Bu paket son paket mi acaba

  • 30.09.2013 00:00

 AKP yönetiminin demokrasi dünyasının derinliğini bir sözcükle tanımlamak çok zor; demokratikleşmenin ne kadar istediğini almak için yapılanları tekrarlamak yerine bugünkü durumu ileriye nasıl taşıyacağını görmek gerekiyor. Çok fazla çabaya da gerek yok aslında. Türkiye’nin imzaladığı ”temel insan hak ve özgürlükleri, kültürel haklar, siyasi ve ekonomik haklar”sözleşmelerinin gerekleri yerine getirilse, bambaşka bir Türkiye manzarası ortaya çıkar.

AKP’nin son kongresinde kabul edilen 62 madde, mucize gibi sunulmuştu. Oysa devletin, küresel dünyaya kendini adapte etme politikası, AKP’nin programı hâline getirilmişti, hepsi bu. AKP mi devleti değiştiriyor, yoksa yeni devlet AKP üstünden post-vesayet sistemi mi kuruyor.Savunma sanayi, füze sistemi, koruma kalkanı ile başlayan silahlanma gibi mesela.

Devlet iradesi ve devlet aklına rağmen değişim gerçekleştirmek bu topraklarda çok zor.

Komünizm gerekliyse onu da biz getiririz” diyen devlet zihniyeti 2013 Türkiye’sinde kendini güncelleyerek devam ediyor.

Bugünkü değişim yoluna 1999’da “AB Helsinki Zirvesi”nde “tam üyelik” adaylığı kesinleştiğinde girildi.

Ayrıca; BM, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948’de imzalandı) “Kişisel ve Siyasal, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi” Ana sol (ANAP- DSP- MHP) iktidarı döneminde imzalandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, (1953’te imzalandı) ”bireysel başvuru hakkı” 1987’de ANAP hükümeti zamanında kabul edildi.


Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı
, 15 Ekim 1985 tarihinde imzaya açıldı, Türkiye, 21 Kasım 1988’de imzaladı. Şart’ın, özerklik, yerinden yönetim gibi bazı madde ve paragraflarına çekince koyuldu. Yeni pakette bu şerhlerin kaldırılacağı söyleniyor.

Atılan bu adımlar, Soğuk Savaş sonrası değişen dünyaya uyum sağlama ve devleti yeniden yapılandırılma çabasıdır. Devletin bekasının gereği kadar değişim.


Özal
’ın başlattığı, ekonomik, siyasi, düşünce ve inanç özgürlüğü fikrî değişim girişimleri devletin ana gövdesi; ordu, bürokrasi ve iş dünyasında şok yarattı.

Devlet içinde ayrışmanın fitilini ateşledi. Bu ateş, karşı direnişi de ateşledi.

Özal’ın ölümü ya da öldürülmesi sonrasında, değişim durakladı. Demirel’in itiraf ettiği gibi, “Devlet rutin dışına çıktı”.


DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ VE DEĞİŞİM

Devletin makas değiştirme adımları sert dirençle karşılaştı. Gladio yapıları harekete geçti. Sivil- askerî bürokrasi, devlet kapitalizminden beslenen iş dünyası, devletçi basın-medya, mafya, Cumhuriyet’i savunma cephesi oluşturdu.

Karşı cephe” için İslamcı partinin (RP) yükselişi bulunmaz fırsat olmuştu. 28 Şubat, İslamcılara karşı değil, değişimi durdurmak için yapıldı. İslamcılar, figüran olarak kullanıldı.


AKP’yi iktidardan indirme ve bir dizi darbe planı,
 28 Şubat bin yıl sürecek” sözü: Türkiye’nin değişim sürecini durdurmak, statükonun devamını sağlama kararlılığı için söylenmiş sözdür.

Değişen Türkiye’yi durdurma girişimleri Ergenekon’un ortaya çıkan kesimiyle çözüldü. Değişim ve yeniden yapılanma, AKP iktidarı marifeti ve “yeni devletle yola koyuldu. Peki, değişim devam edecek mi?

2002’de iktidar olan AKP, devletin yeni Milli Siyaset Belgesi’ndeki politikalarla kendi politikalarını uyumlaştırarak, ‘reformlar’a girişti.

AKP, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le 2002-2007 yıllarında zorlu geçen beş yıl çalıştı. Buna rağmen bu dönemde, AKP’nin yaptığı! ya da yaptırılan , bazısı “devrim” niteliğindeki reformlar (Yargı, Medeni Kanun, Ceza Kanunu...) “12 Eylül’den çıkış” getirebileceği konusundaki umutları güçlendirdi.

Demokratikleşme adımlarına toplumdan ve liberal aydınlar, demokratlar ve özgürlükçü soldan verilen siyasi destek iktidarı cesaretlendirdi ama değişime karşı eski devlet zihniyetinin direnişe geçmesinin fitilini de ateşledi.

Direncin kırılmasının tepe noktası, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi oldu.


DEMOKRATİKLEŞMENİN SINIRI NERESİ?


Demokratikleşme herkesi değiştiriyor.
 AKP iktidarı ve devlet, “değişim dedik ama bu kadar da demedik” dercesine 2011’den sonra, tıngır, mıngır giden reform aracının el frenini çekti.

Devlet daha çok konuşmaya başladı: Valiler siyasetçi gibi, AKP adına konuşanlar devlet memuru gibi konuşuyor.

Demokratikleşme, Barış Süreci’ne kilitlenerek, Kürtlerin bölgede yeni statülerine karşı savaş tehdidine; Kürt siyasi hareketiyle pazarlık adına temel hak ve özgürlükler siyasi şantaj aracına dönüştürülerek, çelişkili insan hakları ve siyasal özgürlükler durumu ortaya çıkıyor.

Yeni paket açıklandıktan sonra, AKP yönetimi demokratikleşmede son durağa gelindiği anonsunu yapabilir mi?


Yeni devletin
 bekası için bu kadar değişim yeter denebilir.

Daha fazla “icat çıkartmayın”...


Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı
 zaten başımıza bela olacak!

Bu kadar hak, özgürlük yeter.

Allah’tan belanızı mı istiyorsunuz.

Bu memlekette Kürt diyemiyordunuz.

Her yer Metro, Her yere Metro”...

Dizinizi kırın, kesin sesinizi oturun.

Yoksa koyduk mu oturtmasını biliriz.



huscakir56@yahoo.com.tr

Twitter: @huseyincakir1

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums