Bizler güvende değiliz, katliamlara ferman verenler de değil

  • 6.02.2016 00:00

 Bir süredir yazı yazamıyorum…

Daha doğrusu bir süredir hiçbir şey yapamıyorum. Hayatlarımıza nasıl normalmiş gibi devam edebildiğimizi düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyorum.

Fotoğraflarını dijital baskı dükkanlarına flash bellekle taşıyıp 40 tane A3 çıkış üstüne ‘Ölümsüzdür’ yazarak sokaklarda taşıdığımız‘kahramanlar’ geliyor aklıma hep. Adı belli ölülerimiz için en fazla bir kez daha gaz yediğimiz eylemlerde bulunmaktan gayrı ne gelecek elimizden?

Onların adlarını köşe yazılarına taşımaktan, onları katleden devlete ağzımıza geleni söylemekten, artık çağrılmadığım televizyon programlarında “Ulan bu kötü bir şey be” diye bağırmayı beklemekten daha iyi ne yapabiliriz?

Üstelik artık katledilenlerin bir adı bile kalmadı.

Hanginiz Suruç’ta aramızdan alınanlardan beşinin adını sayabilir ki?

Hanginiz yüzden fazla canın paramparça edildiği Ankara katliamından gençlerin hayatlarına dair iki kelam edebilir?

Kaçının hikayesini biliyoruz söyleyin…

Uğur Kaymaz gibi, Ceylan Önkol gibi, Berkin Elvan gibi henüz çocukken devlet mühimmatıyla katledilen Surlu, Cizreli, Nusaybinli kaç çocuğun adı kaldı belleklerimizde?

20 yaşında mayına basmış, kolu bacağı kopmuş zorunlu askerlerden kaçının sureti kazındı hafızalarımıza?

İnsanların bedenleri artık gerçek değil istatistik olmuş. Günde en iyi ihtimalle 10 canın toprağa düştüğü bir coğrafyanın gamsızları haline gelmişiz.

Ayıptır…

Siyasetin, adaletin, emniyetin, hakkaniyetin, vicdanın, hakkın hükmünün kalmadığı zamanların ortasında yaşıyoruz.

Kentlerinde, evlerinde, sokaklarında katledilen insanların varlığından haberdarken ıslık çalarak başka taraflara bakıyoruz.

“Gelin buraya, halimizi görün” diye aldığımız davetlere “Şeyy, güvenlik problemi var” diye cevaplar veriyoruz.

İnsanların çocuklarını büyüttükleri, gündelik yaşam sürmeye çabaladıkları kentlere bir günlüğüne gidecek kadar güvende hissetmemeyi söylemekten utanmıyoruz. Üstelik bunu onların yüzüne söylüyoruz.

Yalnız kalmış, tank namlusunun vicdanına terk edilmiş, uyuduğu yatak odasının bir keskin nişancının dürbününden görüldüğü, yaşadığı her bir günü fazladan addeden insanlar varken kendimizi‘güvende’ hissedebileceğimizi mi zannediyoruz?

Değiliz. Bizler güvende değiliz. İnanın ki bu katliamlara ferman verenler de değil.

Yakın zamanda çatışmaların yoğun olduğu kentlere gittim. Şehir şehir, sokak sokak gezmeye çalıştım oraları.

Bir sonraki yazımda size gördüklerimi anlatacağım.

Bunu kendime bir kahramanlık payesi çıkarmak için değil, alkış, iltifat dilencisi olduğumdan değil…

En çok güvenlik problemi olan gazetecilerden biri olarak oralara gidilebilir olduğunu ispatlamak için yapacağım.

Yalnız kalmış insanların uğradığı devlet şiddetine şahit yazılmak için yapacağım.

Sizleri de tahrik etmek, valizinizi toplayıp bölgeye gitmenizi sağlamak için yapacağım.

“Elden ne gelir” sorusunu her gün yeniden sormanız için yapacağım.

Diyarbakır, Van, Batman, Siirt, Bitlis size selam söyledi.

Ben başka şehirler için programımı yapadurayım sizler ufaktan hazırlıklara başlayın.

Diyarbakır, Van, Batman, Siirt, Bitlis sizi bekliyor çünkü…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums