- 9.02.2016 00:00
Öyle anlaşılıyor ki, uzun bir süre PKK ile yakınlaşmış olan siyasi kadrolar da, onlaraentelektüel destek veren çevreler de önümüzdeki dönemde ciddi ve önemli bir sarsıntı geçirecek.
Bunu sağlayan doğrudan doğruya HDP'nin gösterdiği tavır değişikliği.
Öyle denemese bile yeni politika arayışı.
7 Haziran seçimlerinden sonra Kandil'le İmralı arasında bir tercih yapan ve Kandil'insertlik yanlısı politikalarını benimse- yen HDP, şimdi, Öcalan'ın varlığını yeniden hatırlayarak ve hatırlatarak bu politika değişikliğinin işaret fişeklerini atıyor.
Bu gelişmenin arkasında Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini düzeltmesi ve Suriye'ye girmesi var. PYD/YPG konusunda henüz Amerika ile tam bir mutabakata varılmadı. Ama Türkiyeisteklerini daha rahat şekilde duyurup dinletiyor.
Nihayet örgüt Fırat'ın doğusuna çekildi ve bu gelişme yeni dönemi tayin etti. HDP'yibugünkü arayışına zorladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından ABD'nin Türkiye ile birlikte Rakka'da ortak bir eylem yapmayı planladığını öğrendik.
Rusya'yla düzelmiş ilişkilere bu yeni açılımı da ekleyince 'yeni dönem' kavramı daha da somutlaşıyor.
Öte yanda geçen sene hazirandan beri devam eden ve PKK'ya moral planda da askeri planda da büyük güç kaybettiren şehir/hendek savaşlarından sonra HDP'nin daha fazla aynı Kandil mevziinde kalamayacağı belliydi.
Neticede HDP hamlesini yaptı ve şimdi Öcalan'ı yeniden oyuna dahil etmek istiyor.
Onun nispeten şiddetten uzak duran yaklaşımı, devletle öteden beri kurduğu ilişki, Kürt kamuoyu üstündeki etkisi HDP'deki kanamaya bir turnike işlevi görür diye düşünülüyor.
Doğal olarak belli bir entelektüel çevre de bu yönde hareket ediyor.
Her şeyden önce bu hamlenin hayli gecikmiş olduğunu belirtelim.
Hele FETÖ-PKK ilişkisi büsbütün ortaya döküldükten sonra şimdi böyle bir taleptebulunmak gecikmenin ötesinde biraz çaresiz de görünen bir duruş.
Keşke HDP şiddetle arasına çok daha önceden bir mesafe koysaydı.
O halde diğer konularda da biraz daha inandırıcı olabilirdi.
Daha işlevsel olabilirdi.
Bunu yapmadığı için neredeyse gerçekliğini yitirme noktasına geldi ve şimdi bir kere daha ayakta kalmaya, siyasal hayata tutunmaya çalışıyor.
Bütün bunlar, daha önce de belirtmiştim, HDP'nin siyasal bilincinin, birikiminin sonuna gelmesinden kaynaklandı.
Gene de Kandil'den uzaklaşacaksa, şiddetle arasına mesafe koyacaksa bu önemli bir gelişmedir. Ama bunun için şimdi daha uzun bir yol yürümesi, daha çok zaman harcaması, kamuoyunu ve özellikle siyasal iktidarı ikna etmesi gerekecek.
Üstelik bu aşamanın çözüm olmadığını da bilmek şart.
Ulusal bir sorun olmaktan uluslararası bir sorun olmaya yönelmiş Kürt konusundaTürkiye'nin o uluslararası plandaki hamlelerini beklemek de bir başka zorunluluk.
Bu bir kavşak. HDP bakımından hayati derecede önemli.
Sadece soyut bir HDP olarak değil Kürt halkının siyasal ve demokratik geleceği için de bu kavşakta şiddet dışı, demokratik bir pozisyon alması sayısız yarar sağlayacaktır.
Türkiye'nin Kürtleri Türkiye'nin dışında değil, çünkü.
Yorum Yap