CHP’nin intiharını önleyebilmek

  • 10.04.2013 00:00

 Türkiye’de olan biten, temelde zihniyet değişimidir. Silivri’de direnen, aslında bir zihniyettir. Milletin değerlerine yabancı, İslam’ı bir tehdit, mana köklerimize bağlılığı irtica kabul eden zihniyet direniyor.

Bu zihniyet, 27 Mayıs darbesinden beri silahlı kuvvetler içindeki cuntalar marifetiyle statüko rejimini tahkim etti. Darbe anayasalarının kurucu iradesi darbecilerin iradesiydi. İlk defa kurucu irade, halka geçiyor. Temel rahatsızlık budur. Vesayetçiler, yeni anayasa ile Türkiye’nin ellerinden kayıp gittiğini düşünüyorlar.

27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1977 darbelerinin hepsi, demokrasinin kapısı biraz araladığında, halkın değerlerini savunanların iktidara gelmesiyle sonuçlandı. Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan iktidarlarının anlattığı budur. Halk seçiyor, darbeciler kaos ortamı oluşturarak, darbe şartları hazırlıyor ve ardından “kurtarıcılar” olarak seçilmişleri alaşağı ediyorlar. Yalnız dördüncüde durum farklı. Demokrat Parti’ye, Adalet Partisi’ne, Anavatan Partisi’ne yaptıklarını, AK Parti’ye yapmakta zorlanıyorlar. İktidarının 6. yılında, yüzde 47 oy almış iken 2008’de AK Parti’yi kapatmaya kalktılar, başaramadılar. 12 Eylül 2010’daki referandumda çıkan yüzde 58 evet ise son iki asrın dönüm noktası oldu. Teker tümseği aştı… Halk, geleceği ile ilgili ilk defa kendisi mühür bastı. Yirmi seçime bedel bir demokratikleşme rüzgârı yakalandı. Evet oyları yüzde 50 civarında çıksaydı, allem edip kallem edip sonucu değiştireceklerdi. Ama yüzde 58’de kıvrandılar, bir şey yapamadılar. Evet’in rüzgârı çok kuvvetliydi. Bu demokratikleşme iradesinin siyasî bir irade ile güçlenmesi gerekiyordu. AK Parti bu defa hem de yüzde 50 oy ile iktidara getirildi.

Ama maç bitmedi. Siyasî iradenin ileride zaafa uğramaması için şimdi sivil demokrat bir anayasa ile demokrasi perçini gerekiyor.

Şu anda Silivri’de yargıyı tehdit için ayaklanma provası, CHP milletvekillerinin tahrikçiliği, çözüm sürecine Bahçeli’nin demokrasi ile asla bağdaşmayan, hatta demokrasiye ihanet eden yaklaşımı, hepsi ama hepsi, demokratikleşmenin, uyanışın, ayağa kalkmanın önüne setler çekmek için. “Vur de vuralım, öl de ölelim” için “onun da günü gelecek” diyen bir siyasetçi, demokrasiye ihanet etmiştir. Demokrasilerde, devletin emniyet güçleri, yargısı varken hiç kimse “günü gelecek vuracaksınız, öleceksiniz, ona göre hazırlıklı olun” çağrısı yapamaz. Kime vuracaksın? Kimi öldüreceksin? MHP’nin içinde hiç mi âkil insan kalmadı. Milliyetçilik bu mudur? Bu milleti kardeş yapmak varken, iç harp için davetiye çıkaran bir lidere; aklı, vicdanı, insafı ipotek etmek midir milliyetçilik?

BDP-KCK-PKK çizgisine üç aylık bir süre tanımalıyız. PKK, silahlarını bırakır ve sınır dışına çıkarsa, tahminlerin ötesinde barış esintileri ile dolu yeni bir dönem başlayabilir. PKK silah bırakacak ve sınır dışına çıkacak. Üç ay daha sabredelim. İkili oynarlarsa bu defa kaybederler, kaybedecekler…

Derin yapı direniyor. Silivri bahane, Ergenekon davalarını engellemek bahane, akil insanlar bahane, AK Parti düşmanlığı bahane, asıl hedef vesayetin ayakta tutulması. Mevzilerin, konumların muhafazası… Onun için kutuplaşmayı ve gerilimi sürdürmek istiyorlar. MHP’nin yaptığı düpedüz gerilim ve kutuplaşma siyasetidir. Her şeye rağmen intiharını önleyebileceğimiz bir parti var; o da CHP’dir. Ulusalcıların Truva atı olmaktan, Ergenekon durağında iktidar beklemekten kurtulabilen bir CHP, hâlâ demokrasinin umududur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums