- 19.03.2014 00:00
“Berkin Elvan’ı tanırım. Çay bahçesinde garson olarak çalışırım. Berkin Elvan her gün oyun oynamak için parka gelirdi. Bu nedenle kendisi ile merhabamız vardı.
Olay günü sabah 06:30 sıralarında karşılaştık. Berkinlerin evlerinin bulunduğu sokağa gelmiştim. Tam kapının önünde gördüm. Berkin’in çocuk olmasından da kaynaklanarak ‘Nereye gidiyorsun’ diye sordum. Müthiş bir gaz kokusu vardı.
Bakkala ekmek almaya gittiğini söyledi.Ben de bakkalların kapalı olduğunu söyleyince ‘Fırına giderim’ dedi.
Beraber, Berkin ile sokakta 100-150 metre yokuş yukarı yürüdük. Evlerinden itibaren olayın meydana geldiği yere beş dakika yürüdük.
Mahmut Şevket Paşa Caddesi üzerinden çevik kuvvet polisleri bizim bulunduğumuz sokak da dahil olmak üzere birçok yere gaz kapsülü atıyordu.
Berkin çocuk olduğu için sanırım meraklandı. Yanımızda 3-4 kişi daha vardı. Kafasını eğerek ve bir adım öne çıkarak polislere doğru baktı. Bu esnada bir gaz kapsülü, boyutlarını şu anda tam olarak söyleyemeyeceğim, demir, gümüş renginde bir cisim tam Berkin’in kafasının sağ arka kısmına yani hemen boyun kısmının hemen üzerindeki kafatasının olduğu yere çarptı ve oraya yapıştı. Berkin eliyle vurarak gaz kapsülünü düşürdü. Berkin, vurulması üzerine ‘Anne’ diye bağırdı, geldiğimiz yöne eve doğru koştu. Ben de peşinde koştum. Kendisini yakaladım. Başından hafif kan geldiğini gördüm.
Vurulduğu andan itibaren 20 dakika geçmişti. Kendisi sağlık ocağının olduğu yere koşarak benimle geldi. Sağlık ocağının yanında şuurunu kaybetti. Vurulduktan 20 dakika sonra şuurunu kaybetti. Kendisini minibüsle Okmeydanı SSK hastanesine getirdik. Hastanede ailesi gelinceye kadar bekledim. Hatta doktor bana kan lazım olacak bir yere ayrılma dedi. Ailesi gelince de bekledim.
Çevik kuvvet polisleriyle bizim bulunduğumuz nokta arasında 20 metre mesafe vardı.
Ben Berkin’e ateş eden polis memurunun eşkalini bilemiyorum, kafasında kask olup olmadığını bilemiyorum. Ancak tüm polislerde gaz maskesi ve kask takılıydı. Onun için bir polis eşkali veremem. Çünkü polisleri gaz tüfeği kullanırken gördüm ancak Berkin’e ise gaz kapsülünün çarptığı anı gördüm. Bu gaz kapsülünü ateşleyen polisi görmedim. Onun için eşkal veremem ancak gaz kapsülü polislerin olduğu yerden geldi. Polislerle aramızda 20 metre mesafe vardı.
Berkin polis tarafından hedef gözetilerek vurulmuştur.”
(Soruşturmada tanık olarak ifadesi alınan S.Y.)
***
“Geçenlerde İstanbul’da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor.
Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak?
Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, ‘ekmek almaya giden çocuk’ diyor.
Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var?
Çok enteresan, annesi ‘Evladımın katili başbakan’ diyor.
Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım.
O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına?
Neyin mesajını veriyorsun.
Bakın biz başka bir baba da tanıdık. DHKP-C oradan geçerken gecenin karanlığında Burak yavrumuzu orada şehit ediyorlar. Burakcan’ın elinde sapan silah yoktu. Sadece evinin önünde olan o yavruyu orada şehit ediyorlar ve sokakta toplanan kovan sayısı 42.
Bunlar o teröristlerle iş tutuyorlar. Burak yavrumuz şehit edenler Kılıçdaroğlu’nun illegal cellatlarıdır.”
(Başbakan Recep Tayyip Erdoğan)
***
Ben Cemaat, Ordu, Ergenekon, İsrail falan bilmem.
Fakat ölüleri yarıştırılan bu çocukların, meydanlarda yuhalatılan evlat acısı çekmiş annelerin âhı götürecek bu iktidarı.
Buna eminim...
Twitter:@haykobagdat
Yorum Yap