1 Mayıs 1977

  • 6.06.2012 00:00

 TARAF sütunlarında kendimi sırf siyasetle sınırlamak niyetinde değilim.


Hayatın akışına, toplumun gidişatına, estetiğin ışıltısına dair de yazmak istiyorum.

Oysa altı haftadır bazı güncel konularda tarafımı yansıtmak imkânından yoksundum.

İlkin bunlara da değineyim ki ne kaçak güreşmiş olayım, ne de içimde uhde kalsın.

1 MAYIS 1977 konusunda Halil Berktay haklıdır! Yerden göğe kadar haklıdır.

Çünkü asla tevili ve mazereti yok, tragedyanın manevi sorumlusu sol’un ta kendisidir.

Zaten aslına bakarsanız da Berktay o sol’un mahreminde ezelden beri bilinen ama kol kırılır yen içinde hesabı asla açıklanmayan bir malumu ilân etmekten başka şey yapmadı. Tabuyu ve efsaneyi berhava ederek takkeyi düşürdü. Kelin çıplaklığını ortaya çıkardı.

Zira “katliamı” (!) derin Derin Devlet’in, Kontrgerilla’nın, CIA’in düzenliği iddiaları tamamen fantezidir. Hayal ürünüdür. Somut tek bir delile, tanığa ve ikrara dayanmamaktadır.

Nitekim Taksim’de silahla ölmüş bir kişi dahi yoktur. Panik ve ezilme durumu vardır.

Peki de, otuz beş yıldır yutturulan sahte mitos nasıl doğdu? Nasıl bugüne dek sürdü?

Özellikle ağabeyleri tarafından gargaraya getirilen yeni nesiller için hemen anlatayım.

1 MAYIS arifesinde Halil’in ve benim mensubu olduğu Maocu grup hem kendi kelle sayısının diğerlerine oranla mikroskobik kalacağını, hem de diğer tüm sol örgütler tarafından nefretle dışlanacağını anladığından Taksim’e kendi flaması altında gitmemek kararı aldı.

Basın toplantısı düzenledi ve bir şey bildiğinden falan değil, kaçaklığına kılıf bulmak için “provokasyon olacağını öğrendiğimiz için böyle tavır belirledik” açıklamasını yaptı.

Meşum talih! Boş atıp dolu tutmak diye işte buna denir!

Dolayısıyla, dehşet yaşandıktan sonra gerek aynı Maocuların biz dememiş miydik diye böbürlenmesinden, gerekse aslında işin farkında olan sol fraksiyonların günah keçisine ihtiyaç duymasından ötürü vukuat “meçhul güçlere” mal edildi. İşte sahte efsanenin aslı astarı budur!

Doğru, “meçhul güçler” de muhtemelen oradaydılar. Ama bu varlık onları fail kılmaz.

Hele hele silah fetişizmiyle yatıp kalkan bir sol’un olaydaki manevi sorumluluğunu; yani ruhi atmosferi hazırlamış ve pekiştirmiş olan cinnet hezeyanını asla ve asla bağışlatmaz.

SİLAH fetişizmi ya! Ta atmışlı yıllar nihayetinden itibaren bu sapkınlık sol’un önemli bir kesimine öyle musallat oldu ki cengâverlik (!) en kutsal erdeme dönüştü.

Tabii ki meşru müdafaa için gerekecek asgari ve tedbirî bir donanımı kastetmiyorum.

Bahsettiğim şey, geçtim zıt kutbu, sol grupların diğer sol gruplara karşı dahi ve leblebi çekirdek niyetine sıktığı mermilerdir. Bünye içinde işlenen sayısız cinayet ve yaralamadır!

Hafıza tazeleyeyim: Daha 1969 yılının İTÜ seçimlerinde ve Kırmızı - Beyaz Aydınlık didişmesinden ötürü Sarı Erol biz “pasifistlere” piştov çekip şarjör boşaltmadı mıydı?

Katli sağcılara mal edilen Mustafa Kuseyri yoldaş kurşununa kurban gitmedi miydi?

“Ajan” (!) iftirasıyla Adil Ovalıoğlu yine kendi arkadaşları tarafından öldürülmedi mi?

“Malatya’dan çıktı kızıl makine / Sürün atınızı girsin ekine” diye şarkı sözü tahrif ederken de o “kızıl makine” deyimiyle mitralyözü çağrıştırmıyor muyduk?

Acilciler, DağcılarFokocularİbocular vs. dediğimizde ise hepsi silahlı maceraya kalkışmış, en azından benimsemiş fraksiyonlardan herhangi birisini tanımlamıyor muyduk?

Ve, filanca sol’un mekân hükümranlığı için falanca sol’la meydan savaşına giriştiğini her an yaşamadık mı? Namlu gösterip esnaftan haraç alındığını bilmiyor muyduk?

EH, bunları inkâr eden tabii ki 1977’deki sorumluluğunu da inkâr edecektir ve ediyor.

Yazık, çünkü sol denen değerler manzumesi ancak hakikat ekseninde ahlaki olabilir!

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    10.03.2014 00:58

    "Su anda yasanan kavgada kendisini acik toplumun parcasi kilanlar ayakta kalacak"...Yani iyiler kazanacak, kotuler kaybedecek. Hayal gucunuze ve iyimserliginize diyecek yok Sayin Yazar. Fakat basbakan, verdigi "3 donemden fazla durmam" sozunu de tutmayacaga benziyor. Secimi kaybederse yolsuzluklarin hesabini veremez, hapse girer. Erdogan icin iktidari kaybetmek demek, mahkum olmak, ozgurlugunu kaybetmek demektir. Onun icin de acik toplum, hukuk, demokrasi, insan haklari, vesaire viz gelir. Var olma durtusuyle, onune geleni ezmeye hazir bir insan var karsinizda. Ne zaman farkina varacaksiniz?

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums