Paralel yapı kaybetti mi?

  • 28.12.2014 00:00

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ankara’daki TÜBİTAK Bilim Ödülleri töreni sırasında söylediği, “Türkiye paralel yapı ile mücadelesini kazanmıştır, kazanmaya devam edecektir” ifadesiyle aynı gün ‘biz hâlâ burdayız’ der gibi bir karar çıktı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Devrimci Karargâh Örgütü” Davası’nda eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’ya verilen 5 yıl 17 ay 15 gün hapis cezasını onadı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, paralel yapının hükmünün sürdüğü dairelerden biri olarak biliniyor. Başkanı hariç tüm üyelerinin, paralel yapının yüksek yargıda örgütlendiği 2010 referandumu sonrasında gelmiş olması bu kanıyı güçlendiriyor. Ayrıca bu daire paralel yargı eliyle verilmiş tüm kararları eksiksiz onaylamasıyla ve Hanefi Avcı kararında olduğu gibi toplumda infial yaratacak kararlara imza atmasıyla da ünlü.

Geçtiğimiz seneki 25 Aralık günü, darbe süreci devam ederken, 28 Şubat günlerinde 14 yaşındayken idamla yargılanan Yakup Köse’nin başka bir davadan cezasını onayan da, aynı Aralık ayı içerisinde âdeta toplumun sinir uçlarıyla oynarcasına hem HDP milletvekili Sebahat Tuncel hem de sosyolog Pınar Selek hakkındaki cezayı onayan da aynı daireydi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, ister sağcı bir emniyet müdürü, ister İslâmcı bir çocuk, ister feminist bir kadın, ister HDP’li bir Kürt temsilci olsun, refleksi aynıdır. Bu, Erdoğan fırsat verseydi, inşa etmek istedikleri ‘paralel Türkiye’nin nasıl bir açık cezaevine dönüşeceğinin küçük bir resmidir sadece.
Fetullah Gülen, tutuklanmasının ertesinde Avcı’yla ilgili sorulan bir soruya karşılık “Allah taksiratını affetsin” demişken, farklı bir sonuç beklemek beyhude olurdu zaten. Üstelik Avcı, diğer davalardan daha çok Gülen’in sinir uçlarına dokunuyor. Zira hem muhafazakâr-milliyetçi gelenekten geliyor, hem İslâmafobik ve cemaat düşmanı değil, hem de devlet içerisindeki Gülenci yapılanmayı en yakından bilen ve ilk etraflıca deşifre eden isim…

Ne yazık ki o günlerde, Avcı’nın da dediği gibi darbe davalarının sivil siyasetin ve toplumun önünü açacağı, bazı cesur savcıların askerî vesayete direndiği şeklindeki rüzgâr, bu temizlik adı altındaki tasfiye operasyonunu görmemizi engelledi. Avcı aleyhinde köşemde hiçbir yazı yazmamış olsam da twitter’da (Allah affetsin Emre Uslu dahil) yazı paylaşmış, görüş belirtmişim. Bunun için özür dilerim. Aynı şekilde Nedim Şener’in de  içinde olduğu OdaTv Davası mağdurlarıyla ilgili aleyhte bir şey yazmamış olsam da Ahmet Şık veya KCK davalarında olduğu gibi lehte de yazmamışım. Bunun için de özür dilerim. 

Kumpasa kurban gittiğini bildiğimiz bu isimlerin yanı sıra daha isimsiz binlerce mağdur daha var. Onlarca davaya gömülmüş olduğumuz için, Tahşiye davasında olduğu gibi onlara da basın ve kamuoyu olarak yeterince ilgi gösteremedik. Bundan dolayı da çok üzgünüm. Sanırım paralel yapı ile hesaplaşmanın bir kısmı da bu hususlarda mağdurlarla helalleşmemizi gerektiriyor.

Mevzua dönersek… Paralel yapı ile hesaplaşmanın daha çok başında olduğumuzu düşünüyorum. Her ne kadar şu anda operasyon kabiliyetleri büyük ölçüde zarar görmüş olsa da, bu uzun vadede emniyette olduğumuz anlamına gelmiyor. Mevcut durumda ülke anahtarını elde ettiklerini düşündükleri için kendilerini bayağı faş etmiş olabilirler. Ancak henüz ifşa olmamış tüm kadrolar 1980 darbesi öncesinde olduğu gibi ‘uyuyan hücre’ modunda devam ediyor. Üstelik, aldığım sağlam duyumlara göre, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde general seviyesine yükselmiş Gülenciler var. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, ‘dava yorgunu’ orduyu ve delik deşik edilmiş personeli tekrar bir tasfiye operasyonuna maruz bırakmak istemiyor olsa da hükümet ordunun hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak bunu işbirliği içerisinde ve cerrahî müdahale inceliğinde yapmak zorundadır. Hukuk içerisinde hareket edildiği için emniyet-yargı içindeki paralel yapıyı tasfiye etmenin de zaman alacağı bir gerçektir.
Dolayısıyla bu noktada, toplumun da siyasî iradenin de teyakkuzda olmasında fayda var. Erdoğan nefretinden ötürü, ana muhalefet ‘Nerde bu cemaat, söyleyin kaydolayım’ seviyesinde seyrettiğinden ve sol-liberal denen tayfa ‘Şefkat Tepe’cilerle elele barışa kastetmeye kalktığından muhataplıklarını kendi elleriyle tahrip etmiş durumdalar. 

Avcı’nın tesbit ettiği gibi paralel yapı “sadece iktidarın karşısında değildir, tüm devletin, tüm halkın karşısındadır.” Mücadele devam ediyor…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums