İktidar ve istihbarat

  • 13.03.2015 00:00

 Hakan Fidan’ın AKP aday adayı olması ile beraber başlayan tartışmalar sürüyor.

Cumhurbaşkanı’nın bu adaylığa karşı çıkışı, Fidan’ın adaylıktan cayması, tekrar MİT Müsteşarlığı’na dönüşü falan filan…

Normali kaybetmemeye, aklımdaki soruları dillendirdiğimde “ülke bu hâale gelmişken sen hâlâ bunlara mı takılıyorsun” diye yapıştırılan cevaplardan etkilenmemeye çalışıyorum.

Tehlikeli bulduğumuz hâllerin bu kadar çabuk geçiştirilmesinin daha da tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

İktidar ve istihbarat örgütleri arasındaki ilişkinin ve mesafenin ölçüsü tüm demokrasilerde en kritik alanlardan birisidir oysa.

Tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanı bir siyasi partinin adayları üzerinde polemik yaratacak açıklamalarda bulunabilir mi?

Şeffaf ve hesap verebilir bir devlet standardı içinde MİT müsteşarı bir cumhurbaşkanının “sır küpü” olabilir mi?

O sırlar hangi konuları kapsıyor?

Reyhanlı’dan Roboski’ye, Dink cinayetinden Suriye’ye giden tırlara, yolsuzluk soruşturmalarından Serap’ın molotofla yakılarak öldürülmesine varan, devletin şüpheli konumunu üzerinden atamadığı meselelerde iktidar ve istihbarat sırdaşlığını nasıl okumalıyız?

MİT, iktidarın herhangi bir açığını yakalarsa bunu ilgili mercilere iletebilecek durumda mıdır?

İktidar, MİT’in görev yaparken karıştığı birtakım suçları tespit ederse bu durum karşısında nasıl davranacaktır?

Birbiriyle uyumlu çalışırken aynı zamanda birbirinin denetleyicisi olması gereken kurumlar, bu kadar hesabı verilmemiş, ölümlerle sonuçlanmış vaka karşısında hep haklı olabilirler mi?

Yargıdan kaçırılan bu kadar mesele varken bu işbirliği karşısında içimiz rahat edebilir mi?

Muhalefet partilerinin MİT tarafından kendilerine komplo kurulduğunu iddia ettiği, CHP’nin Erdoğan’ın ailesine suikast planlayan terör örgütü olarak lanse edildiği bir ortamda her şey yolunda gidiyor diyebilir miyiz?

İktidara muhalif olan gazetecilerin, akademisyenlerin, sivil toplum önderlerinin, dinî cemaatlerin, iş insanlarının, bürokratların güven altında olduğunu, MİT marifetiyle başlarına bir çorap örülmeyeceğini garanti edebilir miyiz?

Bu kadar çok yetkilerle donatılmış bir istihbarat kurumu AKP’nin siyasi bekası için çalışan bir parti teşkilatı gibi davranabilir mi?

Her kurumda fişlemelerin yapıldığı, insanların gittiği dershaneden okuduğu gazeteye kadar bilindiği, kamuda büyük kıyımların yapıldığı bu dönemde MİT’in arşivlerinde nasıl yer alıyoruz?

MİT hepimizin MİT’idir diyebilecek durumda mıyız?

Ne derseniz deyin, insanlar kendilerini güvende hissetmiyor bu ülkede.

Polise güvenmiyoruz.

Yargıya güvenmiyoruz.

Medyaya güvenmiyoruz.

Siyasete güvenmiyoruz.

Anket şirketlerine güvenmiyoruz.

Sınav sistemine güvenmiyoruz.

Ve bence en tehlikelisi MİT’e hiç güvenmiyoruz.

Devlet kurumlarının AKP’nin kırbacı gibi davrandığı hâllerde “başımıza ne gelirse devletten gelir” algısı hâkim oldu artık.

Bunun en büyük gerekçesi ise Erdoğan’ın bahsettiği sırdaşlıkta yatıyor sanırım.

iletisim@haykobagdat.com

Twitter:@haykobagdat

.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums