- 18.02.2014 00:00
Hukuki konularda kılı kırk yaran Taha Akyol, yeni HSYK yasasını değerlendirirken 'İhtilal dönemlerinde görülmedik bir toptan tasfiye... Kanun, yargı üzerinde yürütmenin kontrolünü sağlamak için çıkarılmıştır” diyor.
HSYK üyesi Prof. Bülent Çiçekli de, "Bu yasa onaylanırsa, hukuk devletine elveda... 12 Eylül dönemi benzetmesi abartılı olmaz” görüşünde. Peki, Çiçekli'yi HSYK'ya atayan Gül ne yapacak? HSYK ve internet yasalarını onaylayacak mı?
Malum!
Yeni HSYK yasasıyla demokrasi ve hukuk devleti ölümcül bir darbe yemiş durumda.
Erdoğan iktidarı, yeni düzenlemeyle ‘kuvvetler ayrılığı’nı hiçe sayarken demokrasinin belkemiğine bir tekme daha indiriyor.
Çünkü bu düzenlemeyle yargı, yürütme tarafından teslim alınıyor.
Daha açık deyişle:
Bu memlekette öylesine bir yargı düzeni oluşturuluyor ki, her şey son tahlilde Başbakan’laAdalet Bakanı’nın iki dudağının arasına bırakılıyor.
Uzun lafın kısası:
Yargı bağımsızlığına veda ediliyor.
Başbakan Erdoğan’ın yolsuzluk, rüşvet ve vurgun soruşturmalarının üstünü örtmek, bazı dosyaları sümen altı etmek için gerçekleştirdiği hukuk darbesi, bu yeni HSYK kanunuyla derinleşmiş oluyor.
'İhtilal dönemlerinde bile görülmemiş tasfiye'
Taha Akyol, özellikle hukuki konularda kılı kırk yaran, kuyumcu titizliğiyle yazan ya da yoğurdu üfleyerek yiyen değerli bir meslektaşımdır.
Dün Hürriyet’te çıkan HSYK ile ilgili yazısı, “Yargıyı yürütme denetleyecek!” başlığını taşıyordu.
Bir değerlendirmesi özellikle dikkat çekiciydi:
“İhtilal dönemlerinde görülmedik bir toptan tasfiye…”
Bir başka bölüm:
“Adalet Akademisi’nin 31 üyesinden sadece 8’ini Adalet Bakanı seçiyordu... Meclis’ten geçen kanunla bu sayı 22’ye çıkarıldı!”
Şu bölümün de altını çizdim:
“Yargı bağımsızlığı denilince Aşil’in topuğu, ya da can damarı HSYK’dır. Çünkü hâkim ve savcıların atanması ve denetlenmesi HSYK tarafından yapılır. Meclis’te kabul edilen kanunla, hâkim ve savcılar hakkında bütün teftiş, yani denetim mekanizması Adalet Bakanı’nın kontrolüne verildi!”
Bir cümle daha:
“Kanun, açıkça bellidir ki, yargı üzerinde yürütmenin kontrolünü sağlamak için çıkarılmıştır.”
Yazı şöyle bağlanıyor:
“Zaten Başbakan ‘Hata etmişiz’ dememiş miydi?! Halbuki iktidar asıl büyük hatayı, bu kanunla yargı bağımsızlığına ciddi bir darbe indirerek yaptı.”
Taha Akyol’un yazısındaki bir cümlenin altını bir daha kalın olarak çiziyorum. Çünkü bu tespit, Tayyip Erdoğan’ın ‘hukuk darbesi’ni de sergiliyor:
“İhtilal dönemlerinde görülmedik bir toptan tasfiyedir bu…”
'Hukuk devletine elveda'
Prof. Dr. Bülent Çiçekli, Cumhurbaşkanı Gül tarafından HSYK üyeliğine atanmış.
Radikal gazetesinden Ömer Şahin’e konuşan Prof. Çiçekli’nin yeni HSYK yasasına ilişkin değerlendirmeleri satır başlarıyla şöyle:
“Bu yasa onaylanırsa, hukuk devletine elveda…”
“HSYK üyeleri Adalet Bakanı’nın memurları haline geliyor.”
“12 Eylül dönemi benzetmesi abartılı olmaz.”
“Yasa bu haliyle onaylanırsa demokrasiye elveda…”
Aşağıdaki değerlendirme de, Cumhurbaşkanı Gül tarafından HSYK üyeliğine atanan Prof. Dr. Bülent Çiçekli’nin:
“Yeni düzenlemeyle şimdi demokratik bir geri dönüş yaşanıyor. Bir facia daha var. Yasa ile beraber HSYK’nın kapısına nerdeyse kilit vuruluyor. Şoförden, genel sekreterine kadar personelin görevlerine son veriliyor. Böyle bir tasarrufun hukuk devletinde izahı yok. Şu an yapılmak istenen bazı düzenlemelerin 12 Eylül dönemiyle kıyaslanması abartı olmaz.”
Erdoğan çıkmazı derinleştirirken Gül ne yapacak?
Söz bazen gereksiz uzar.
Burada uzatmamak lazım.
Çünkü her şey çok açık.
Karmaşık değil.
Yeni HSYK kanunu da böyle.
İnternet yasası da böyle.
Başbakan Erdoğan’ın demokrasi, hukuk ve özgürlüklere vurduğu bu ağır darbeler hakkında fazla konuşmak gerçekten gerekmiyor.
Evet öyle.
Ancak 12 Eylül’le mukayese edilebilecek, ancak ‘ihtilal dönemlerinde görülebilecek’ yasal düzenlemelerle Erdoğan kendi çıkmazını her geçen gün derinleştiriyor.
Son söz:
Cumhurbaşkanı Gül, HSYK ve İnternet yasalarına kırmızı ışık yakarak, Başbakan Erdoğan’ıntek adamlık serüvenine dur diyebilecek mi?
Yorum Yap