Bir çapsızlık öyküsü

  • 12.09.2012 00:00

 Üç yazıdır, Türkiye’de (ve belki her yerde) özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermenin nasıl aynı zamanda gerçek uğruna mücadele etmeyi içerdiğini vurguluyorum. Yeni bir solun “bilim” yerine vicdan ve ahlâk üzerine kurulu olması gerektiği konuşuluyor. Ben de katılıyor ve bu vicdanın yeni birgerçek ahlâkına dayanması gerektiğini savunuyorum.

6-8 Ekim’de altı değişik örnek verdim, son günlerde yüz yüze geldiğim bazı yalanlara dair. Kimi Atatürkçülükten, kimi genelleştirilmiş bir “solcu-hayırcılık”tan, kimi Balkanların milliyetçi tarihçiliklerinden, kimi Türk milliyetçi tarihçiliği ve Ermeni soykırımı inkârcılığından, kimi Yeni Akit’in yeni Türk-İslâm sentezciliğinden, kimi bir tür kaba solculuğun “taktik icap”larından kaynaklanıyordu.

Bugün (7) son bir hikâyem olacak bu konuda. İçinde 1 Mayıs var; Taraf düşmanlığı var; küçük de olsa çalıntı var; makbul sayılmayan kişi ve kurumların metin tahrifatı yoluyla “silinmesi” var; sonra da yakalandığını anlayınca zaman kazanıp yavuz hırsız misali sağa sola saldırarak bir sis perdesi yaratmak var. Bir mikro-kozmos. Bugün de devam eden bir “sol” zihniyetin ahlâksız “fayda”cılığına ışık tutuyor.

Okuyun ve karar verin. Birinci perde. 31 Ağustos 2012 tarihli Taraf’ta Tuğba Tekerek’in haberi. İlk paragrafta Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin kaldırılmasıyla ilgili olarak “YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Taraf’a açıklama yaptı” diyor ve devam ediyor : “Çetinsaya, ‘Dersin ve üniversitelerdeki Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüleri’nin kaldırılması için çalışmalar yapılıyor mu’ sorusuna cevaben ‘Yükseköğretim yasası değişikliği kapsamında bu konular gündemimizde, tartışılıyor’ dedi.” Altında bir paragraf daha var; sonra benimle yapılan röportajdan destekleyici alıntılar, buna karşılık İlber Ortaylı’dan (tıpkı 2005 Ermeni Konferansı öncesinde olduğu gibi) anlaşılmaz ama statükocu homurtular ve bir de öğrenci görüşleri yer alıyor.


İkinci perde.
 Solcu bir haber portalinin kurucusu ve moderatörü. Üstelik özgürlükçü solcu olmak iddiasında. Öyle ki, 12 Eylül 2012 referandumunda “yetmez ama evet”çi olmuş. Yani öyle Atatürkçü, ulusalcı filân da değil. Bir şekilde vermek istiyor bu haberi. Neylesin, Taraf ve Halil Berktay düşmanı kesilmiş bir kere. Nedeni, 1 Mayıs ’77 tartışması. Daha ilk andan itibaren, asıl “menkıbeci tarihçi”nin ben olduğuma karar vermiş. Bunun için saldırgan yazılar kaleme almış; Taraf’ı sansürcülükle suçlamış; özel alt-siteler ve blog’lar kurmuş (fakat ilginçtir; bir yandan da bir dizi aykırı yazı ve tanıklığı buralara hiç ama hiç almamış). Gene de diyelim ki hiç olmazsa prensipte, “gerçek” ve “doğruluk” diye bir tavrı olması lâzım.

Ne yapıyor ? Veriyor haberi ama minik bazı redaksiyonlarla. Benimle röportaj (tabii !) kesilecek; fakat haberin kaynağı da yokoluyor bu arada. Taraf’a referans çıkıyor; “Çetinsaya, Taraf’a açıklama yaptı” cümlesi “Çetinsaya, açıklama yaptı” halini alıyor.


Üçüncü perde
. Bu site veya listede ben de varım. Dolayısıyla benim inbox’uma da düştü bu ince işlem. Görünce güldüm ve reply-all yaparak şu basit soruyu sordum : “İlginç bir şey. [...] bu haberi kimden, nereden öğrenmiş acaba ?”


Dördüncü perde. 
Mutlak sessizlik. Hiçbir cevap gelmemekle kalmıyor; benim yazdığım tek satırlık not bile kimseye ulaşmıyor (çünkü o zaman benim inbox’uma da düşerdi). Gayet açık ki, “özgürlükçü” bir müdahale var. Öte yandan, tedirgin. Çünkü açık vermiş durumda ve bir şeyler yapacağımdan korkuyor.


Beşinci perde.
 Nitekim hemen ertesi gün (1 Eylül) saldırı başlıyor. Aynı portalde, başka birinin daha önce değindiğim zekâ gösterisi yer alıyor (yeni, milliyetçi bir parti kurulsun, başına da Halil Berktay geçsin). Öte yandan, bu sırada başka bir listede, şiddeti savunmaya yer verip vermeme tartışması sürmekte. İlk listenin Taraf’ı kaynak gösteremeyen editörü, bu bağlamda bana ağzına geleni söyleyen bir yazı yollarken, diğer listenin moderatörünü sansürcülükle suçluyor. Yetmiyor; aynı 3 Eylül günü kendi portalinde bir sis bombası daha sallıyor : “Bir zamanların kraldan fazla kralcısı, Tarafgazetesinden ayrıldı. Kürt özgürlük hareketine yönelik ‘nefret söylemli’ tutumu ile son günlerde adından söz ettiren, Taraf Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Yıldıray Oğur, gazetedeki görevinden ayrıldı.” Altında Oğur’a ve bana başka sataşmalar sıralanıyor. Bu da düpedüz yalan ve hemen ertesi gün foyası çıkacak. Ama o an için evrenin haritası güya restore edilmiş oluyor.


Altıncı perde.
 Ancak bütün bunlardan sonradır ki sessizlik bozuluyor ve ben sözü edilen moderatörden, hayli uzun sürmüş bir 3 Eylül’ün sonunda, reply-all butonuyla tek satır soru sormak suretiyle yanlış bir iş yaptığıma dair bir uyarı alıyorum : “[...] haber portaline iliskin övgülerinizi [?], teşekkürlerinizi [?], eleştirilerinizi, sorularınızı, özetle bir okuyucu olarak görüşlerinizi, kurumun [...] ya da daha başka ilgili adreslerine göndermeniz ya da doğrudan ilgilileri ile görüşmenizin daha uygun olacağını bilginize sunarız.”

Biliyor musunuz, sizden ne köy olur ne kasaba.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums