- 15.10.2013 00:00
Bayram günüdür, siyaset, eleştiri, büyük laf etme zamanı değil.
Bu köşeden arada sırada bazı anekdotlar anlattığım oluyor.
Bugünkü kahramanımız Kınalıadalı“Deli Ali”.
Ali Abi Kınalıada’dan İstanbul’a hiç inmeyenlerden.
Bostancı’ya 15, Kabataş’a 45 dk. mesafede yaşayıp tüm hayatını oralara gitmeden geçirdi.
Çocukluğumuzda Ali Abi’nin oturduğu masayı çevreleyip ona ahret sorular sormanın lüksü büyük keyifti.
Asla saygısızlık etmezdik.
Ama soruların cevapları ile çaktırmadan eğlendiğimizi itiraf etmeliyim.
Örneğin “Ali Abi Hayko ne demek” diye sormayıverin.
“Karlı dağların tepelerinde yaşayan ateşli ejderhaların kanat çırparken göğsüne çarpan rüzgârın bıraktığı nemdir” cevabını almanız sürpriz olmazdı.
Ada’nın eskicisinin kardeşiydi ve eskici deposu emrine amade olduğundan zengin bir gardırop sahibiydi.
Değişik paltolar, kaşkoller, şapkalar, pantolonlar giyerdi. Seçimleri uyumlu değildi ama bir tarzı vardı.
Atatürk’ün arkadaşı ve onun atının bakıcısı olduğunu herkese öğretmişti.
Paşa’nın sağlığı sorulduğunda iyi olduğunu müjdeler, selamını iletmeyi ihmal etmezdi.
Ağaçlara bağlanan ipler ve çöp tenekeleri ile sorunu vardı.
Gece devriye gezer, tornavida ile ağaçları çevreleyen metal kutuları ve aparatlarını söker atardı.
Ağaçlar bunalıyormuş.
Bütün bunları bilen bilir fakat Deli Ali’nin asıl numarasını dünya âlem bilirdi.
Denizin tuzunun biteceğinden endişe ediyordu.
Ali Abi’ye elden para verilmeyeceği bilgisinin Ada’da bu kadar yaygın olmasının da sebebi buydu.
Eline geçen bütün para ile bakkal Hristo’dan paket paket ‘Billur Tuz’ alırdı.
Sonra paketi açmadan koşup bütün gücüyle denize fırlatıyordu.
Ada ahalisi bir süre peşinden koşup denize tuzu atmasına, bakkalları tembihleyip ona tuz satılmasına mani olmaya çalıştıysa da ortak akıl üstün geldi: “Ali’ye niye mani oluyoruz ki?”
Ona sonradan hiç karışılmadı.
Denizin tuzunun bitmesine engel olmak, fırtınalı kış gecelerinde, yollarda bağıra çağıra neşeli türküler okumak, ağaçların canının sıkılmamasını sağlamak, Paşa’nın atına bakmak ve bilinmeyen sorulara iddialı cevaplar vermek dışında ne garipliği vardı ki onun?
Hep Ada’da yaşayan bir insanın daha gerçek ne görevleri olabilirdi ki?
Yakın zamanda kaybettik Ali Abi’yi.
Balıkçı limanından yıllar sonra çıkarılan bir paket açılmamış eski ambalaj ‘Billur Tuz’ paketi de bende hatıra kaldı.
Bayramdır.
Tüm bayramlar tüm çocuklarındır.
Hepimize iyi bayramlar.
haykobagdat@yahoo.com
Yorum Yap