Bu dava ‘paralel’e sığmaz mı?

  • 19.01.2015 00:00

 Hrant Dink cinayetine giden süreçte sorumluluğu olanları, kışkırtanlar, tetikçiler, ihmali bulunanlar ve kastı olanlar olarak sınıflandırmak mümkün. Kışkırtanlar, Dink’i, Sabiha Gökçen’in Ermeni kökenli olduğu haberinden itibaren sistematik olarak hedefe koyanlar ve dava süreçlerinde bizzat yer alarak linç etmeye çalışanlardır. Tetikçiler, Ogün Samast ve onu yönlendiren Yasin Hayal ve ikiliyi azmettirici olarak öne çıkan Erhan Tuncel’dir. Geriye çoğunluğu devlet kademelerinde ihmali ve kastı olan görevliler kalıyor. Davanın çözülmesi noktasında yeterince açığa çıkmamış kesimi de bunlar oluşturuyor. Şimdi bu kategorizasyon çerçevesinde bildiklerimize bakalım:

Erhan Tuncel’in bağlantıları

Hrant Dink cinayeti işlenmeden çok önce Erhan Tuncel adını duymuştuk. Trabzon”daki McDonald”s bombalamasının faili Yasin Hayal, saldırının polis muhbiri olduğunu söylediği Erhan Tuncel tarafından planlandığını iddia etmişti. Bu ikiliyle yıllar sonra, ne yazık ki Dink suikasti vesilesiyle tekrar karşılaşacaktık.

Tuncel, dava boyunca büyük çoğunlukla sessiz kalmayı tercih etmişti. Ne var ki kamuoyuna en geniş açıklamayı, Ocak 2012”de, tam da beraat ettiği karar duruşmasının ertesinde, Zaman Gazetesi'ne gönderdiği bir mektupla yapacaktı. Mektupta cinayeti örtbas edenin Trabzon Jandarma ayağı olduğunu vurgulayan Tuncel, iki polis müdürünü ise âdeta kahramanlaştırıyordu. Okuyalım:

“O dönemde (2007) Ergenekon”a dokunan yanıyordu. Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer, Türkiye”nin en karanlık noktasına projektörü tuttu. Bu iki isim Dink cinayetinin mağdurudur. Israrla bu iki şahsın ismi zikrediliyor. İstihbarat iç mantığına göre en son sorumlu tutulacak kişiler. Akyürek”in, Trabzon”da görev yapmasına bağlıyorlar. Görevini hassasiyetle yapan biri. Ancak cinayetin işlendiği dönemde daire başkanı olması onu bu paydaya dahil etti.”

Ancak bir sene sonra Yargıtay, Tuncel hakkındaki “kasten öldürmeye azmettirme” suçundan kurulan beraat hükmünü, Tuncel'in “Dink”in öldürülmesi suçuna yardım ettiği için mahkumiyeti gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verince Tuncel birden ağız değiştirdi. Dink davasının yeniden görülmeye başlandığı 3 Aralık 2013”teki -17 Aralık’tan önce- ilk duruşmada şöyle diyecekti:

“Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ben hepsine iyilik ettim. Hepsinin ortak özellikleri yalancı oldukları ve adli mercileri yanıltmalarıdır. Cinayet çetesinin Ali Fuat ve Sabri Uzun ölüm ihbarı yapmamış ve yanlış rapor düzenlenmiştir. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp kendilerini saklamıştır. Oda TV, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil bu ikisidir. Ben bu şahıslara hiçbir kötülük yapmadım. Savcılık halen şahısların kurduğu tuzakla karşı karşıyadır.»

Tuncel”in bir sene içerisinde bu kadar farklı ifade vermesinin sebebi ne olabilir? Zaman Gazetesi'nin mektubunu yayınlayacak kadar değerli gördüğü Tuncel”in son ifadesi de aynı değerde görülmeli midir?

Trabzon-İstanbul Emniyet arasındaki geçişlilik

Tuncel, polis muhbirliğine dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek zamanında başlamıştı. Tuncel, Dink'in öldürülebileceğini Akyürek”in yönetimindeki Trabzon Emniyeti'ne bildirmişti.

Yine Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun ilgili raporunda, cinayet işlendiği sırada Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay, İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı (Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bu göreve getirildi) Ramazan Akyürek”in de aralarında bulunduğu 19 polis suçlanmış ve haklarında soruşturma açılması istenmişti.

Dink davası avukatları, Akbank”ın cinayet günkü kamera kayıtlarının sabah ve öğle saatlerine ilişkin bölümünün TEM Şube'de görevli Selim Kutman'ın görev süresinde silindiğini ortaya koymuşlardı. Yine dava sırasında, Polis Başmüfettişi Levent Yarımel de, Yasin Hayal'in telefon trafiğinin Emniyet İstihbarat Dairesi'ndeki kayıtlarının bilinmeyen bir el tarafından silindiğini söylemişti. Bu dönemde Akyürek İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı ve Yılmazer İstanbul Emniyet İstihbarat C Şube Müdürü'ydü. Ayrıca Dink davası avukatı Fethiye Çetin Çetin, Akyürek’e ilişkin şüphelerinin yanı sıra, Trabzon Emniyeti’nde bazı evrakların imha edildiğini bildiklerini ifade etmişti. Nitekim haklı çıktı. Ek olarak, 16 Ekim 2009’da İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan alınan Ramazan Akyürek’in görevden alınmadan sadece 6 gün önce, kendi döneminde yapılmış tüm telefon sorgu sonuçlarını da sildirdiği ortaya çıkacaktı.

Davayı kilitleyen kimdi?

Dink cinayetinde ihmali olan Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız yargılandı ve 6 ay hapis cezası aldı. Öz ve Yıldız'ın dışında ihmali bulunan askerler ise dörder ay hüküm giydi. Kanaatimce yeterli olmasa da bir başlangıçtı.

Ancak cinayetin üzerinden geçen 7 yıl içinde, askeriye dışında kalan hiçbir kamu görevlisi soruşturulmadı. Kamu görevlileriyle ilgili açılan dosyaya 17 Aralık sürecinin cevval savcılarından Muammer Akkaş bakıyordu. Özetlemek gerekirse cinayete giden süreçte kilit önemde olan iki ilin istihbaratının başında, şimdilerde paralel kimlikleri açığa çıkmış olan iki emniyet müdürü, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek vardı. Bu isimler sadece cinayetin istihbarat ayağındaki ‘ihmaller’ başlığında değil, cinayet sonrasındaki delillerin yok edilmesi noktasında da ön plana çıkıyor. Ayrıca cinayetin kamu görevlileri bağlamındaki soruşturmasını yürütmeyen savcının da, delil çuvallarını bile açmaya gerek görmeyen bir telaşla Başbakan”ın kapısına dayanmasına rağmen içlerinde Gülen Cemaati'ne yakın olan polis müdürlerinin de olduğu Dink davası dosyasında üç yıl boyunca hiç harekete geçmediğini not edelim.

Hükümeti yönlendirenler ne diyordu?

Ayrıca Başbakanlık Teftiş Kurulu, altında Başbakan Erdoğan’ın imzasıyla yayınlandığında, raporu haberleştiren Taraf Gazetesi, 13 Ocak 2009 tarihli haberinde, raporun işaret ettiği Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i es geçmeyi tercih etmişti. Şimdilerde hükümeti cinayette paralel devletin rolünü görmemekle itham eden yazarlar, “Hrant’ın katili Ergenekon devleti” diye bağıran kalabalığın en önünde yürümekteydiler. Dolayısıyla hem “Bu dava ‘paralel’e sığmaz” şeklinde açığa çıkmış paralel yapıyı bile tırnak içine alıp kollayanlar hem de  BTK raporunda davaya ilişkin çekilmiş en net fotoğrafın altında imzası olan Erdoğan’ı ve son bir sene içerisinde davadaki kamu görevlilerin araştırılmasını geç de olsa sağlayan hükümeti hedefine koyanlar tetikçilerin paralel yapı ve polisleriyle ilişkisine dair de net bir duruş sergilemeliler. Tabii bunun için önce tırnak dışına çıkmaya cesaret etmeleri lazım...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums