Zabıta Süreyya

  • 28.07.2013 00:00

 

Zabıta Süreyya

Garip bir salgın belirdi memlekette.

Kendimizi fazlasıyla zabıta zanneder olduk.

Dış politikamızda Mısır’dan Fas’a, Suriye’den Malezya’ya, Somali’den Bulgaristan’a her ülkenin hamisiyiz artık.

İnsanların ilgili tarihlerde, Osmanlı’dan kurtuluş törenlerini gerçekleştirdikleri meydanlarda “sizler bizim sömürgemizken hayat ne güzeldi ama” nutukları atıyoruz.

Vahşi Batı’nın ülkeleri üzerindeki hain planlarını deşifre ediyor, bizlerin zabıtalığında onlara mutu günler vaat ediyoruz.

Zamanında “Kürt diye bir şey yok” dememişiz gibi tüm bölge ülkelerindeki Kürtlerin geleceğini belirlemeye çalışıyoruz.

Memleketteki büyük dayıları gibiyiz.

Kritik anlarda son söz bize bırakılacak diye umuyoruz.

Tüm bölgenin zabıtası gibiyiz.

Başka ülkelerde yaşanan iç savaşlarda taraf tutuyoruz, taraflar içerisinde bazı grupları kayırıyoruz.

Bu durumu son derece hak ve vazife görüyoruz.

Özgüvenimiz yerinde.

Memlekette de durum pek farklı değil.

Normal doğacak çocukların daha cesur olacağını müjdeleyen Sağlık Bakanı’nı, hamileyken gezen kadınların estetik görüntü kirliliğinden bahseden din âlimini, nerenin ibadethane olup olamayacağına karar veren siyasetçileri normal saydığımız günler yaşıyoruz.

Kadınların, gençlerin, medyanın, sermayenin, üniversitenin, öğrencilerin, yazarın, çizerin, sanatçının, herkesin bilirkişiler tarafından hizaya çekildiği bir kültür geliştirdik.

Nereye kafamızı çevirsek ortalıkta birkaç zabıta.

Elinde makbuzu olsa ceza yazacak edasıyla konuşan siyasiler.

Bana bu hikâyeyi hatırlattılar.

Teşbihte hata olmaz.

Her muhitin bir delisi vardır.

Deli demeyelim de özel insanlar diyelim, ayıptır.

Bizim Adalar’ın ise denizin ortasında olması marifetiyle, sahip olduğu bu özel insanları daha bir meşhurdur.

Çünkü hep ortalık yerdedirler.

Gidecek yerleri yok, her taraf deniz işte.


Süreyya
, uzun boylu, zayıf, az konuşan bir adamdı.

Aç açıkta falan değildi, üstü başı da temizdi.

Dışarıdan baksan normal, sıradan, biraz silik bir karakter.

İçeriden bakınca ufak bir sıkıntıya sahipti.

Kendini zabıta zannediyordu.

Üstelik sadece zannetmiyor, zabıta gibi de davranıyordu.

İskele meydanında, elinde düdük, bütün gün nöbette.

Yasak alanlarda, bisiklete binen çocukları kovalıyor, ellerinden bisikletini alıyor, yere çöp atanlara, kavga edenlere bağırıyor, vapurlar yanaşırken karşılıyor, inenleri süzüyordu.

Uzatmayayım.

Bir zabıtanın yapması gereken her işi büyük bir ciddiyetle yerine getiriyordu işte.

Ada ahalisi bazen bu durumla eğleniyor, bazen de Süreyya’nın dozu kaçırması yüzünden sinirleniyordu.

Fakat, bir gün, bu durumu değiştirecek çok ilginç bir gelişme oldu.

Süreyya kendisine bir üniforma edindi.

Tam zabıta üniforması da değil, yarım bahriyeli gibi bir takım. Kolunda da kırmızı “görevli” bandı.

Ada’da herkesin konusu oldu.

Kimileri bunu fazla bulup nizamın bozulacağını bile iddia etti.

Fakat bir gelişme daha oldu.

Ada’ya günübirlik gelen büyük kalabalıkların Süreyya’yı gerçekten zabıta zannettikleri fark edildi.

Süreyya, üniformanın da verdiği kudret ile Adalıların illallah ettiği taşkınlıklara bir bir müdahale etmeye başladı.

Deli cesareti neticede.

İskele meydanı her zamankinden daha muntazam, daha temiz.

Kasabanın sırrı oluşuverdi hemen.

Bütün ada, Süreyya’nın deli olduğunu bildiği hâlde, bunu günübirlikçilere hiç söylemedi.

Süreyya, öldüğü güne kadar görevinin başındaydı.

Mutlu öldü.


haykobagdat@yahoo.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums