Acilen birisini gömmemiz gerekiyor Başkan Bey

  • 26.09.2015 00:00

 Köln Ermeni Kilisesi Yönetim Kurulu üyeleri işi hep ağırdan alıyorlardı. Ne zaman konusu açılsa “ah evet, ilk fırsatta yapalım artık şu işi” diyerek geçiştiriyordu mevzuyu Başkan Bey. Gerçi Kayserili Harutyun Dayday, yaşadığı Pangaltı sokaklarında gezerken bir gün kendisine “Köln Ermeni Kilisesi Yönetim Kurulu Başkanı” sıfatlı bir kartvizit yaptıracağını hiç düşünmemişti.

Mevzubahis kilisenin bugünkü başkanı Minu Hanım ise o zamanlarda 18’inde manken gibi bir kızdı. O da Pangaltı’dan göçmüştü Alamanyalara.

Anlayacağınız Pangaltılı Ermeniler Köln’de oldukça nüfusludurlar.

Minu Hanım, Katoliklerden 100 yıllığına kiralanan o ilginç tasarımlı kilisenin en büyük eksiği olan kubbe meselesine de çözüm bulan başkandı.

Ermeni kiliseleri kubbeli olur. Fakat kiralanan gotik Katolik kilisesinin mimarisine dokunmak yasak. Binanın tepesine kubbe konduramıyorsan cemaatin tepesine kondurursun olur biter.

Minu Hanım, Kilise’nin ön sıralarının bitimine iki büyük direk monte ettirdi. İki tane de arka sıraların sonuna koydurdu. Sonra tavana dokunmadan koca bir kızılay çadırı bezini gerdiriverdi direklere. Bezi biraz gevşek tutu. Hafif bombe verdirerek simetrik bir oval hâline getirmeleri pek kolay olmamış diyor görgü şahitleri.

Dört direk üzerinde yükselen çadır bezinden kubbe altında cemaatin kendisini Feriköy Ermeni Kilisesi’nde hissetmeye başladıklarını da söylüyorlar.

Konuyu dağıtmayın.

Minu Hanım, 18’inde, Köln Ermeni Kilisesi Yönetim Kurulu’nun genç ve idealist bir üyesi olarak her toplantıda konuyu mutlaka açıyordu.

Harutyun Bey, ne zaman gidip konuşacaksınız belediyeyle?

Ah evet, ilk fırsatta yapalım artık şu işi…

Fakat Harutyun Bey “devlet kapısı”na gitme korkusunu bir türlü bastıramıyordu. Memleketinde yaşarken edindiği bu korku haklı mıydı haksız mıydı bilemiyorum. Fakat bavuluyla beraber taa Köln’e kadar yanında taşıdığı gerçekti.

Harutyun Bey en sonunda çıkardı baklayı ağzından:

–Gittim konuştum belediyeyle arkadaşlar. Maalesef talebimizi kabul etmediler…

Genç Minu, çok sevdiği başkanlarının bu cümleyi kurarken kimseyle göz teması kurmadığını farketti. “Mahcubiyetten mi böyle yaptı acaba” diye düşündü. Çok kızmıştı. Ertesi sabah üzerine şık bir kıyafet geçirerek dayandı belediyenin kapısına.

–Günaydın hanımefendi, benim adım Minu. Nasıl olur da böyle bir talebi geri çevirirsiniz? Çok zor durumda olduğumuzu anlamıyor musunuz? Ölülerimizi gömecek bir mezarlığa ihtiyacımız var. Üzerine “Ermeni Mezarlığı” tabelası asacağımız bir parça toprak tahsis etmenizin ne zararı olur ki devletinize? Biz artık buralarda yaşayacağız ve kendimizi….

Memur kadın sert bir ifadeyle sözünü kesti.

–Hangi talepten bahsediyorsunuz? Belediyemize böyle bir başvuru olmadı ki?

Başkan yalan söylemişti. Devlet kapısına gitmektense gözlerini yere devirip “kabul etmediler” demeyi tercih etmişti.

Minu, çok saygı duyduğu başkanlarının ardından “korkak herif” diye mırıldandığı için kendinden utandı utanmasına. Ama iş başa düşmüştü artık.

Ağdalı bir dilekçe yazıp uzattı memur kadına.

Üç gün sonra yanıt geldi.

Kent belediyemize başvurarak Köln Ermeni topluluğu için ihtiyaç olan mezarlık alanı talebiniz kabul edilmiştir.

Çığlık çığlığa evin içinde koşuşturmaya başladı Minu. 18 yaşında, koca koca adamların çözemediği problemi şak diye halledivermişti işte.

Biraz sakinleşip belediyeden gelen evrakı tekrar okumaya başladı.

Ancak” ile başlayan ikinci paragrafı o zaman farketti.

Ancak, şu şu adresteki mezarlık alanının Köln Ermeni Topluluğu’na daimi tahsisi için bir yıl içerisinde ilk defin işlemini gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Aksi halde mezarlık tahsisi mümkün olamaz.

Bu Avrupalılar ilginç insanlar. Mutlaka vardır bir bildikleri…

Köln ermeni Kilisesi Yönetim Kurulu rutin perşembe toplantısı için salondaki yerini almıştı. Genç Minu heyecanla yerinden kalktı ve söz istedi:

–Ben belediyeye başvuruda bulundum. Mezarlık talebimizi kabul ediyorlar. Fakat, şey… Acilen birisini gömmemiz gerekiyor Başkan Bey…

Görgü şahitleri o günlerde tüm cemaatin birbirine aynı şeyi sorduğunu söyler durur.

–Silva Hanım, dedeniz nasıl oldu? Böbrek hastalığı da pek fena kardeşim. İnsanın belini büküyor…

–Artocum, yayanın Alzheimer’ı ilerlemiş diyorlar. Nasıl şimdi durumu?

–Sırpuhi Tantik kalp krizi geçirmiş. Kurtulmuş beee…

Allaha çok şükürler olsun ki dördüncü ayda bir Ermeni öldü.

Gömdüler…

Not: Bayram sebebiyle tembellik hakkımı kullanıp Kafa Dergisi’nde yayınlanmış bir yazımı paylaştım sizlerle.

iletisim@haykobagdat.com

Twitter:@haykobagdat

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums