İstiklâl Savaşı ve sakallılar

  • 31.08.2012 00:00

 Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı'ydı. Haberlerin dediğine göre tüm yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanmış. Bu yıl 90.

sene-i devriyesini idrak ettiğimiz 30 Ağustos, yedi düvele değil, işgalci Yunan ordusuna karşı yürütülen cephede başarı elde edilmesini simgeler.

Tarihî bir kırılma noktası olan savaş, sonradan nedense Başkumandanlık Meydan Muharabesi olarak adlandırılmıştır. Başkumandanın Mustafa Kemâl olmasıyla bir ilgisi var mıdır, bilemiyorum. Ancak ne bizim tarih anlatımımızda ne de dünya tarihinde savaşları sadece kumandanlarıyla anmak pek yoktur. Örneğin Amerikalılar için bir "George Washington Savaşı" yoktur ama "iç savaş" vardır. Ya da İngilizler için "Üçüncü Allenby Savaşı" yoktur ama "Üçüncü Gazze Savaşı" vardır. Görebildiğim kadarıyla edindiği üstün askerî başarılara rağmen tarihimizde bir "Kâzım Karabekir Muharabesi" yoktur ama biraz önce bahsettiğim Başkumandanlık Meydan Muharabesi ile "Birinci ve İkinci İnönü Savaşları" vardır.

Aynı şekilde tarih kitaplarımızda "Kurtuluş Savaşı" olarak adlandırılan savaş "Bağımsızlık Savaşı" yani o dönemki adıyla "İstiklâl Savaşı" olarak geçer. Kurtuluş kelimesinin seçilmesinin düşmandan kurtulmaktan daha öte bir anlamı olabilir mi dersiniz? Örneğin bağımsızlık kelimesinin özne olarak savaşta emeği geçen herkese işaret etmesi ama kurtuluş kelimesinin illâki bir kurtarıcıyı çağrıştırmasıyla bir ilgisi olabilir mi?

Kurtuluş Savaşı, yaşandığı dönemde ya "mücahadeyi milliye" veya muadili olan "millî mücadele" şeklinde adlandırılırdı ki dönemin meclis kayıtlarında da bu tanıma rastlamak mümkündür. Ya da bağımsızlık anlamına gelen "İstiklâl Savaşı" deyimiyle karşılanırdı. Ancak isimlendirmenin meselenin özü olduğunu kanıtlarcasına, adına Kurtuluş Savaşı dedirtilen İstiklâl Savaşı, aslında anlamı çalınmış bir cihad hareketidir.

Tarihçi Erik Jan Zürcher'in belirttiği gibi Osmanlı tarihinde dinî kodların belki de en yoğun olduğu dönem İstiklâl Savaşı dönemidir. Ya da yine tarihçi Mete Tunçay'ın dikkat çektiği gibi Osmanlı tarihinde en şaşalı dinî törenlerle açılan ve işleyen meclis, aynı zamanda İstiklâl Savaşı'nın meclisi olan Birinci Meclis'tir. Birinci Meclis binasında, Sancak-ı Şerif, Türk bayrağıyla beraber yan yana asılmıştır. Mustafa Kemâl'in savaşa destek sağlamak amacıyla ziyaret ettiği beldelerde ilk desteğini aradığı kişiler o yörenin en saygın din adamlarıdır. Çünkü on yıllardır savaşlarla yorulan bir halkı, yeniden ayaklanmaya ikna edebilecek yegâne motivasyon Allah'ın rızasıdır. Bu savaşta "Amasya Halkı, müdafaa-i vatan, muhafaza-i din ve devlet yolunda mücadele edenleri bağrına basmakla müftehir olacaktır" diyerek ricasını kırmadığı Mustafa Kemâl'in eğilerek elini öpmeye çalıştığı (Cemal Kutay, "Kurtuluşun ve Cumhuriyetin manevî mimarları) Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendilerin kanı ve gözyaşları vardır.

Bugünlerde "cübbe, sakal ve cihad" kelimelerine başvurarak Türkiye halkını, istiklâlini arayan Suriye'den ve bu uğurda savaşan Müslümanlardan soğutabileceklerini sananlara hatırlatayım istedim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums