Sisli görünüş

  • 24.07.2015 00:00

 ÖNÜMÜZÜ göremiyoruz! Zaten göremeyiz de… Yadırganacak bir şey yok!

Mevcut ufuksuzluğumuz ne körlükten, ne de miyopluktan kaynaklanıyor.

Çünkü tarihin bazı dönemlerinde sis çok kesiftir. Olaylar sonsuz belirsiz bir seyir izler.

Artı, buna bağlı olarak da konjonktür muallakta ve sürünceme kalmaya devam eder.

Dolayısıyla geleceğe ilişkin her türlü kesin hüküm kehanet olmaktan öteye gitmez.

İşte şu anda da böyle bir yerdeyiz! Olsa olsa birtakım tahminler yapabilir ve hipotezler kurabiliriz ki, bunlardaki yanılma payını daha en baştan vurgulamak gerekir.

***

AKP- CHP koalisyonu bugün dünkünden daha yakın gözüküyor.

Gelişmelere bakarsak ibrenin şimdi bu yöne kaydığını söylemek yanlış olmaz.

Doğru, en ahlakisi değil! Ama yeni parlamento aritmetiği en makul alternatif kılıyor.

Fakat esas itibariyle Recep Tayyip Erdoğan’ın arzuladığı ve hesapladığı bir erken seçim ihtimali de gündemde duruyor. Hattâ Cumhurbaşkanı bunu “kolluyor”(!).

Seçeneklerden hangisinin gerçekleşeceği birkaç haftaya kadar kesinlik kazanacak.

Ancak yukarıdaki türden bir koalisyonun başarıya ulaşabilmesi, hattâ kurulabilmesi için üçüncü bir faktörün, yani HDP’nin de devreye girmesi gerekiyor.

Bununla, eski iktidar döneminde başlatılmış çözüm sürecine devam edileceği garantisi sayesinde Kürt öncelikli partinin, daha doğrusu PKK’nın “taş koymamasını” kastediyorum.

***

BİLHASSA PKK dedim… Zira her ne kadar HDP’yle sözkonusu örgüt arasında bir “ruhi birliktelik” mevcut olsa bile bunların ikisi aynı şey değildir!

Böyle bir ayniyet değerlendirmesi hem dostlarını, hem hasımlarını yanılgıya sürükler.

Nitekim daha dün sivil partinin seçim ertesi yaptığı doğru ve haklı “emanet oy” saptaması Kandil’den “fırça yemişti”(!).

Bugün de Suruç Kıyımına misilleme olarak iki polisin katledilmesi Demirtaş tarafından “kan, kanla temizlenmez” şeklinde kınandı.

Bunlar, tabii ki asgari ortak paydalar hariç, iki kurum arasında üslubun da ötesine taşan taktik, hattâ stratejik farklılıklar olduğunu tekrar ortaya koyuyor.

Ve aynı Kandil’in yukarıdaki katılığı Türk kamuoyunu rencide ettiği ve şoven- ulusalcı damarın anti-çözüm retoriğini güçlendirdiği için dolaylı yönden, teoride değil ama pratikte HDP’yle belirli bir uzlaşmayı gerektiren AKP- CHP koalisyonunu zora sokuyor.

Başka bir deyişle, sübjektif olarak tam zıt hedefe odaklanmış olmasına rağmen Kuzey Irak Karargâhı aslında objektif olarak Aksaray Karargâhıyla örtüşen bir politika uyguluyor.

Her hâlükârda da mesele dönüp dolaşıp yine Kürt sorununa düğümleniyor.

***

İÇ bünyedeki o Kürt sorunu ki Suruç Katliamı’nın da ortaya koyduğu gibi, Suriye’deki kaosla birlikte ve eskiye oranla, artık dış politikada da hayati boyut kazandı.

Coğrafya tabii ki değişmez ama bu dâhili- harici yekpareliği eski AKP liderinin Şam despotizmine karşı yürüttüğü yanlış siyasetlerin ceremesidir. Nereye varacağı da meçhuldür.

Üstelik sözkonusu bütünleşmeye paralel seyir izleyen ve çok muhtemelen de izlemeye devam edecek İslamcı terör ve şiddetin nerelere uzanacağını öngöremeyiz.

Şimdiki aşamada konuya ilişkin olarak varsayabileceğimiz esas temel olgu şudur:

Momentum bir dönemeç olan Suruç’tan sonra Türkiye’nin o İslamcı terör ve şiddete realpolitik bir taktik olarak bile göz yumması beklenemez. Artık aksi pek mümkün değildir.

Bu da genel dış politikaya Erdoğan çizgisinin terki olarak yansıyacaktır ki, ne âlâ!

Fakat en başta dediğim gibi, bütün bunlar ancak varsayımdır ve yanılma payını bilhassa vurgulamak gerekiyor, çünkü şu sıra tarihin kesif sis iklimlerindeyiz…

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums