Yunanî bir tragedya

  • 23.06.2012 00:00

 MALÛM, geçen pazar Batı komşumuzda ülke kaderini ilgilendiren seçim gerçekleşti.


Dolayısıyla biraz Yunanistan’a dair yazacağım. Fakat hemen belirteyim ki hoş şeyler ifade etmeyeceğim. Sakın bir “palikarya takıntısı”ndan (!) mustarip olduğum sanılmasın.

Tam tersine, zaten bebekliğinden beri Rumlarla boy atmış olan bu satırlar yazarı ruhi yakınlığın ötesinde bir de siyasi açıdan Türk- Helen dostluğunu hiç aralıksız sahiplenmiştir.

Lâkin işte o dost acı söyler misali gerçeği dobra dobra yansıtmakla yükümlüyüm.

REFATÇİM ve ben iki yıl önce bahar geldiğinde Topkapı’dan otobüse atlayıp soluğu Dedeağaç’ta, yani Yunanî adıyla Aleksandrapoli’de almıştık. Kısa bir hafta sonu geçirdik.

Yavuz Baydar’ın tavsiyesiyle de çıpayı hemen oracıktaki Makri koyuna bıraktık.

Manzara, balık, çevre düzenlemesi veya mimari estetik babında lâf söylemek kadı kızında kusur keşfetmek olur. Ortam harika ve kesemize uygun fiyatlar da el yakmıyor. 

Köy etrafına yayılan ve kalantor malikânesi olduğu anlaşılan yazlık villalar ise ne yeni zengin görgüsüzlüğüyle göz çıkartıyorlar, ne de aynı gözü “kitsch” çirkinlikle tırmalıyorlar.

Fakat çok, hem de çok garip bir şey dikkatimi çekti!

Her evin bahçesinde İsa Mesih’in yahut Bakire Meryem’in tasvir ve heykelleriyle donatılmış koca koca kapellalar var ki küçük kiliseleri andırmaktalar. Bir zangoçları eksik!

MANÂ veremedim. Tamam, Helenlerin ciddi Ortodoksluğu cümle âleme malûmdur.

Zaten bir ibadethaneye ilk girişim de Hristaki’nin Yeşilköy’deki vaftizi için olmuştu.

Kabul ama bura sakinleri bu kadar mı sofular? Mum yakmaya bu kadar mı düşkünler?

Gerçek kilise şuracıkta olduğuna göre hadi vre barba, iki adım yürümek zahmetine katlan da ister papaz efendinin mahreminde günah, istersen mihrabın önünde istavroz çıkart.

Her evin her bahçesine bir kapella, üstelik de azman azman dikmenin âlemi var mı?

Rum ve Yunanlı arkadaşlarım arasında hiç böylesine bir dışavurumculuk görmedim.

Neyse, Makri cemaati hesabına Allah kabul etsin dedik ve ikinci günün bitiminde de tekrar son otobüse binip yerimize yurdumuza revan olduk.

Ve tesadüf, kısa bir müddet sonra Stelyo Atina’dan İstanbul’a geldi. Tabii bana uğradı. 

Yukarıdaki durumu garipsediğimi anlatınca da kahkaha attı ve adımı saftiriğe çıkarttı.

EFENDİM, Makri malikânelerindeki “kapella aşkı” aslında bütün ülkede salgınmış.

Öyle sofulukla mofulukla da hiç alakası yokmuş. Tek mesele şuymuş:

Bu tür bir dinî mekânı bahçeye oturttuğunuz takdirde “kamu ibadethanesi” ayrıcalığını ediniyor ve dolayısıyla da, oh kekâ, tapu ve emlâk vergisinden muaf tutuluyormuşsunuz.

Ateist, agnostik, laik falan, kimse inancına tınmadan aynı açıkgözlüğe başvuruyormuş.

İşte Yorgo’nun kerrakesi anlaşıldı, meğer çarmıha gerilmiş İsa tasviriyle aslında bizim seyahatten bir yıl sonra tümüyle iflas bayrağı çekecek olan Yunanistan çarmıha geriliyormuş.

ARİF olan okuyucu Batı komşumuzun yalnız ve yalnız kendi sorumluluğundan dolayı yaşadığı vahim krizi sırf bu anekdotla kavrayacağına göre yazıyı burada bitirmek yeterli olur.

Evet, şimdiki feryatlara, mazeretlere, tepkilere ve beddualara rağmen heyhat ki Yunanî tragedyanın yegâne aktörü en yukarıdan en aşağıya dek bizzat Yunanistan halkıdır.

Şu an çekilen ve daha çok çekilecek olan çile ise müsrif devlet olarak hep bol keseden ulufe dağıtmanın, cimri birey olarak da hep bencil çıkarlarıyla davranmanın ceremesidir.

Ve umalım ki ucuz demagojilerin pabucunu dama atan ve ilk rasyonel davranış refleksini yansıtan pazar günkü seçim sonuçları dost ve kardeş Yunanistan’ın trajik oyunda perde indirmesi için artık bir dönüm noktası oluşturur!

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums