Dünyadaki herhangi bir ülkede bazı sorunlar yaşanıyor olabilir. O ülkede milletin üzerine kâbus gibi çökmüş vesayetçi askerleri tasfiye edeceğim derken halka karşı işlenmiş suçların hiçbiri açığa çıkarılmamış, sadece kendi partilerine yöneltilmiş tehditler karşısında aslan parçası kesilmiş siyasetçiler olduğu rivayet ediliyor.

Bu tehditleri savuşturmak için hukuk iğdiş edilmiş, bazı yapılarla işbirliği yapılmış, bağımsız olması gereken kurumlar arka bahçeye çevrilmiş zamanında.

Şimdi o yapılar ile de devlet paylaşılamamış, geriye dönük olarak işlenen tüm hukuk cinayetleri o yapıya kapak olmuş, eski vesayetçi kötü çocuklar pek bir sevilmeye başlanmış, onların tahliyeleri için şahit yazılan aptallar ortalığı sarmış diyorlar.

Ülkeyi temizlerken kirlenmişler, şimdi temizlenmek için tedbir alıyorlarmış.

İnternetin kapatma butonunu ceplerinde taşırlarsa tertemiz olacakmışız.

Adalet bakanına adalet mekanizmasını anahtar teslimi devredersek yüzümüze nur gelecekmiş.

Bir parkın üzerine AVM, rezidans falan yapılmasına karşı sokağa çıkmaya karar vermiş sivil toplum örgütü mensuplarını 76 yıl hapis ile yargılarsak Katoliklerin günah çıkarma ayinlerinden daha etkili yöntemlerle tüm suçlarımızdan arınacak, melekler kadar masum sayılacakmışız.

Dünyanın herhangi bir ülkesinde, o ülkenin kabinesindeki bakanların yarısı yolsuzluktan istifa etmiş olabilir.

Bunu sistemin soyguna uygun ayarlandığı, bu rezilliklerin dünya standartlarında bir demokrasi inşa etmemize mani olacağı şeklinde yorumlarsak darbeci sayılmamız gönlü temiz insanların iyi hislerine rağmen kaçınılmaz sayılabilir.

Artık temizleniyorlar neticede.

Rakip siyasi parti liderlerinin sözlerini altyazı ile geçen haber kanallarını arayıp “geçmeyin o altyazıyı, yakarım bu gezegeni” diyen başbakan elbette hepimizi kirlerden arındırmak için çabalıyor, eminiz.

İşadamlarına “sen, sen, sen 100 milyon dolar, sen, sen 80 milyon dolar vereceksiniz, o medya grubu temiz insanların elinde kalacak” diyerek kötülerin evlerimize televizyonlar, gazeteler aracılığıyla sızmasına mani olmak büyük bir sevap gerçekten.

O işadamları bu parayı o devletten hiçbir karşılık beklemeden verecek kadar hayırsever ve masum büyüklerimizdir, Allah başımızdan eksik etmesin.

“Milletin a... koyacağız” derken de kirli, vatan haini şer odakları kastedilmiş olabilirler, panik yapmayın.

Dünyadaki herhangi bir ülkede komşu ülkedeki iç savaşa silah taşımak sadece oradaki kötü diktatörleri devirmek amacı taşıyor.

O roketlerin, mermilerin masum halkı, sivilleri, çocukları vurmaması için gereken tüm tedbirler alınmış, teknolojinin tüm imkânları seferber edilmiş diyorlar.

Temiz insanlar sadece kirli insanlara zarar verebilir üstelik.

Temizliğin göstergesi olarak bembeyaz kefenler ile miting meydanlarına çıkıp dosta düşmana niyetimizi beyan etmek faydalı olabilir.

“Soykırım vardır diyenin yüzüne tükürürüm” deyip dededen Ermeni kilisesi miras kaldığı ortaya çıkan gazeteciler de zaten anketleri açıklarken Robin Hood gibi davranmışlar.

Çok oyu olandan az oyu olana iki puan kaydırmak kadar alkışlanacak bir centilmenlik o ülkede anlaşılamıyor ya ona yanıyorum.

Tüm davaların üzerinde yayın yasağı varken, tüm internet paylaşımları aleyhte suç teşkil ederken o ülkede bir tane bile isim vermeden yazı yazmak hâlâ mümkünken yaygara koparmanın, feveran etmenin âlemi yok bence de.

Kutulardaki dolarlar imam-hatip lisesi açmak için iken, Hacca gitmek için kullanılan özel uçakların benzini zemzem suyu iken nasıl temizlenmeyelim ki?

Pislik yapmayın...

haykobagdat@yahoo.com