YÖK ‘görevsizlik kararı’ verebilir mi

  • 6.12.2012 00:00

 Herhangi bir üniversitede görevli bir öğretim üyesi, haksızlığa uğradığını düşündüğü bir konuda üniversite yönetimi hakkında şikâyetçi olduğunda bildiğiniz gibi Savcılık YÖK’e başvurup, soruşturma için izin istiyor. Bu durumda usule göre yapılması gereken şey, YÖK üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik bir komisyon kurulması ve şikâyetçi öğretim üyesinin iddialarının incelenmesidir. İlgili komisyon, kanunda yazılan iki seçeneğe göre karar vermek durumundadır ki, bu da ya iddiayı ciddi bulup “lüzum-u muhakeme” ya da iddiayı gayrı ciddi bulup “men-i muhakeme” kararı vermektir. Bu iki karardan hangisi verilirse verilsin, iddia sahibi iddiasını sürdürdüğü müddetçe, dosyanın Danıştay’a giderek dava konusu edilmesi sonucu çıkıyor. Fakat bizim YÖK, Doç. Dr. Ahmet İnan’ın yaptığı başvuruya karşı, bu iki seçenekten birini karar olarak vermek yerine, sanki bir mahkeme gibi GÖREVSİZLİK kararı veriyor. Buradan konunun uzmanı hukukçulara sormak istiyorum: YÖK, böyle bir GÖREVSİZLİK kararı verebilir mi? Eğer veremez ise, hâlihazırda verilmiş olan bu kararın, şikâyet konusu olan kişilerin yargılanmasını engellemek gibi kayırıcı bir niyete mebnî olduğunu düşünebilir miyiz?

Biraz sıkıcı bir başlangıç olmuş olabilir, ama bu ülkede bürokratik yapılanmanın bir noktasındaysanız ve başınız “âmir” denen insan sınıfıyla bir kere derde girmişse, ömrünüzün sonuna kadar bir şekilde mimlenirsiniz. Hele bir de Kürt’seniz, Kürt siyasetinin içinde yer aldıysanız, yazan çizen konuşan bir akademisyenseniz, kaldığınız lojmanda verdiğiniz oy yüzünden takibe uğrarsınız, okul müdürleriniz hakkınızda soru sormak için gelen polislerle bunaltılır ve siz haberiniz bile olmadan, amirleriniz tarafından geleneksel deyimle “fitne çıkarma potansiyeli bulunan” veya düpedüz “fitneci şerefsiz” olarak mimlenirsiniz. Doç. Dr. Ahmet İnan, Türk ve Kürt bir ebeveynden, Kürtçe konuşulan bir ailede dünyaya geldi. Kürtçeye dair ilk travmasını, bana telefonda anlatırken gözyaşlarına hâkim olamadığı kadar acıtıcı bir şekilde, ilkokulun daha ilk günlerinde yaşadı. İlahiyat fakültesini bitirdi ve bir yandan akademik çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da öğretmenlik yaptı. 1993 yılındaNûbihâr dergisinde yazmaya başladığı zaman, polisler sürekli müdürlerini ziyaret edip hakkında bilgi istediler. Öğretmenler kurulunda, öğretmen Ahmet İnan’a “O fitneci sensin şerefsiz!” diye bağıran okul müdürü cüretini bu ziyaretlerden alıyordu tabi ki. Müdür hakkında kaymakama şikâyette bulunan İnan, imzaya açılan ve sanki her şey normal seyretmiş gibi sunulan kurul tutanağının fotokopisini çektirmek üzere alıp dışarı çıktığı için, tartıştığı müdür tarafından düzenlenen sicilinde “evrak hırsızlığı yapmıştır, iftira edebilir” notunu taşıdı yıllarca, üstelik bundan da ancak 2005 yılında haberi olabildi.

Daha sonra doktorasını bitirip akademisyen olarak üniversiteye geçen İnan, DTP’nin desteklediği bağımsız aday olarak milletvekili seçimlerine girdi. Kazanamadığı gibi, başı da dertten kurtulmadı. Bir yandan kendi uğradığı haksızlıklarla ilgili hukuk mücadelesini sürdürürken, bir yandan atılan iftiralar ve açılan davalarla uğraşmaya devam ediyor. Yazıyı, bir “Kürt kardeşimiz”in, bu güzel“Türkiye”mizde maruz kaldığı husumetin boyutunu gösteren bir alıntıyla bitiriyorum:


“Bunun tek çaresi, Ahmet İNAN’ın cezaevine, münferit bir hücreye konularak insanlardan irtibatının kesilmesidir.” 
(İlahiyat F. Dekanı A. ÜNALAN’ın açtığı tazminat davasının dilekçesinden alınmıştır.)


htuksal@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums