Erdoğan, TÜSİAD’la yakınlaşma, ‘gölge ekonomi bakanı’ Hisarcıklıoğlu’yla mesafe hazırlığında

Erdoğan, TÜSİAD’la yakınlaşma, ‘gölge ekonomi bakanı’ Hisarcıklıoğlu’yla mesafe hazırlığında
10.12.2020 - 09:27
11709

 Medyanın neredeyse tamamına yakının iktidar kontrolünde olduğu bir ortamda muhalefetin tüm ülkeye sesini duyurabildiği yegâne sayılı günler TBMM’de başlayan bütçe görüşmeleri idi. Daha önce Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki tartışmaların TBMM TV tarafından canlı olarak naklen yayınlanması yönündeki muhalefet talebi TBMM Başkanlığı tarafından reddedilmişti. Genel Kurul’da başlayan görüşmelerin ilk günü ise TBMM TV’nin yanı sıra hemen hemen tüm haber kanalları tarafından da naklen yayınlandı. O nedenle tüm kesimlere ulaşmak açısından oldukça önemli bir fırsattı.

İktidar adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın sunuşu ile 7 Kasım’da başlayan 2021 Bütçe Yasası görüşmelerinin ilk gününde bütçenin tümü üzerinde yapılan tartışmalar gerçekleşti. Bütçe görüşmelerinin en kritik iki aşaması, ilk gün tümü üzerinde yapılan görüşmeler ile son gün bütçenin tamamının oylanacağı genel kurul müzakereleri. 

Bu günlerde eskiden geleneksel olarak iktidar adına Başbakan, muhalefet adına da parti liderleri konuşurdu. Şimdi ise yeni sistemde ilk gün müzakerelerinde iktidar adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı, muhalefet adına da liderler ya da görev verdikleri deneyimli bir vekil konuşuyor.

2021 bütçesinin tümü üzerindeki ilk gün görüşmelerinde, ana muhalefet CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir saatlik sürenin tamamını kendisi kullanırken, HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ise süreyi yarımşar saat paylaştılar. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener milletvekili olmadığı için genel kurulda yer alamıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli ise Cumhur İttifakı ortağı olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’ye gönderdiği bütçeyi değerlendirmek üzere kürsüye çıkmamayı tercih etti. MHP adına yapılan konuşmalar bu açıdan suya sabuna dokunmayan nitelikteydi. Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi gibi muhalefet partileri ise TBMM’de grupları olmadığı için kürsü hakkından mahrum kaldılar.

CHP lideri Kılıçdaroğlu aslında son derece içerikli ve AKP’lilerin sessizliğe büründükleri, yanıt vermekte, tepki göstermekte zorlandıkları bir konuşma performansı sergiledi. Türkiye gündeminde çok tartışılacak, iktidarı ve Erdoğan’ı silkeleyen argümanları, olayları dile getirdi. Ta ki sonlara doğru AKP’lilerin ‘Cumhurbaşkanı adayı ol o zaman’ diye kendisine laf atmaları üzerine sinirlenip, biraz dağıldı. AKP’lilere ‘Bu noktaya nasıl geldiniz? Kim size aday olup olamayacağımı söyledi’ diye karşılık verince, o ana kadar somut olgular ve rakamlarla, gündeme taşıdığı olaylarla kontrolünde tuttuğu gündemi, kendi elleriyle bir kez daha iktidar ittifakına teslim etti.

İktidar medyasının da köpürtmesiyle, günlerdir 2021 bütçesinin tutarsızlıkları, Türkiye’nin 19 yılda AKP hükümetleri ve Erdoğan tarafından getirildiği ekonomik, toplumsal, sosyal çöküş değil, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olup olmadığı tartışmaları gündemin ilk sırasına oturdu. Kılıçdaroğlu, sonrasında adaylığının gündemde olmadığını, bu konudaki kararı CHP yönetimi, milletvekilleri ve hepsinden öte Millet İttifakı ile ortaklaşa vereceklerini dile getirerek Millet İttifakı’nın ortak aday çıkarabileceği mesajlarını vermeye çalışsa da Bahçeli, Erdoğan, iktidar medyası, konuyu tartışma gündeminde tutmakta ısrarlı. 

2014 seçimlerinde MHP ile birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, 2018 seçimlerinde ise Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun siyasi ajandasında olası seçimde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olmak yok. Millet İttifakı’nın ortak adayı olması olasılığı ise yok denecek kadar az ve böyle bir durumda ittifakın parçalanması bile söz konusu olabilir. O yüzden Erdoğan ve Bahçeli iki koldan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen açıklamalar yaparak Millet İttifakı’nı sıkıştırmaya giriştiler. 

Oysa son dönemde asıl sarsıntı geçiren içten içe çatırdamaya başlayan AKP-MHP ortaklığından oluşan Cumhur İttifakı. Giderek iktidar medyasında bile artık MHP ve Bahçeli’nin Erdoğan ve AKP üzerinde ağır bir yük oluşturmaya başladığı, Erdoğan’ın Bahçeli ‘vesayeti’ altında olduğu görüntüsünün belirginleştiği eleştirileri, yorumları yer almaya başladı. Erdoğan’ın AB ile ilişkileri toparlamak, ABD’de iş başına geçecek Joe Biden ile ilişki kanalları açmak için giriştiği çabaların Bahçeli ve MHP tarafından kösteklenmeye çalışıldığı, hukuk, yargı, demokratikleşme yönünde adımlar atma isteğinin frenlendiği tezleri dile getirilmeye başlandı. Muhalefet zaten Erdoğan’ın bu alandaki reform söylemlerinin samimiyetsizliğini sürekli öne sürüyor. 

O yüzden de Erdoğan’ın Bahçeli-Cumhur İttifakı gölgesinden kurtulmak için, yakın gelecekte yeni arayışlara yönelmesinin şaşırtıcı olmayacağı siyasi kulislerde yaygın şekilde ifade ediliyor.

Siyasi açmazların kendisini köşeye sıkıştırmasında ‘Bahçeli etkisini’ bertaraf etmeye hazırlandığı öne sürülen Erdoğan’ın ekonomik açmazlar konusunda ise bugüne kadar adeta ‘gölge ekonomi bakanı’ algısı yaratan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile mesafe koyarak Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) yakınlaşacağı kaydediliyor.

AB ve ABD ile ilişkileri düzeltmede daha etkili konumda bulunan büyük sermayenin ve uluslararası sermayenin temsilcisi TÜSİAD, AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana Erdoğan tarafından büyük ölçüde dışlanmıştı. TÜSİAD’a karşı oldukça sert tavır takınan Erdoğan, Gülen Cemaati’ne yakın TUSKON, İslamcı yaklaşımı benimseyen MÜSİAD’ın yanı sıra TÜSİAD da dahil tüm iş dünyasının yarı resmi çatı örgütü konumundaki TOBB ile yakınlaştı.

2001’den bu yana TOBB Başkanlığını yürüten Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 2 milyon üyeli, 181 ticaret ve sanayi odası, 57 ticaret odası, 12 sanayi odası, 2 deniz ticaret odası, 113 ticaret borsası olmak üzere 81 il ve farklı ilçelerde örgütlü toplam 365 oda ve borsanın kontrolünü elinde tutuyor. Aynı zamanda üye aidatları, ticaret sicili gazetesi, iştirakler, gümrüklerin yönetim ve işletmesinin üstlenilmesiyle de çok ciddi gelir kaynaklarına ve büyük parasal varlığa sahip. 

Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Varlık Fonu’nda (TVF) yönetim kurulu üyeliğini üstlenen Hisarcıklıoğlu, Hazine ile ortaklaşa oluşturulan Kredi Garanti Fonu (KGF), KOSGEB ve daha birçok kurumsal-finansal kurumun yönetimlerinde de söz sahibi. Yassıada’nın dönüşüm ve turizm-kültür merkezi olarak inşasının finansmanını üstlenen TOBB, Erdoğan’ın Yerli-Milli Otomobil Projesi, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun da (TOGG) beş büyük ortağından birisi.

Erdoğan’ın 2015 ve 2018 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri ile 2017 Anayasa Referandumu, 2019 Yerel Seçimleri öncesinde açıkladığı İstihdam Seferberliği, her işyerinin +1 eleman istihdamı kampanyalarının yanı sıra, milyarlarca liralık düşük faizli kredi kampanyaları Can Suyu, Nefes, Damla vb. destek ve katkı verdi. TOBB son olarak 8 Kasım’da KGF ile birlikte yeni korona önlemlerinde işyerlerine destek için 6 milyar lira tutarında kredi kefalet desteği paketini açıkladı.

TOBB’un kasası adeta Erdoğan’ın kullanımına açılırken, 18 Kasım’da düzenlenen Türkiye Ekonomi Şurası’nda da iktidarın ekonomi politikalarına ve kararlarına tam destek verildiği duyuruldu.

8 Kasım’daki istifaya kadar eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile yakın işbirliği yürüten, ortak kampanyalar başlatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ekonomideki yönetim değişikliği sonrasında ise yeni bakan Lütfi Elvan’a övgüler düzmeye başladı. Erdoğan’ın başlatılacağını açıkladığı Hukuk Devleti ve Yargı Reformu seferberliği için Elvan ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ilk ziyaretlerini TÜSİAD’a yaparken, TOBB ile gerçekleşen ikinci buluşmaya ise neredeyse kabinenin yarısı katıldı.

Siyaset ve ekonomi kulislerinde iktidar üzerindeki Bahçeli-MHP vesayeti gölgesinin yanı sıra ekonomi ve iş dünyası ile ilişkiler konusunda ise TOBB ve Hisarcıklıoğlu’nun etkinlik ve ağırlığının yarattığı vesayet görüntüsüne mesafe koymak için Erdoğan’ın TÜSİAD ve Yabancı Sermaye temsilcileri ile daha yakınlaşma içine girmeyi hedeflediği belirtiliyor. Bu çerçevede Erdoğan’ın, uzun bir aradan sonra TÜSİAD’ın her yılsonu düzenlediği Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplantısına katılacağı, yapacağı konuşmada batıya, ABD-AB’ye yatırım, sermaye daveti, hukuk ve yargı alanında ilerleme vaatlerinde bulunarak TÜSİAD’ın da bu hamlelere destek ve katkı vermesini gündeme getireceği kaydediliyor. 

Bunun yanı sıra TOBB genel kurulları ve Ekonomi Şuralarında muhalefet partilerini, temsilcilerini tamamıyla dışlayan ve milyonlarca iş insanı ve işletmeyi temsil eden TOBB’u Erdoğan’ın kontrolünde, iktidarın yan kuruluşu konumuna getiren yaklaşımın iş dünyasında da rahatsızlıkları su yüzüne çıkartmaya başladığı dile getirilen iddialar arasında.

Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde Erdoğan’ın iç ve dış politikada, ekonomik ilişkilerde yeni bazı açılımlar sergilemeye hazırlandığını öngörebiliriz. Ancak bu söylem ve eylem değişikliğinin içeride ve dışarıda karşılık bulması, inandırıcı olmasının şansı ise fazla yüksek görünmüyor. 

Zülfikar Doğan
Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums