İlim şart

  • 3.09.2014 00:00

 İlim adamlığı her zaman paradan puldan, makamdan mevkiden önce gelir.

Ahmet Davutoğlu

İnşa safhasının, kendisine 'Başbakan' olarak değil, daha kıymetli bulduğu sıfatıyla 'Hoca' olarak hitap edilmesini isteyen, İslâmî ve seküler ilimlere hakim, entelektüel birikimi her kesimce takdir edilen Davutoğlu dönemine denk gelmesi umut verici.

Davutoğlu, zaten sağlam bir inşa için yapılması gerekenlerin farkındadır. Fakat diğer taraftan bir insan ne kadar alim olursa olsun, istişare etmeye muhtaçtır diye düşünüyorum. Bu minvalde naçiz tekliflerimi kamuoyuna arz ediyorum:

1-Her alanda nicelik, kadar nitelik de önemsenmeli. Örneğin, daha çok yurt binası yapıp daha çok öğrenci barındırmaya çalışmak güzel. Fakat o binalarda öğrenciler ne tür bir eğitimden, hangi hocaların ilmî gözetiminden geçecek gibi sorular da en az öğrenci sayısı kadar dert edilmelidir.

2-Genelde gençlere, üniversite seviyesine gelene kadar bir istikâmet kazandırılamıyor. Bu süreç, çok daha erken evrelerden itibaren başlatılmalı ve bu amaca matuf kurumlar yaygınlaştırılıp güçlendirilmeli.

3-İslâmî ilimlerle seküler ilimlerin bir arada öğretileceği, doğru bir müfredat üzerinden öğrencilere hitap edilmelidir. Yeni Gazaliler, Birunîler, Harezmîler, İbn Haldunlar, Farabîler, Ali Kuşçular yetiştirmek arzusundaysak, tıpkı bu alimler gibi, mevcut ilimlere herhangi bir kimlik vermeden önce, onların tüm insanlığa olan faydalarının altını çizen bir eğitim ve dolayısıyla inşa anlayışı gerekiyor. Bu ilimlere İslâm'ın zaviyesinden bakış, ancak öncelikle onlara hakim olan gençlere kazandırılabilir.

4-Merhum Cemil Meriç'in dediği gibi kavga insanla kelime arasındadır. Bu minvalde kendini yeniden inşa etmek isteyen bir toplumun en başta sosyal bilimlerde öncülere ihtiyacı vardır. Dili yok edilmeye, hafızası silinmeye çalışılmış bir toplum olarak hem tarihimizi bilen hem de sosyolojimizi iyi teşhis edebilecek gençler yetiştirmek zorundayız. Aksi takdirde, herhalde kâfiyeli duruyor diye 'davam' ile 'kavgam'ı eşitleyenlere mahkûm oluruz.

5-Medya alanı, gençleri motive etmek için en kuvvetli araç. Ancak ne yazık ki, özellikle son beş yılda, kapılar kültür içerikli yayın ve programlara âdeta kapanmış durumda. Bu hal mutlaka değişmeli. 'Ama adam yok' diye şikâyet edenleri anlamak, olan kişileri de değerlendirmedikleri için mümkün değil.

6-Avrupalı Müslümanlar artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Norveç, İngiltere ve Galler bölgesindeki en yaygın bebek isminin Muhammed olduğu düşünülürse, bu üzerine daha da eğilmemiz gereken bir vakıa. Gençlerimizin ümmet coğrafyasının diğer yerlerindeki gençler kadar, Avrupalı Müslümanlarla da etkileşimini artıracak Erasmus türü programlar tasarlanmalı.

7-İlmî birikim, ciddi bir maddi bütçeyi gerektiriyor. Örneğin Türkiye'de hâlâ Amerika'daki ortalama bir üniversitedeki kadar bile büyük kütüphane bulmak mümkün değil. Kitapsız ilim, kütüphanesiz ihtisas olmaz. En azından bir Tarkan konserine ayrılan rakam kadar bir bütçe her yıl kitap alımına ayrılmalı. İlk etapta da Türkiye'deki öğrencilerin yaygın kullanabileceği ve son dönemde öne çıkan tüm kitap ve makalelere ücretsiz erişebilecekleri bir veritabanı oluşturulmaya çalışılmalı.

8-Dil eğitimi noktasındaki zaafımız sanırım herkesin malumu. Son dönemde gençlerin Osmanlıca ve Arapça öğrenimine olan ilgisindeki artış yeterince etkin değerlendirilemiyor. Ancak dil eğitimi, üç aylık kurslarla da edinilecek bir hobi mertebesinde görülmemeli.

9-İlmî birikimizin cumhuriyet döneminde sekteye uğradığı alanlar elbette var. Ancak aynı şekilde, bir süreklilik arz etmese de alanında ehil olan isimlerimiz de var. Emanetleri ehline emanet etme hükmü, bu hususta da geçerli. Bu minvalde hocalardan, kimliklerine bakmadan istifade edilme yoluna gidilmeli. Unutulmamalı ki Musa ibn Meymun (Maimonides), İslâm coğrafyasında yetişmiş ve hocalık yapmış bir isimdir.

10-Bir önceki maddeye nisbetle, yapmamız gereken Boğaziçi Üniversitesi gibi eğitim kurumlarını 'yıkmak' değil, onlardan azami istifadeyi sağlamak ve bunu yaparken gençlerin kendi öznelliklerini muhafaza etmelerini sağlamaktır. Bir Boğaziçili olan Ahmet Hoca, bu noktanın zaten yeterince farkındadır.

11-Önceki yazıda da belirttiğim gibi 'işe ilk olarak gençlerimizden şikâyetçi olmak yerine, onlara nasıl bir 'özneleşme süreci' sunduğumuzu gözden geçirerek başlayabiliriz.' Biz önce iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıracağız ki gençlerden de bunu beklemeye hakkımız olsun.

Allah, nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz. Önce ümmete, sonra dünyaya öncülük edecek ilim insanları yetiştiren bir Türkiye'yi hayal etmek ve bu doğrultuda çalışmak vazifemizdir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums