SAPANCA DİYE BİR GÜZELLEME

  • 18.12.2015 00:00

 Seni karım zanneden o, fukara aile babasının “yengesi”!

Bir yanın göl,bir yanın sevgi,

örgülü saçlarında kocaman beyaz, kolalı bir okul kurdelası,

nasıl bir belaya koşarsın?

 

    Bu sevdanın genel dokusuyla,onun bir parçası olan Sapanca’nın ortak yanı,her ikisinin de kolaylığa ve ucuzluğa köklü bir reddiye oluşlarıdır.

İstanbul yeni bir güne başlıyor. Barbaros Bulvarı yokuş aşağı yorgun,uykulu ve telaşlı yüzlere;yokuş yukarı çocuk muzipliğine,hesapsızlığa ve masum yalanlara uzanır.

    Kara Kitap’ta (1) “Boğazın Suları Çekildiği Zaman” başlıklı bölüm,roman içinde okunduğunda bütünün ayrılmaz bir parçası olur.Aynı bölüm tek başına alındığında ise,bir parçanın parça olmaktan gelen hiçbir eksikliğini,zaafını taşımaz.

    İzmit yolundayız. Yanımızdan betonlaştırılmış tabiat,kamyonlar,otobüsler,taksiler geçiyor.Sevda,hükümran olduğu  ülkede her türlü hesabı,önceye ve sonraya ait her şeyi silip süpürdü.Bu yüzden akşamdan hazırlanan valizlere şiir ve lekesiz bir beyaz, özenle yerleştirildi.Bedeninin kokusunu ilk defa o gece telaşsız içime çektim.Bu yüzden sabah güneşi hiç olamayacağı kadar yumuşak şefkatle ışıdı.

    Senin Ankara’da işin çıkmış, benim annem hastalanmış.Bir elin direksiyonda,diğeri bacağımı okşuyor.Kamyon şoförlerinin yılışık bakışları umurumda değil.

    Kar beyazı uzak bulutlar ey!

    Ustalık olmazı mümkün kılmaktır. O zaman ,bütünün onu bütün yapan yapısı bozulmadan parçalaştırılmasına ve bunun diğer bütüne onun bir parçası olarak eklemlenmesine şaşarsınız.

    Kasaba,birbirininin siyam ikizleri gibi,tekrarı is kokan günlerinden birini yaşıyor.Otel sakin.Göl mavi suları,serin rüzgarı,güneşi,yakamozları,hasılı bütün takım taklavatıyla kapısı açık balkonumuzun içinde.Valizden çamaşırlarımızı çıkarırken seninle yıllardır birlikteymişiz duygusuna kapılıyorum.İçim ısınıyor.Asansördeki aile  karıbayanı meraklı bakışlarla ikimizi süzüp “ evli misiniz?” diyememişti de;turla mı geldiğimizi sormuştu.Biz tursuz takımındanız  teyzeciğim,günlerdir kendi yörüngemizde çılgınca dönüyoruz.

    Yıkanırken gövdemi özenle ovuyorum. Banyoya girdiğinde çırılçıplaksın. Etinin ılıklığı, kokun – akşamdan beri kaçıncı defa – aklımı başımdan alıyor.Kasıklarımız doygunluğu unutmuş,yeniden çıldırıyor.

    Sapanca artık “sen mutluluğun resmini yapabilir misin sorusuyla gelen kadim çatışmada , insani olanın galebe çalmasıdır. “Seni seviyorum”daki yıpranmışlığın “Sen ey yüzüne sürgün olduğum kadın” la inkârıdır.

 

    Akşam meyhanede kasaba hovardalarının yanında getirdikleri koca memeli altın dişli orospunun masasıyla,bize sunulan müessesenin ikramı kahve ile Kemalist likör bile beni öfkelendirmiyor.Aynı ikram bizim masamıza papatyalarla süslenmiş tabakta getirildiğinde,meyhanecinin inceliği duygulandırıyor bizi.

 

    Üç gün diye tarih düştüğünde bir şey anlatmış olmuyorsun. Sevişmenin saati,öğünü,açıklaması,gecesi,gündüzü yok.Üç gün sevdanın tarihine Sapanca Güzellemesi olarak geçiyor.O zaman,bütünün onu bütün yapan  karakteri  bozulmadan parçalaştırılmasına ve bunun diğer bütüne,onun bir parçası olarak eklemlenmesine sen de şaşırıyorsun.

 

Ekim 1992 Sapanca

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums