Özgür basın nasıl susturuldu?*

  • 4.02.2015 00:00

 4 Mart 2009 günü, Astsubaylar Ali Balta, Orhan Güleç ve İsmail Dağ, Askeri Bilişim Sistemlerine üretilmiş Word belgeleri yükledikleri iddiasıyla Kayseri’de gözaltına alınıyorlar. Önce suçlamaları reddediyorlar. Gözaltının üçüncü günü ise suçüstü yakalandıklarından olsa gerek, Tümgeneral Rıdvan Ulugüler’in, 31 Aralık 2008 tarihinde yayımladığı kişiye özel belgede açıkça tahrifat yaptıklarını kabul ediyorlar. (Hatırlatalım, Rıdvan Güler’in ismi sonradan Balyoz davasına ekleniyor. Güler, Balyoz’dan yargılandığı için tasfiye edilmemiş olsaydı, Hava Kuvvetleri Komutanı olması beklenen isimlerden biriydi.)

Suçlamayı kabul eden astsubay Ali Balta, ‘tedbir’i elden bırakarak, Denizli’de kaldığı “ışık evi”ndeki ‘ağbi’sinin kendisiyle Kayseri’ye geçtiğinde temas kurulacağını belirttiğini,  Tarık isimli kişinin bu teması kurduğunu ve kendisine Orhan Güleç ve İsmail Dağ ile aynı evde oturmalarını telkin edip  evin “ağbisi” olduğunu, ev ağbisi Tarık’ın onları kendisinden daha yüksek bir konumda bulunan Yusuf isimli kişiyle tanıştırdığını ayrıntısıyla anlatıyor. Bu Yusuf isimli ‘ağbi’, 28 Şubat 2009’da eve geliyor ve Ali Balta’ya bir flash bellek veriyor. Kendisinden bu bellek içindeki word dosyasıyla Doküman Yönetim Sistemi’ne girerek ara numarası almasını ve belgeyi sistemden herhangi bir adrese göndermesini istiyor. Ali Balta, Yusuf ‘ağbi’nin, askerî belgelerde iftira amacıyla tahrifat yapılmasını “kötülerin başına taş atılacak, orduda temizlik yapılacak” şeklinde tanımladığını da ekliyor. Hülasa, Ali Balta, suçun nasıl işlendiğini ve tahrifatın hangi amaçla kimler tarafından yaptırıldığını tüm açıklığıyla anlatıyor. Sonra ne mi oluyor? Suçu işleyenler değil, onların ifadesini alıp mahkemeyi açanlar hapse atılıyor!

Askerî belgede tahrifat yapmakla suçlanan ve Gülenci olduğu düşünülen bu üç astsubayla ilgili soruşturmayı yürüten dönemin Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Zeki Üçok ve astsubayların ifadesini alan Yarbay Gürol Doğan, mezkûr ifadeyi ‘hipnoz yoluyla işkence altında’ aldırmakla suçlanıyorlar. Doğru duydunuz. Suçu kabul eden astsubay dahil bu üç kişinin üzerinde herhangi bir fizikî işkence izi olmadığı için, ifadeyi açığa düşürmek amacıyla, hipnoz yoluyla etki altına alındıkları ve zihnî işkence yaptıkları suçlamasıyla tutuklanıyorlar. İşe bakın ki Adlî Tıp raporu da bu subaylara hipnoz yapıldığını ve bunun izlerinin hâlen görünür (?) olduğunu belirten bir raporu mahkemeye gönderiyor. Halk Ekmek’in tam buğdaylı-büyülü ekmekler üretmesi veya köpük partilerine götüren cinler kadar absürt olan bu dava, aynı absürtlükle sonuçlanıyor. Askerî belgede tahrifat yaparken yakalandığı söylenenler serbest kalırken, onları sorgulayıp soruşturanlar 7 ile 9 yıl arası hapse mahkum ediliyor.

Bunun basın özgürlüğüyle alakası ise şöyle: Habertürk Gazetesi, 20 Mart 2009 tarihinde, Sibel Hürkuş imzalı, “F Tipi’ astsubayın fişleme itirafları” haberini manşete çekiyor. Haberin alt başlığı da şöyle: “Işık Evi operasyonunda gözaltına alınan Ali Balta: Askerler fişlendi. Tümgeneralin adına sahte emirler yazıldı.” Yani haberde, Astsubay Ali Balta’nın Gülenci olduğunu ve tahrifatı da Gülenci bir ağbisinin yaptırdığını itiraf ettiği ifadesine yer veriliyor.

Manşetin çıktığı sabah, Zaman Gazetesi’nin internet sitesinde, Habertürk’ün haberine yönelik ‘evlere ateşler salan’ bir metin yayınlanıyor. Metnin başlığı, ‘F tipi’ astsubayların mağduriyetinden emin, Habertürk’ü suçluyor: “Habertürk’te operasyonel haberler başladı: İşkence altında alınan ifadeleri yayınladı”. (http://www.zaman.com.tr/gundem_haberturkte-operasyonel-haberler-basladi-iskence-altinda-alinan-ifadeleri-yayinladi_827828.html)

İfadenin hipnoz değil, ilaç değil, işkence (!) altında alındığı hükmünü başlıktan veren metnin son cümlesine dikkat: “Medyaya yeni adım atan Habertürk gazetesinin daha şimdiden bu tür operasyonal girişimlere çanak tutması (Mustafa) Balbay günlüklerinde yer alan darbeci paşaların “Paşam Ciner bizden yana. Biz kuşatmayı yardık” iddialarını akla getiriyor.” Yani, Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner’e aba altından Ergenekon sopası gösteriliyor.

Peki “Gücü özgürlüğünde” olan Habertürk ne yapıyor? Anında, manşeti internet sitelerinden kaldırıp, yerine “Medyada editoryal hastalıklar” başlığıyla imzasız bir metin koyup manşetleri hakkında özür dileyip nedamet getiriyor. (http://www.haberturk.com/medya/haber/135612-medyada-editoryal-hastaliklar)

‘Alo Fatih’lerle KJ bile değiştirtemeyen Erdoğan’ın ‘diktatörleşmesinden’ tam 6 yıl önce, ‘Alo Turgay’ demelerine gerek bile kalmadan birkaç saat içerisinde Habertürk’e kendi manşetlerini yalatıp yutturuyorlar, üzerine de özür diletiyorlar. Habertürk’ün, “Hocaefendi aleyhinde söz söylenemeyen” bir ‘hizmet müessesesi’ olma yolundaki tuğlaları işte böyle döşeniyor.

İlginçtir, bu önemli habere imza atan Sibel Hürtaş, yine sonradan üretildiği kanıtlanan Kafes Eylem Planı çerçevesinde, Türkiye’de işlenen gayrimüslim cinayetlerini anlatan “Kafesteki Türkiye” adlı bir kitap yazıyor. Muhtemelen o dönem Zirve Yayınevi Cinayeti davası sırasında tanıştığı avukat-yazar Orhan Kemâl Cengiz’le de evleniyor. Kendisine, ‘F Tipi’ Bugün Gazetesi’nde ‘basın özgürlüğü’ hakkında yazan eşinin de yazılarını paylaştığı twitter sayfasından ulaştım. Görüşmek istediğimi bildirdim. Telefon numarasını verdiği ve ‘görüşmek üzere’ diye bitirdiği bir mesaj aldım. Bütün gün kapalı anonsu veren telefondan nihayet dün gece dönüş aldım. Haberin iptal ediliş sürecine ilişkin hiçbir bilgisi olmadığını söyleyen Sibel Hanım, manşetteki ‘F Tipi’ ifadesinden rahatsız olduğunu eklemeyi de ihmal etmedi. Bu ayrıntıyı da dikkatinize sunuyorum.

* Zaman’ın Habertürk’ü köşeye sıkıştırış hikâyesini ilk fark edip haberleştiren Kenan Kıran’ı bu vesileyle tebrik ederim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (22)

  • Cemil DOĞRU
    Cemil DOĞRU
    20.07.2012 15:07

    Bu adamlar Funda tanıtma ve kalkınma Vakfının üyeleri mi, yoksa Düzce Kalkınma ve Tanıtma Vakfının üyeleri mi? açıklamaları ile Fundaya veya kendi kariyerlerine zarar vermeleri umurumda değil ama Düzceye ve üniversiteye zarar veriyorlar. Susmalarını salık ediyorum. Üniversiteye ve Düzceye biraz saygınız varsa susun da, yazıda belirtildiği gibi kapasitesizliğiniz ortaya çıkmasın. lüzümsüz konuşmanız olmasaydı , ne web sitenizin geriliğinden, ne internet özürlü olduğunuzdan haberimiz olmayacaktı. konuşun ve batın. orası sizin bileceğiniz konu. ama düzcemizi ve üniversitemizi sizinle ve akıl hocanız ile birlikte batırmayın.

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 21:31

    ahhh bu rant çıkar kavgaları ah bu para merakı adamı adamcık yapar

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 21:31

    ahhh bu rant çıkar kavgaları ah bu para merakı adamı adamcık yapar

  • ülkü menteş
    ülkü menteş
    19.07.2012 20:27

    yapılan haberin uslubuna bakınca ,vakıf yöneticilerine karşı kullanılan ifadelere bakınca asıl haber yapan kimin uzaktan kumandası, hangi mihrakların çıkarları için yırtınıyor bende bunu merak ettim?????????????????

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 17:55

    Para para para....

  • neremiz doğru ki..
    neremiz doğru ki..
    19.07.2012 14:31

    Vakfa sormuşlar, neren eğri, Vakıf başkanı ve sözcüsü nasıl cevap vermiş dersiniz?

  • Polat Alemdar
    Polat Alemdar
    19.07.2012 14:24

    Vakıf yönetimini, Üniversiteyi sürekli gündemde tuttukları için, armut kafalıların dolduruşuna gelerek açıklama yapmak suretiyle basına malzeme verdikleri için, monoton yaşantımıza renk kattıkları için, Rektörün hatalarını örtmek ve hukuksuzluklarının kamuoyunda tartışılmasının engelemek için kendilerini feda etmelerinden dolayı tebrik ederim. Bu gayretlerinden dolayı Düzce halkından, kendilerini feda eden bu kahramanlardan demir ve tuğla almaya ve bu şekilde katkıda bulunmaya davet ediyorum. ,

  • Hilal Aslanoğlu
    Hilal Aslanoğlu
    19.07.2012 14:16

    Sayın Valimizin vakıf başkanlığından niçin apartopar ayrılmak istediğini şimdi daha iyi anlıyorum. Her yönü ile şaibelere bulaşmış yönetim kurulu üyelerinin düzeyleri ortada. Menfaatleri için her şeyi yapabilen, basın karşısına çıkıp kendilerini ifade etmekten aciz, sorulara muhatap olmamak için başka birilerinin e-mail adresleri ile "bildiri gönderecek kadar özgüvenleri olmayan, sokağa çıkamaz duruma düşmüş insanlarla aynı masa etrafında oturmak, aynı karede görüntü vermek istememesi son derece doğal. Her söyledikleri yalan, her konuşmaları yanlış olan, kendilerine yalancı diyenlere ve adam olun diyenlere bile cevap veremeyen, 15-20 gün sonra birilerinden icazet aldıktan sonra yazılı açıklama yapacak kadar çaresiz insanlarla ben de olsam aynı çatı altında bulunmak istemezdim.

  • Ahmet Barış- bir öneri
    Ahmet Barış- bir öneri
    19.07.2012 14:12

    2006 yılında kurulan Düzce Üniversitesinin adı, halen İzzet Baysal olarak web sitesinde geçiyorsa, bu vakıf artık "Tanıtma" sözcüğünü isminden çıkartsın. Vakfın imkanları ile kalkındıkları için "Kalkınma" kelimesi kalabilir.

  • Konuralpli Selim
    Konuralpli Selim
    19.07.2012 14:08

    Sayın Bakanımız gariban bir vatandaşa demişti ya "takla at da görelim" hepimiz ayıplamıştık o bakanı. Bizim vakıfçılar gönüllü taklacı. Acaba bir parmak şıklatma ile bu iki zevata takla attıran kimdir? gönüllü olarak takla attıklarına ihtimal vermiyorum.

  • Fakülteli
    Fakülteli
    19.07.2012 13:47

    Üniversiteye inşaat malzemeleri satmak için bu lafları işitmeye değer mi? artık ne yaparsa yapsın bu saatten sonra ne kendisine bir faydası olur. ne de gelinlerine,

  • tanıtım
    tanıtım
    19.07.2012 13:56

    AIBU ha! :) ee derdimiz ankaradan para gelsinde üniversiteden ihale kapalım olunca..rezil oldular rezil..siz kimsiniz de düzceyi tanıtacaksınız? vakf üzniversite ve düzce konusunda bu kadar hassas ise düzcemizin tanıtımınas önemli katkıları olan sayın tacizci doçent, sayın tecavüzcü müdür ve reçete yolsuzu dekan yardımcısı konusunda da birşey söylesinler..bekliyoruz..

  • bravo
    bravo
    19.07.2012 13:53

    tezcan bey tebrik ederim çok güzel bir yazı olmuş..

  • Amaç ne?
    Amaç ne?
    19.07.2012 13:49

    Amaç orada aile imparatorluğunu AKP şemsiyesi altında devam ettirebilmek, yoksa Düzcenize faydası olmak değildir. Reçete yolsuzu Recep ÖZmerdivenli yi koruyan birisinden ne beklersiniz!

  • of be
    of be
    19.07.2012 13:25

    ya bırakın kardeşim bu işleri artık lütfen yaaa

  • Gerçekçi
    Gerçekçi
    19.07.2012 13:22

    derdi tuğla satmak olan adamın tanıtımla ne işi olur yaaaa

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 13:09

    en son o parmak kaçacak senin biyerine

  • ben deniz
    ben deniz
    19.07.2012 12:15

    důzcenìn tanıtımı bunlaramı kaldı. biri parkta ağzında nargile hatun kesme derdinde birisi gelinini rektör yapıp bol bol malzeme saa derdinde vay anam vayyy

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 12:11

    şimdi siteye girdim baktım meraktan haaa.. başkan tonyalı genel sekreter ali dilber bunlar bu vakfın vazgeçilmezleri heralde... bence bu adamlarında itiraz etmesi lazım. yarın sitede olacak olumsuzluklardan bunlar sorumlu olur...

  • Düzceli
    Düzceli
    19.07.2012 12:08

    Arkadaş bunlar yakında avukatlık bürosu açarlar. İşlerine gelirse rantları varsa BARO Başkanlığına da aday olurlar. Hani adliyelere ek düzenlemeler falan yapılacak ya o işleri almak için.

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    19.07.2012 11:42

    dostum cok ıyı yerden yakalamışsın valla helal olsun billa helal olsun

  • üniversiteli
    üniversiteli
    19.07.2012 11:16

    Bu avukatlık bürosu acaba özel avukatlık da yapar mı? Bu günlerde bedava avukata ihtiyacım var. Böyle yorumlar nedeniyle kafayı takan birine karşı beni savunması gerekiyor

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums