Fuat Keyman: Türkiye Trump’ın ‘hızlı başkanlığı’nı fırsata çevirebilir

Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nden Prof. Dr. E. Fuat Keyman, Washington ziyaretinden edindiği izlenimler ışığında Trump Amerikasını ve Türkiye’ye yönelik yaklaşımları değerlendirdi.

Fuat Keyman: Türkiye Trump’ın ‘hızlı başkanlığı’nı fırsata çevirebilir
20.03.2017 - 08:46
1556

Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nden Prof. Dr. E. Fuat Keyman, Washington ziyaretinden edindiği izlenimler ışığında Trump Amerikasını ve Türkiye’ye yönelik yaklaşımları değerlendirdi.

 Amerika ve Başkent Washington’da Trump’ın başkan olmasıyla, abartmadan söyleyebiliriz, derecesi çok yüksek bir “siyasi deprem” yaşanıyor. Başkan Trump ile medya, sanatçılar ve kurumlar arasında ilişkiler çok olumsuz. Trump’ın uygulamaya soktuğu ve önce 7, şimdi  6 Müslüman ülkenin vatandaşlarına vize yasağı uygulamasına neden olan “Başkanlık Yürütme Kararnameleri”, siyasi depremin güçlü artçılarını yaratıyorlar. Amerika, yaşadığı siyasi depremle bölünüyor, aşırı kutuplaşıyor; “İki farklı, hatta zıt Amerika” söylemi ortaya çıkmış durumda.

Trump’ın ülke yönetiminin ve siyaset yapma tarzının; Amerikan demokrasisine, Amerikan denge ve denetleme kurumlarına, Amerikan siyasetine, Amerikan birlikte yaşamına/toplumsal birlikteliğine, Amerikan ekonomisi-küreselleşme ilişkisine ve Amerika’nın dünya hegemonu rolü ve konumuna çok zarar vereceğini düşünen bir toplumal kesim var. Diğer taraftaysa Meksika ve Çin’e karşı çok olumsuz tavır alan, küreselleşmeyi eleştiren, ekonomik milliyetçiliği savunan, İslam korkusunu güçlendirerek Müslümanları ötekileştiren, göçmen karşıtı olan, halkla birlikte olduğunu sürekli vurgulayan ve bu bağlamda da Amerikan seçkinleri-Amerikan halkı ayrımını yapan Başkan Trump ve adamları var.

2017 yılı, “Amerikan Demokrasisini Korumak-Amerikayı Yeniden Büyük Yapmak Karşıtlığı”na dayalı iki Amerika anlayışının savaşına sahne olacak. Amerika, bu savaşa odaklanarak kendisiyle uğraşacak; biz de bu savaşın nasıl sonuçlanacağını merakla izleyeceğiz, çünkü sonuçlar sadece Amerika’yı ve Amerikan halkını değil, tüm dünyayı ve dünya halklarını ilgilendirecek. Ben de bu mücadeleyi izleyip okurlara anlatmaya çalışacağım.

ÖNE ÇIKAN İKİ NOKTA

Peki, Suriye, Irak ve bölge sorunlarından çok ciddi boyutta etkilenen Türkiye için Trump’ın başkanlığı ne tür sonuçlar doğuracak?

Trump depremiyle tümüyle içine kapanmış Washington’da, Putin ve Rusya -ki bu bağlamda daha çok iç politika ve ulusal güvenlik tartışılıyor- ile Çin ve Meksika dışında dünya çok konuşulmuyor.

Türkiye ilgisi ve konuşması yok gibi.  Suriye ve Irak sorunları, DEAŞ’a karşı mücadele konuşulmakla birlikte Türkiye bu tartışmalarda çok yer almıyor. Washington’ın Trump’a alışması sürecinde, iç politika ve Beyaz Saray-medya ilişkileri ön planda olacak. Bununla birlikte, “İki Amerika” temelinde yapılan tartışmalara daha dikkatli baktığımız zaman Trump başkanlığındaki yeni Amerikan yönetiminin, Suriye ve Irak odağı içinde Orta Doğu’ya stratejik bakışının şekillendiğini bize gösteren iki önemli noktanın ortaya çıktığını görüyoruz:

Türkiye’nin önemle izlemesi gereken birinci nokta şu: Türkiye’nin Trump’ın başkanlığı döneminde önemli dış politika tercihleri yapacağı
bir döneme girdiği aşikar
. Trump’ın Suriye ve Irak odağında Orta Doğu’ya bakışı şekilleniyor. Bu bakış, altı alanda netleşmiş gibi:

Bir, Suriye ve Irak’ta DEAŞ’a karşı mücadelenin başarıyla bitmesi ve DEAŞ etkisinin bölgede minimize edilmesi birincil amaç,

İki, Suriye’de Esadlı geçiş döneminin yaşanacağı kesin. Esad, geçiş döneminde yerini kuvvetlendirmiş durumda,

Üç, gerek İran’ın bölgedeki etkisinin sınırlandırılması ve engellenmesi gerekse de, Trump’ın diline referansla, “Radikal İslam’ın etkisiz hale getirilmesi” için Türkiye-Mısır-İsrail-Suudi Arabistan ekseninin güçlendirilmesi ve bölge istikrarı için etkin hale getirilmesi,

Dört, DEAŞ kadar tehlikeli görülen ve ifadesini “Müslüman Kardeşlerin terör örgütü ilan edilmesi” isteğinde bulan “Radikal İslam” tartışması -ki bu konumun ciddi ve yüksek derecede İslam korkusu ve İslam dünyasının ötekileştirilmesini-dışlanmasını içeren bir söylem ve tavrı içerdiğini söyleyelim,

Beş, hem DEAŞ’a karşı mücadelede hem de bölgenin geleceğinde, seküler aktör olarak görülen Irak ve Suriye’deki “Kürt aktörleriyle” ittifak ve birlikte çalışma,

Altı, Orta Doğu ve Afrika’daki, şimdilik, altı ülkeye, yani altı Müslüman kimliğe Amerika’ya giriş için vize sorunları çıkartmak.

Bu altı alanın her birinde görülüyor ki Trump’ın başkanlığı dönemi, Türkiye’yi önemli tercihler yapma noktasına getirecektir hem de hızla.  Zor tercihlerin yapılacağı bir 2017 yılı yaşayacağız. Trump yönetiminin Orta Doğu’ya bakışını şekillendiren ikinci önemli nokta ise kararların alınması ve uygulamaya sokulmasındaki hız ile ilgili. Obama yönetiminin tam aksine, Trump başkanlığındaki Amerikan yönetimi, hızlı karar alıcı ve aldığı kararları hızla uygulamaya sokucu bir hareket tarzına sahip gözüküyor. Trump yönetimi için hızla “uygulayıcı başkanlık” nitelemesi de yapılıyor.

2017 yılı bu bağlamda da Suriye, Irak ve Orta Doğu’da gelişmelerin hızlı olacağı ve kararların hızla uygulamaya sokulacağı bir yıl olacak. Türkiye, bu noktada, kendisini muhakkak bu hızlı uygulama dönemine ve hareket tarzına karşı hazırlamalı ve güçlendirmeli. Trump’ın hızlı uygulamacılığı, eğer doğru kararlar alınıp doğru stratejiler uygulanırsa Türkiye’nin yararına olabilir ve Türkiye hem Suriye ve Irak konusunda hem de sınırlarında kantonyal bir Kürt devleti oluşumunun engellenmesi hususunda istediği sonuçları alabilir. Bu noktada da 2017 yılı ve 2018’in ilk yarısının Türkiye için çok önemli olacağını söylemeliyiz.

FETÖ’YE KARŞI MÜCADELE

Son olarak, Amerikan düşünce kuruluşlarının bazılarında yaptığım toplantılar ve konuşmalarda ortaya çıkan ve beni endişelendiren bir gelişmeden bahsetmek istiyorum. 15 Temmuz darbe girişimine karşı Türkiye’nin sürdürdüğü haklı mücadele üzerinde, ne FETÖ ne de PKK ile ilgisi olmayan akademisyenlere ve gazetecilere karşı yapılan haksız uygulamalar çok olumsuz etki yaratıyor. 

Washington’da katıldığım toplantılarda ve yaptığım konuşmalarda, akdemisyenlerin ve gazetecilerin karşı karşıya kaldıkları haksız durum kullanılarak FETÖ lehine yorumların yapıldığına şahit oldum. Haksızlığa uğramış akademisyenler ve gazeteciler gündeme getirilerek FETÖ-15 Temmuz darbe girişimi bağlantısında şüpheler yaratılmaya çalışılıyor. FETÖ’ye karşı haklı mücadele, alınan bu hatalı kararlarla zayıflıyor ikazını başta AK Parti Hükümeti olmak üzere tüm karar vericilere yapmak istiyorum. Geç olmadan bu haksız kararlardan geri dönmenin sadece adalet, vicdan ve hukuk temelinde değil, FETÖ’ye karşı yapılan mücadelenin başarılı olması için de çok önemli ve yararlı olacağını bilmeliyiz.

KARAR

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums