MALÛM, Cumhurbaşkanı’nın“Amerika’yı Müslümanlar keşfetti” gibi olmadık bir kelâm buyurması ciddi ve meşru tepkilere yol açtı. Ben dâhil pek çok kişi eleştiri getirdi.

Eh, İslami kesime mensup bir dizi kalem de şimdi bizlere tepki gösteriyor.

Gerçi böyle bir keşfi kanıtlayacak somut bir delil veya veri sunmuyorlar. Çünkü, yok!

Ama yine de şu her derde deva Oryantalist suçlamalarında gırla gidiyorlar.

Neymiş? Bizler Batı’nın değer ve doğrularını öylesine özümsemiş; yani bir anlamda öylesine dejenere olmuşuz ki, o değer ve doğruları sorgulayan her şeye karşı yabancılaşmışız.

Dolayısıyla da “sömürge aydını” tipolojisi edinerek kraldan fazla kralcı kesilmişiz.

***

VIZ gelir, tırıs geçer! Bu tür ithamlara karşı zaten tank zırhıyla donanmışlığım var...

Artı, kısmi ve nispi doğrulara rağmen Edvard Sait’in Oryantalizm hezeyanlarını da sayısız defa eleştirdiğim için böylesine suçlamalara pes etmek gibi bir niyetim hiç mi hiç yok.

Üstelik dün sabah aniden hatırladım.

Sanki Erdoğan ne söyleyeceğini gaipten haber almış bir müneccim gibi bundan sekiz sene önce, 21 Şubat 2006 tarihinde“Amerika’yı Kim Keşfetti” başlığıyla bir yazı yazmışım.

Kısmen kısaltarak şimdi oradan alıntılar aktaracağım ki, inanmayan arşive bakabilir.

***

“KUZEYİ ve güneyiyle Amerikaları harita üstünde gösteren en eski belge bize aittir.

Piri Reistarafından 1513 yılında çizilmiştir ve ‘Kitab-ı Bahriye’de yer alır.

Pekii, şimdi buradan yol çıkarak Gelibolulu denizcimizin Yeni Dünya’yı Kristof Kolomb’dan önce mi keşfettiğini iddia edeceğiz?

Evrensel doğru addedilen 1492 tarihinin Batımerkezci bir uydurmasyon ve çağ değişimi kavramının da Oryantalist bir vesvese mi olduğunu söyleyeceğiz?

Meselâ yüksek perdeden şöyle diyebiliriz: ‘Ey sömürgeci Avrupa! Amerika’yı Cenevizli kaptanın keşfettiği yalanını yutmayız. Piri Reis zaten Sen Loran Körfezi’nden Amazon deltasına oraları dolaşmıştı ki, ‘Kitab-ı Bahriye’deki harita da ispatını sunuyor!’

***

“SANMAYIN ki şu an hâlâ tartışılanbu haritadan söz ettiğim için Amerika’yı ilk kimin keşfettiğine ve onun milliyetinin ne olduğuna büyük önem atfediyorum. Ne münasebet!

Ancak, kâh laik, kâh İslami yafta taşıyan ve Batı karşısında duyduğu derin kompleksi ruhi bir ‘öteki’ nefretine dönüştüren kesim için yukarıdaki nokta büyük hayatiyet arz ediyor.

Yeter ki Yeni Dünya’yı keşfeden kişi Kolomb veya başka bir Hıristiyan olmasın!

Bunların dışındaki herhangi bir kâşife ânında fit olacaklar. Hatta Kamçatka’da suya düşen odun Alaska’ya vardı desem, onu bile baş tacı edecekler.

Çünkü böylelikle, akılları sıra Batımerkezci tarih anlayışını çürüttükleri ve pro-emperyalist sömürgecilik dönemini teşhir etmiş oldukları zehabına kapılacaklar.

Maddi çıkar peşinde koşan o hayâsız Batı’nın aksine diğer uygarlıkların ne denli cömert ve ne denli müsamahakâr olduğunu ispatladıkları illüzyonuyla avunacaklar.

Tabii bir de kendi derin kompleks ve nefretlerine kocakarı merhemi süren Oryantalizm zırvalarına yeni kanıt bulduklarını sanacaklar.

Ama neyse ki Piri Reis ‘Kitab-ı Bahriye’ haritasını Kristof Kolomb’dan alıntıladığını bizzat zikrettiği için şimdilik burada tutturamıyorlar.”

***

TEKRAR ve bilhassa hatırlatayım: Yukarıdaki satırları bundan sekiz küsur yıl önce ve henüz ortada fol yok, yumurta yokken kaleme almıştım.

Eh, sekiz yıl sonra şimdi bir de Cumhurbaşkanı “Amerika’yı Müslümanlar keşfetti” dediğine göre artık ne yazmamı beklersiniz?

hadiuluengin@taraf.com.tr