- 21.01.2016 00:00
örgülü sarı saçlarında senin
hesapsız çocuk kahkahaları açmışken
yaban toprağını senin
uçsuz bucaksız asi toprağını
iyilikle örttüler
aşkla döllendiğinde zakkumlar, gelincikler, papatyalar
ve adsız kır çiçekleriyle özgürleşecek toprağını
süslü taşlarla örülmüş bir duvarla çevirdiler
şirin küçük bir bahçe
ne cici,ne güzel, ne bakımlı bir bahçe
renk renk nizami güller, evcil karanfiller
düzenli hanımelleri, düzenli tarhlar, düzenli çimler
düzenli suları esir fıskiyelerin
ne cici, ne güzel, ne bakımlı bir bahçe
toprağın taş duvarları dinlemez aşardı, bilmezdin
içinin yer altı suları birikirdi, bilmezdin
çiçeklerinde inatçı bir uçurum oyulurdu bilmezdin
derinliğin toprağa doğru kök salardı
ürkekliğin, kırılganlığın, uzaklığın yeryüzüne
bahçıvanların sevinirdi halbuki
ne ürkek, ne kırılgan, ne uzak bir bahçe
ama cici, ama güzel, ama bakımlı bir bahçe
bahar vardı da, bahar sevinci yoktu
kuşlar vardı da kuş sesleri yoktu
yaz vardı da, yaz güneşi yoktu
bahçıvanların Babil’in asma bahçelerinden
bahçıvanların Şiraz’ın Bağ-ı İrem’inden
ben bir sestim
hasretlerden, kavgalardan, sevdalardan damıtılmış
sesimi arıyordum, içimde tarifsiz bir şey büyüyordu
öyle sebepsiz gibi, durup dururken gibi büyüyordu
ne cici, ne güzel, ne bakımlı bahçe, DEĞİL!
diye haykırdım
bahçe dile gelip ses verdi
değil! değil! değil! değil!
birden gök karardı, şimşekler çakmaya başladı
yeraltından uğultular geliyor, toprak sarsılıyordu
kuşlar, hayvanlar, börtü böcek, cümle mahlukat ayaklanmıştı
ağaçların köklerinden söküldüğünü gördüm
bahçenin çöktüğünü, toprağın yarıldığını gördüm
iki yanı yalçın kayalara yaslanmış uçurumu gördüm
korkmayı bilemedim, ama irkildim
bir uçurumun kenarındaydım
belki bir girdabın
belki bir hortumun
belki bir depremin…
gözlerim karardı, başım dönüyordu
dilim damağıma yapışmıştı
belki büyüydü, belki hayaldi, belki düştü
uçuruma tutundum
bahçe tarumar olmuş, duvar yıkılmıştı
tepeden tırnağa aşka gark olmuş bir çığlıktım
hoş geldin milat, hoş geldin uçurum
önemli olan yolculuktur demiştin bana
önemli olan kendi ayaklarınla yürümektir
aylar, yıllar, onyıllar bıraktın geride
- Nerdeyse bir yıl olacak-
kimi zaman mavi gözlerinde sevinçler balkıyarak
kimi zaman elini yarana bastırmış sendeleyerek
ama hep yola ve yolculuğa inanarak yürüyorsun
geriye bakma, güzel çocuk!
Yüreğini
Senin örselenmiş dişi yüreğini
Sevdaya yasla
Yürüyüşün kutlu olsun
24 eylül 1998
Yorum Yap