Yaşanan AKP- Cemaat kavgasıyla ilgili havalarda uçuşan ithamlar hakkında sorular sorduydum. Cevap da geldi hamdolsun.

Kaynağımı da öyle “adının açıklanmasını istemeyen üst düzey askerî yetkili benzeri sivil bir kaynak” falan diye anons etmedim, uydurmayalım.

İktidara yakın ve olan bitene hâkim birinin iddialarıydı yazdıklarım.

Ne diyordu iddialarında?

Ahmet Şık ve Nedim Şener tamamen hukuksuz yöntemlerle tutuklanmış. Bu olay kişisel hesaplaşmaların yargıya intikalinin sonucu imiş. Kafalarına göre almışlar içeri. Sonrasında da zaten kritik birkaç ismin emniyetteki ve yargıdaki konumu kaydırılmış.

Sevgili Ahmet ve Nedim’i arayıp sordum.

Olayların gelişiminin bu şekilde olduğunu doğruladılar. Fakat başta AKP’nin ve o dönem Taraf Gazetesi’nin de içinde olduğu bazı medya organlarının sorumluluğunun küçümsenmemesi gerektiğini belirttiler, aynen katılıyorum.

Peki, “kafalarına göre” başka hangi arkadaşlarımız için hain planlar yapılmış?

Ferhat Kentel ve Cengiz Çandar KCK’dan tutuklanmak istenmiş. Olay daha polis aşamasındayken müdahale edilmiş. Eğer polise durun denmese her ikisi de KCK’dan içeri alınacakmış.

Ferhat Kentel meselesinin canlı şahidiyim.

Adının geçtiği bilgisini ağzından duydum.

Sonrasında tutuklanmasına nasıl mani olunduğunu Ali Bayramoğlu ve Mustafa Karaalioğlu isterlerse anlatırlar sanırım.

Ahmet Hakan olayı ise polis aşamasını çoktan geçmiş. 7 Şubat’tan sonra o savcıların görev yerini HSYK değiştirmiş ve dosya işleme konmamış.

Ahmet Hakan yazısında bunun hesabını sordu.

Her ne kadar arada çok gerek olmadığı hâlde bana da bir çaksa da hayatta kırmaktan en çok imtina edeceğim insanlardan biri olan Ahmet Hakan’ın soruları ortada duruyor.

Peki, şimdi bu kadar zaman sonra bu bilgiler neden insanların kulağına fısıldanıyor?

“Ben yapmadım Miki yaptı” demek için mi?

Ahmet Hakan’ın gıyabında hepimize ayar vermek için mi?

Bu bilgileri ben neden paylaşıyorum?

Anlatayım.

Hesap sormak için.

Miki değil bu işleri sizler yaptınız.

Beraberce, elbirliğiyle yaptınız.

Aynı fısıltıları yandaş gazetelerde iktidarını aklamak için kullananlar ile aramızda bir fark var.

Arkadaşlarımızın ve onların çocuklarının yüzlerine bakıyoruz.

Ahmet’in ve Nedim’in evlatlarına “Ergenekon’un temizlenmesi için bu savcılara ve hâkimlere ihtiyacımız vardı. Bu yüzden babanın yıllarca haksız yere hapiste tutulmasına ses edemedik çocuğum” mu diyeceğiz sandınız?

Ferhat Kentel’in, Cengiz Çandar’ın, Ahmet Hakan’ın silahın ucu iktidara dönünce şansa kurtulduklarına sevineceğimizi mi düşündünüz?

Kurtulamayanlara ne oldu?

Sizler kurduğunuz koalisyon ile nasıl bir ülke yarattınız?

Bizleri ne hâle getirdiniz?

Şimdi yaşadığınız büyük kavga sayesinde yavaş yavaş ortalığa saçılan deliller, sizlerin tabiriyle yediğiniz “kul hakkı”nın utanç vesikalarıdır.

Kürt halkının seçilmiş belediye başkanlarının, partinin kapısının önünden geçtiği için yıllarca tutsak edilmiş evlatlarının hakkını nasıl ödeyeceksiniz?

Başka kimlerin kanına girdiniz?

Hangi cinayetleri örtbas ettiniz?

Roboski’de ne oldu?

Hrant’ı kim öldürdü?

Kimlerin katillerini koruyorsunuz?

Sırada kimler var filler tepişirken tehdit altında olan?

Cevap veriniz...


haykobagdat@yahoo.com

http://www.taraf.com.tr/hayko-bagdat/makale-ben-yapmadim-miki-yapti-2.htm