- 14.10.2015 00:00
Evet, acımız çok büyük.
Evet, Kanlı Cumartesi yüreğimizi kanatmaya devam ediyor.
Evet, içimiz yanıyor.
Evet, bu vahşete karşı isyan ediyoruz.
Evet, bu barbarlığa olanca yüksek sesimizle hayır diye bağırıyoruz.
Evet, teröre lanet ediyoruz.
Evet, kan ve gözyaşı artık dursun diyoruz.
Evet, o televizyon görüntülerine, o fotoğraflara baktıkça gözyaşlarımızı tutamıyoruz.
Evet, içimizden hep haykırmak geliyor, teröre bin kere lanet olsun diye.
Evet, içimiz yanıyor.
Evet, teröre karşı birlik sloganını sürekli tekrarlıyoruz.
Evet, terör bu toprakların kaderi olamaz diyoruz.
Kısaca:
Sonrası, siyasettir.
Yoksa, kimsenin itiraz edemeyeceği, genel kabul gören sloganları tekrarlamakla bir yere gidilemez.
Türkiye’nin çıkmazı derinleşir.
Bir başka deyişle:
Beynimizi sloganların emrine veremeyiz.
Çünkü sloganların içi zamanla boşalır, bayatlar bir süre sonra...
Evet, acımız çok büyük.
Evet, hem yastayız, hem isyandayız.
Ama dikkat!
Ne yapmalı sorusudur, gündemde kalması gereken.
Evet, ne yapmalı?
Bir:
Seçime sahip çıkmak.
İki:
Seçim sandığına sahip çıkmak.
Üç:
Çıtayı, 7 Haziran’ın altına düşürmemek.
Dört:
7 Haziran’dan çok daha güçlü olarak Erdoğan’a hayır demek.
Beş:
1 Kasım’da sandık başına giderken, acılara son vermenin öncelikli yolunun Erdoğan’a dur demekten geçtiğini akılda tutmak.
Nokta.
Yorum Yap