Avusturyalı Türkler, Macar Kürtler

  • 8.02.2015 00:00

 İLBER Ortaylı Türkleri ve Kürtleri kastederek enfes bir “anti-benzetme” yaptı.

1918’de sona eren ve bir çift başlı monarşi olan Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’na atfen “ne biz Avusturyalıyız, ne de arkadaşlar Macar” ifadesini kullandı.

Burada iki temel tespit yan yana duruyor ki, birincisinden başlıyorum:

***

CERMEN kökenli Habsbourg hanedanının yukarıdaki adı alması 1867 yılına uzanır.

1848 Milletler Baharı’ndaki Macar ayaklanmasına rağmen Viyana o an taviz vermedi. Vidayı ancak Prusya karşısındaki 1866 Sadowa hezimetinden sonra gevşetti.

Yenilgi ertesi Budapeşte’ye karşı da geri adım atan emperyal başkent iki ayrı meclis ve yönetimle donanan ama Avusturya’da imparator, Macaristan’da da kral tacını taşıyacak hükümdar vasıtasıyla bütünlüğünü koruyan bir Çift Başlı Monarşi için mutabakat imzaladı.

Teorik egemenlik sınırı da orta boy bir ırmak olan Leitha Suyu kıyısından çizildi.

Buradan itibaren İlber’in “anti-benzetme”sindeki birinci unsura geliyorum…

***

HER ikisinin de şamarı ağır indiği için ilk bakışta sanki Habsbourg ve Osmanlı imparatorlukları arasında bir paralellik varmış gibi gözüyor.

Hattâ hâkim milliyet konumunda oldukları için Türklerin ve Avusturyalıların bu yönde de ortaklık paylaştığı düşünülebilir…

Yanlış! Böyle bir benzerlik yok! Hele hele Macarlarla Kürtler açısından hiç yok!

***

BİR kere Avusturyalılar kendilerinden çok daha büyük bir etnik yekpareliğe, yani bugün Almanya denilen genel kültür ve dil coğrafyasına dâhildiler.

Cermen âlemi birleştirmek fikri Frankfurt’ta olduğu gibi Viyana’da da burjuvazinin ilericilik tasavvurunu belirliyordu. Eh, herhâlde bunun bizdeki ikizi de “Turan” değildi!

Artı, o ağır şamar geleneğine rağmen Tuna monarşisi ve halkları daha 18. asırdan itibaren siyasî, ilmî ve beşerî moderniteyle yine bizimle kıyaslanamaz ölçüde bütünleştiler.

  1. yüzyıl sonu Viyana’sı da, Budapeşte’si de, Prag’ı da Kıta’ya yakamoz saçıyordu.

Dersaadet ise ancak “Hasta Adam”ın “geri” payitahtı addediliyordu.

Diğer taraftan, doğru, geçmişte Kürtler de Macarlar gibi ayaklandılar. Ama bu isyanlar asla o Macarların 1848 ihtilalindeki gibi liberal ve anti-feodal bir milli karakter yansıtmadı.

Aksine, merkezî otoriteye başkaldırılar daima derebeylik ekseninde gelişti.

Üstelik aynı Macarlar Çift Başlı Monarşi’nin Leitha Suyu ötesindeki diğer ana ögesine dönüşmeden önce de sivil ve yarı-demokratik tecrübe ve organizmalarla haşır neşir olmuşlardı.

Ve tabii, batısı bile sözkonusu değilken Dicle’nin doğusu böyle bir şeyi hiç yaşamadı.

Dolayısıyla, Ortaylı’nın dediği gibi “ne biz Avusturyalıyız, ne de arkadaşlar Macar” ki, bir de bu “anti-benzetme”nin öteki boyutuna, yani insanî dokusuna değinmek gerekiyor.

***

İKİ Orta Avrupa ulusundan bahsediyoruz. Hattâ aynı imparatorluğa dâhil oldukları için onlara bir de dün evlenip bugün boşanan Çekleri ve Slovakları da ekleyebiliriz.

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım… Kendimizi ve ötekini dobra dobra tarif edelim.

Şöyle ki, Türk ve Kürt “asabiyetleri” yukarıdaki kavimlerden sonsuz farklı olduğu; artı, sarp ve kaprisli coğrafyamız Tuna havzası gibi düz ve mutedil bir ovaya tekabül etmediği için bizlerin “çift başlı” evlenmesi de, dostane boşanması da oradaki emsallerle benzeşemez.

Olsa olsa nikâh tazeleyebiliriz! Maazallah boşanma gündeme gelirse de, birbirimizi değil Avusturya’yla Macaristan’ı ayırmış orta boy bir Leitha Suyu’nda, herhangi bir kuru ve kıraç derenin bir kaşık suyunda boğmak için karşılıklı olarak gırtlağa sarılırız.

Ne bizler Avusturyalıyız, ne arkadaşlar Macar, ne de o Leitha Suyu Dicle- Fırat hattı.

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums