Tayyip Erdoğan, bu memleketin sırtına deli gömleği geçirmek için uğraşıyor!

  • 23.01.2014 00:00

 Tayyip Erdoğan tek adam olmak istiyor. Farklı sesleri ya da kendisine muhalefeti darbe teşebbüsü diye, darbe diye, komplo diye, dış güçlerin tezgahı diye susturmak istiyor. Yargı, polis, medya, internet, asker kendine tabi olsun istiyor!

Orhan Kemal Cengiz’in dediği gibi: “Bir Yeşilçam filmi izler gibiyiz. Hükümet, gazozuna ilaç koyan melek yüzlü bir şeytanın kendisini kötü yola düşürdüğünü söylüyor. Demokrasinin gazozuna ilaç konuyor ama senarist bizi asıl mağdurun kendisi olduğuna inandırmak istiyor.”

Bazen içim daralıyor.

Farklı konularda yazmak istiyorum ama olmuyor, elim gitmiyor.

Bir siyasi yorumcu olarak bu ülkenin kısır gündeminden kurtuluş çok zor.

Uzun zamandır öyle.

Bu kasvetli gündem insanı kendine mahkum ediyor.

Kafanı kaldıramıyorsun.

Bu durumu yaşamakta olduğumuz dönemde çok daha fazla hissediyorum.

İçinde Tayyip Erdoğan geçmeyen bir yazı...

Mümkün değil, olamıyor.

Çünkü, Türkiye siyaseten öylesine bir alt üst oluşun içinde ki, öylesine ana baba günlerinden geçiyor ki Tayyip Erdoğan’sız bir yazı gerçekten alakasız, okunmazmış gibi geliyor bana...

Çünkü, Tayyip Erdoğan bu memleketin sırtına bir deli gömleği geçirmek için uğraşıyor.

Bu konuda gayet kararlı.

 

‘Komünist dönemin Doğu Avrupası’nı hatırlatıyor’

Tek adam olmak istiyor.

Yargı kendine tabi olsun istiyor.

Polis kendine tabi olsun istiyor.

Medya kendine tabi olsun istiyor.

İnternet kendine tabi olsun istiyor.

Asker kendine tabi olsun istiyor.

Farklı ses duymak istemiyor.

Farklı sesleri, eleştirel sesleri ya da kendisine dönük muhalefeti darbe teşebbüsü diye, darbe diye, komplodiye, dış güçlerin tezgahı diye susturmak istiyor.

Tıpkı Soğuk Savaş dönemindeki gibi.

O zamanlar da komünist diye, bölücü diye, irticacı diye kolu kanadı kırılırdı demokrasi ve hukukun.

Bugün de paralel devlet bahanesiyle tepeleniyor demokratik hukuk devleti.

Avrupa Birliği Komisyonu’ndan bir yetkilinin deyişiyle:

“Erdoğan’ın tavrı, otoriter liderlerin bütün sorunları yabancı komplolara bağladığı komünist dönemin Doğu Avrupası’nı hatırlatıyor.”

Akıl alır gibi değil.

 

Bir adım da ‘başbakanın askeri’ için

Tayyip Erdoğan, tek adamlık yolundaki adımlarını atarken, ağzından demokrasi ve hukuk düşmüyor.

Emniyette, poliste cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımı yapılıyor.

Yargı, HSYK ile ilgili yeni yasa daha Meclis’teyken, 97 hakim ve savcının yerinin değiştirilmesiyle hallaç pamuğu gibi atılmaya başlanıyor.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması yapan savcılar, ellerinden soruşturma dosyaları alınırken görevlerinden de oluyorlar.

Yolsuzluk operasyonu yapmaya kalkışan polisler anında görev yerlerinden uçuruluyorlar.

Yargı bağımsızlığını hiçe sayarak savcı talimatını dinlemeyen polisler yerlerinde kalırken, dinleyenler derhal görevden uzaklaştırılıyorlar.

Mahkemelerden yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına ilişkin yayın yasağı kararlarıçıkartılıyor.

İnternet özgürlüğü, Meclis’teki yeni yasal düzenlemeyle rafa kaldırılmak isteniyor.

Son olarak, Tayyip Erdoğan imzasıyla TBMM’ye gönderilen kanun tasarısıyla, asker de ‘hukuk’un değil, ‘başbakanın askeri’ haline geliyor.

Taraf’ın dünkü manşetindeki gibi:

“‘Benim askerim’ kanunu geliyor.”

Bir başka deyişle:

‘Askeri vesayet’ yerini adım adım Tayyip Erdoğan’ın ‘sivil vesayeti’ne bırakıyor.

Manzara böyle.

Hakimi, savcıyı kendine tabi kıl.

Emniyeti, polisi kendine tabi kıl.

Askeri kendine tabi kıl.

Sonra da kalk, demokrasi de, hukuk de…

 

‘Demokrasinin gazozuna ilaç konuyor’

Demokrasi ve hukuku geçin, biraz vicdan sahibi olan kimse yutmaz bu kaba oyunu.

Orhan Kemal Cengiz’in Radikal’deki köşesinde yazdığı gibi:

“1960’lardan, 1970’lerden kalan bir Yeşilçam filmi izler gibiyiz. Hükümet, gazozuna ilaç koyan melek yüzlü bir şeytanın kendisini kötü yola düşürdüğünü söylüyor. Meğer onların hiç ruhları bile duymadan devlet ele geçirilmiş, bütün zemin altlarından kaymış.

(…)

Dünyada hiçbir otoriter, totaliter ve baskıcı rejim bir gecede kurulmadı. Hemen hepsi kademe kademe özgürlükleri yok ettiler ve kuvvetleri tek elde topladılar.

Bunu yaparken de hemen hepsinin bir bahanesi vardı. Kendilerine komplo kurulmuştu; dış güçlerin de içinde bulunduğu kumpas onları alaşağı etmek istemişti. Sonra bütün sesleri kısıp, sadece ulu önderlerinin sesinin duyulacağı bir ülke yarattılar.

Bugün hükümet, HSYK üyelerinin nasıl seçileceğini tartıştırarak dikkat dağıtıyor. Getirdikleri teklifte asıl korkunç olan hükümler görünmez hale geliyor.

(…)

Yani Türkiye’deki bütün hakim ve savcıların kaderine hükmeden bir organın bütün yöneticilerinin kaderi, Adalet Bakanı’nın iki dudağının arasından çıkacak kelimelere kalıyor.

HSYK üyeleri bir anda Adalet Bakanı’nın sekreteri haline geliyorlar.

Yargı üzerinde muazzam ve hiçbir demokratik ülkede hayal edilemeyecek bir vesayet rejimikurulmak isteniyor.

Demokrasinin gazozuna ilaç konuyor ama senarist bizi asıl mağdurun kendisi olduğuna inandırmak istiyor.”

Orhan Kemal’in bu sözlerine başka ne ekleyebilirim ki?..

 

Twitter: @HSNCML 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums