği kabul edin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni daha fazla yıpratmayın’ diyor.
Eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye bir yürüyüş var. Tekrar söylüyoruz; harç bitti, paydos…
Yorum Yap