- 5.02.2016 00:00
İnsanın birey olarak içinde yaşadığı toplumla uyum içinde olması iyidir. Ama bu hiçbir zaman, toplumun bütün ‘değerlerine’ kayıtsız şartsız teslimiyet anlamına gelmez. Bireyle kul arasındaki fark; birincinin bütün toplumsal değerleri, tabuları, kutsalları aklın süzgecinden geçirmesi, ikincinin önüne konan her şeyi kabulüdür. Ve insanlık tarihi, bir anlamda insanın sürüden ayrılıp birey olma için mücadelesi tarihidir
Çin’de, Hindistan’da, Tanzanya’da, Peru’da, Danimarka’da, Türkiye’de dünyanın neresinde olursa olsun, hiçbir çocuk bir dine ve etnisiteye ait doğmaz. Yani bebek doğduğunda dini ve etnik kimliği yoktur. Öte yandan üyesi olduğu toplumda farklı dini, mezhepsel, etnik kimlikler vardır. Anne ve babası teist, ateist etnik kültürler içinde biçimlenmiş yahut bu kimliklerden birini tercih etmiş olabilirler. Bunlar aklı başında kimsenin itiraz etmeyeceği genel geçer doğrular.
Öte yandan devlet din, mezhep, aile, toplum yeni doğan bebeğe kendi damgalarını vurmak isterler,çoğu zaman da çocuğun iradesini hiçe sayarak vururlar.Mesela Türkiye’de Müslümanlar bebeğe kulağına ezan okuyarak isim koyarlar.Bebek ne anlar bu ritüelden bilinmez.Benzer bir şey Hıristiyan bir toplumda vaftiz töreniyle yapılır Sonra “Müslüman”(!) erkek çocuk biraz büyür,bedenine müdahale çağına gelinir.Alayı vala ile sünnet edilir.Çocuk kız ise ve Afrika’da doğmuşsa bu defa klitorisi kesilerek sünnet edilir .
Cezalandırma, kınama, dışlama, linç, cinayet devletin, milletin, dinin dayatmalarını reddedenleri yola getirmek için başvurulan metotların başlıcalarıdır.
Küçük oğlum Barış bana bir zamanlar, cevabını veremediğim, yaptığımdan utandığım bir soru sormuştu.” Ne hakla benim bedenime müdahale ettin? Hem komünistim, ateistim diyorsun hem de benim çükümü İslami geleneğe göre sünnet ettiriyorsun, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demeye getiriyordu.
İnsanların etnisitelerine,dini inançlarına,kimliklerini oluşturan bütün değerlere kendilerinin karar verceği bir toplum hayali maalesef ham bir hayaldir.
Ama devlete,kutsal aileye,özel mülkiyete rağmen bu hayale sahip çıkmak,insanlığın savaşsız,sömürüsüz geleceğine sahip çıkmaktır.
Yorum Yap