Atilla'ya ," oğlum şu cumhuriyetin 'cumh' unu mahsus mu gösteriyorsun,bir gün iyi bir dayak yiyeceksin" dediğimde,  bana cevap olarak ; ''götürüsü kadar getiriside var"  demişti... Atilla; hem elektrik, hem de boya badana işleri yapardı mahallede... Müşterileri genellikle emekli öğretmenler, fakülte hocaları ve emekli askerlerdi....

Bir zamanlar çiçekçilik yaparken ; içkiye para bulurdum -çoğu dükkana gelen misafirlere ikram etmek için- da ,nadiren kitaba para harcardım....

Arkadaşlarımın da hemen hepsi kitapkurdu olduklarından ,ilk çıkan kitapları alırlar ve çoğunlukla da onlar okumadan önce ben okurdum...

Okumayı,araştırmayı,yazıp çizmeyi oldum olası sevmişimdir.

''Eski zamanlarda'' Cumhuriyet (gazete) çevresinin dükalığı ve yönlendiriciliği elbette içinde iyiyi ve kötüyü de barındırıyor(du)...

Cumhuriyet'in ve İ.selçuk'un taaa çocukluktan -70'li yıllar- (babam -köy enstitülü- evin bahçesinde neredeyse mahalle duysun diye sesli okuturdu)müptelasıydık....

İlhan abinin ve cumhuriyetin, istisnasız bir ''dokunulmazlığı'' ve ''kerameti'' sözkonusuydu....Ve herşey güllük gülistandı...

Sonra ne olduysa -2000'li yıllar- ; İlhan abi bir sabah '' işkencecilerimi affettim ,Mhp'lilerle ''Türk solu'' aslında kardeşdir''deyiverdi....

Ben ilhan abiyle bir kez karşılaştım. Yanında Deniz Som ve Atilla Coşkun vardı...Baltalimanı'nda Cumok yemeğinde iki duble içip  soluğu yanında almışdım..O'na ; bir yazısında, neden ''Noriega ve Çavuşeskuları terazinin kefelerine koyun ,günahları aynıdır ..''diye yazdığını ,çok üzüldüğümü falan söylemiştim...Elbette o yazısın da ve bir çok yazısında '' kapalı,otoriter,tek adamcı ,anti-demokrat sosyalizm örneklerini'' mahküm ederken çok haklıydı....

Fakat hep atladığı, atlamak zorunda kaldığı ''kemalci-militarizm'' idi...

Şu meşhur ERGENEKON içine asla yakışmayan tek isim bence İlhan abi oldu...Hangi hissiyat ve panikle yada çevre iteklemesiyle bu duruma geldi ...Mutlaka bunun da ılımlı , kabuledilebilir bir izahını yapanlar çıkacak(mı)dır...

Bu durumun; eleştiri boyutundan , giderek örgütlü bir manipülasyon ve ötesine geçiş süreci vardır. Ve tahminim,arzum; İlhan abi'nin yanlış bulsam da işin felsefi(L)k ,'' aydın''lan-macı boyutunda kalması(dığı)dır...

İnsan şaşar, hata yapar, yanılır, düşer kalkar. Ama , Markar Esayan'ın dediği gibi ;ne olursa olsun parkuru terketmemek gerekir,mücadeleye devam etmek....

Okuduklarımdan öğrendiğim önemli şeylerden biri; esneklik ve ılımlılık...Tıpkı doğal selleksiyon kanunu gibi; düşüncelerin, fikirlerin, sözlerinde eğilip büküldüğü, esnediği ve yenilenerek yoluna devam ettiği gibi....

Biz ne düşünürsek, ne yaparsak, nerede durursak duralım ; yaşam sürekli ileriye doğru akıyor, bunu bazen ''x''şahsiyet ve onun etkisiyle yada bazen ''y''teknolojisi ve onun ürünleriyle (bilişim ve iletişim) gerçekleştiriyor...

Teknolojinin ve iletişimin yaygınlığı  o ''üstten ve kibirli ''dilide ortadan kaldırıyor. Şifreler, denklemler, felsefeler daha basit ve sıradan bir hal alıyor. Bilgi halka iniyor ve halkın oluyor.....

Yakın zamana kadar bende seçkinci-jakoben ''pencere''den bakıyordum dünyaya..

İşlerim bozulup ; Anadolu'nun değişik illerinde şansımı deneyince ne kadar yanıldığımı(zı) anladım...

Bütün yaptığımız; Çiçek Pasajı'nda ''memleket tahlilleri'' ve Robespier'in ruhunu çağırma seanslarıydı ...

O bir türlü empati yapmayı,kurmayı beceremediğimiz ; başörtülü kızların ve cuma namazına giden gençlerin çok renkli ve farklı ,yaratıcı yönlerini de gördüm.

Genç delikanlılarla hem okey oynadım,hem de acılı hamsi yahnisiyle rakı içtim...

Onların dünya ile buluşma hevesleri ile bizlerin ''kapalı, 3.dünyacı sosyalizmimizi'' karşılaştırdım; ve gerçekten cahilliğimden utandım.....

İlhan Selçuk ; hangi dürtü ve korkularla,hissiyatla ''son dönemini'' bu tür bir karanlığa adadı bilmiyorum . Ama; ben onun aslında kalkınmacı, sanayi ve fabrika vurgusu yapan ve sosyalizminde bir kovboyculuk ve ''kahraman''cılık değil, işçi sınıfının öğretisi olduğunu anlatan-80'li yıllar- çokca yazısını okudum...

Onun aslında bir evrimci olduğunu, fakat ne yazık ki yaşamının son dönemine denk gelen ''Anadolu evrimini'' iyi okuyamadığını düşünüyorum. Keşke başka türlü olsaydı....

Sen ne güzel abimizdin İlhan abi.......