- 16.01.2012 00:00
Gümüş oynağı gözlerimde deniz
Poyraz okşar akşamlarımı
Ayaklarım kerpiç samanı
Ben on beşinci ağrıların çocuğu
Son muştusu
Dalyan direğindeki yaşlı balıkçının
Gün yirmi dört saat gece
Kara taştan dört duvar
Uzar gider gözlerim
Uzar gider geceler
Bir çocuk takılır gözlerime
Bir uçurtma takılmış tellere
Oğlum sakın ağlama
Gözlerimde kız kurusu çitlembik
Dudaklarımda sevda türküleri
Yosun boyarım imbatları
Bir de sen düşersin aklıma
Bir de uçurtma takılmış tellere
Uzar gider gözlerim
Uzar gider geceler
Bir türkü takılır dudağıma
Dilim sevdaya değer
Heeeyyt be derim
Aldırma
Oğlum ağlama bana
Sevdalan bencileyin
Sen de Türküler söyle
AĞLAMA ÇOCUK
Her ayrılıkta bu böyledir çocuk
İçinde kırık bir martı kanadı
Gecende göz bağı bir karanlık
Yüreğinde yıldız yıldız yalnızlık
Sokak köpekleri arkadaşın olur
Yıldızlarla paylaşırsın şarabını
Sokak kadınları ısıtır üşümelerini
Bir baykuş öter ürperirsin
Sana ne desem bilmem ki çocuk
Hüzün kokar ay ışığı ayrılıklarda
Bir melisa kokar eski anılardan
Eski şarkıları çağırır rüzgârlar
Bulutlar geçer tependen selamsız
Selamsız sabahsız trenler geçer
Hüzünlüdür tren sesleri dikkat et
Tren düdükleri ayrılık söyler
Uzun olur sokaklarda geceler
Sabahlar kutup olur ışımaz
Hadi durma aç elindeki şişeyi
İçince ağlayacaksın şaşırma
Sevda yangınıdır her ayrılık bilirim
Alev alev sarar her yanını yalnızlık
Her ayrılıkta ince bir kanat kırılır
İnceden bir kan sızar sokaklara
Böyle kanar et tırnaktan ayrılırken
Yine seversin ağlama çocuk
BİR KADIN
Yürür
Yürür
Yürür
Kör karanlık geceleri
Koşar sabahlara
Sarhoş lekesi eteklerinde
Tanyelleri
Çığlık çığlığa
Çığlık çığlık gecelerde
Bir kadın
Çalar etleri maviye
Taşır
Taşır
Taşır
Geceleri tanyerine
Yüzünde it dilleri
Yalar
Yalar
Yalar
Taşır geceleri kadın
Sarı salya karanlık
Yüreği dalgıç vurgunu
Kim bilir kimin nesi
Belki bir çocuk annesi
Elinde ekmek her sabah
Taşır
Taşır
Taşır
Sarhoş lekesi etekleri
Kasığı bıçak yarası
Yorum Yap