Yavuz Baydar: Güneş batarken

Gezide öfkeyle havaya kalkan el 17-25 Aralıkta parmağını ters düğmeye basmakla yetinmedi, şimdi de ülkeyi cayır cayır yakan yangına her gün bidonlar dolusu benzin dökmekle meşgul.

Yavuz Baydar: Güneş batarken
9.09.2015 - 06:58
4707

 Gezi'de öfkeyle havaya kalkan el 17-25 Aralık'ta parmağını ters düğmeye basmakla yetinmedi, şimdi de ülkeyi cayır cayır yakan yangına her gün bidonlar dolusu benzin dökmekle meşgul.


Bu ateş daha da büyüyecek, her yeri saracak ne yazık ki.

Esas vahim olan, toplumun iktidardan fevkalade gayrimemnun kesimlerinin ateşe bakarken sadece bir kısmını görüp refleks göstermesi, diğer yanını görmemesi.

Geçmişi hatırlayın, resmin parçalarını yerli yerine koyun, resmin bütününü görün, bu toplumun bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşamak zorunda olan çok parçalı yapısını asla gözardı etmeyin.

Bu ülkede yaşayan herkes, AKP'yle gözleri körelmiş, iyice robotlaşmış kesimler hariç, şu veya bu şekilde bir eziyet yaşıyor bugün.
 
Büyük resmin sunduğu tespitler
 
Birinci tespit:

Bugün Türkiye'de ulusun/toplumun tamamını temsil eden, tarafsız ve her kesime eşit mesafede, çözüm ve istikrar odaklı bir cumhurbaşkanlığı makamı yoktur. Tarihe karışmıştır.

İkinci tespit:

Cumhurbaşkanı halkın yüzde 52'sinden aldığı oyu ters yorumlayarak, bu sonucu halkın geri kalan kısmını karşısına alma ruhsatı olarak görmüştür. Bu tavrının ne kadar muazzam bir tarihi hata olduğuzamanla daha net anlaşılacaktır.

Üçüncü tespit:

17-25 Aralık 2013 sonrası, bir yıkma-devirme-altüst etme sürecidir. Ankara'da siyasi iktidar kuşatmasını ve fethini şahsileştiren 'üst akıl' önce 18 Aralık 2013'te partisinin yeni anayasa komisyonu masasını tekmeleyerek çekilmesini sağlamış, 7 Haziran seçim sonuçlarını 'beğenmeyerek', iyi-kötü ateşkesten ibaret şekilde sürmekte olan (şahsen inanmadığı) sözde 'çözüm' sürecini de elinin tersiyle kapatmıştır.

Dördüncü tespit:

AKP'nin 13 yıllık serüveninin son dört yılı, demokrasiye kavuşma ve adaletin tesisi hayallerine, bu ülke vatandaşlarının huzur, güven, barış içinde bir arada yaşama umutlarına topyekûn ihanetin dönemi,Türkiye'nin eskisinden de beter formatlara zorbalıkla ve katakullilerle geri döndürülmesinin, kötülüğün kısa ve kanlı tarihiolarak kayıtlara geçecektir.

Türkiye'nin zaten tekleyen sistemi artık çökme emareleri gösteriyor.

En ürkütücü olan şey, kurum ve kuralların iyice eridiği, yok olmaya yüz tuttuğu bugünlerde sokağın o boşluğu taşla, sopayla, tehditle, tahribat ve linçle doldurmaya başlaması.
 
Sokakta kaybolan devlet
 
Cumhurbaşkanı dün, o 'Eski Türkiye' kalıbını yeniden tedavüle sokarak 'Biz bu devleti sokakta bulmadık' diyordu.

Hayalleri çökmüş, biri bitmeden öteki başlayan beceriksizliklerle yönetilemezlikten usanmış halk o devleti sokakta arar hale geldi şimdi.

Kaos, herkesin kendi hesabını kendi gördüğü devletin adıdır.

Ele yüze tam manasıyla bulaştırılan bir yönetim, şahsi ihtiras uğruna yazboz tahtasına döndürülmüş bir ülke, kan ve can pazarı...

Anlıyoruz ki, 'şehitler tepesi hiç boş kalmayacak'mış.

O zaman daha kötü, daha acı haberlere hazır olun.

Ocaklara şehit ateşi, küçücük çocuklara kurşun, felaketler vadeden savaş hükümetine lanet yağıyor.

Seçilmiş sekiz milletvekili Lice'ye girmek isteyince 'talimat aldık, girerseniz sizi anında vuracağız' tehdidiyle geri dönüyor.

Şehit cenazeleri öfke volkanı.

İpten kazıktan kurtulma holigan sürüleri gazete, parti binası basıyor, yakıp yıkıyor.

Hükümetten çıt yok.

Belli ki 'kafası ezilecek' olanlar onlar değil.

Dağlıca'da asker naaşlarını bizzat alan eski milletvekili Esat Canan da,'sokakta kaybolan devleti' önceki gün en acı örneğiyle şöyle anlatıyor:

''Cenazeler güneşin altında oraya savrulmuş vaziyette bekliyordu, ben gözlerimle gördüm. Biz ellerimizle topladık. Özellikle yerde yatan birinin uzun süre yaşadığı izlenimi bende oluştu. Eli sarılıydı, kolunda kendisi uğraşmış, kanamayı durdurmak için bir bezle kolunu sarmış. Parkesi üzerinde yoktu, sadece şort vardı. O insanın ben uzun süre yaşadığına inanıyorum. Tahminime göre yaralanan bu kişi yarbay denen kişi. Televizyondaki o görüntüyle bugün bizim gördüğümüz görüntü aynıydı. Benim tahminim oraya yardıma gidilseydi, kurtulabilirdi…”

Hepsi, hepsi şahsi bir ihtiras uğruna.

Ve hiç kimse bu 'iç kanaması'nın nasıl durdurulacağını bilemez halde.

BUGÜN

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums