- 20.06.2014 00:00
TABİİ ki Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyeceğim!
Aslında bunu söylemem dahi malûmun ilâmı oldu.
Yukarıdaki tercihin aksini ancak iki istisnai durumunda düşünebilirdim.
Birinci, çok büyük değer verdiğim ve çok büyük saygı duyduğum Abdullah Gül’ün tekrar aday olması...
Diğeri ise zaten yukarıdakine otomatikman bağlı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya oturmak projesinden vazgeçmesi...
Fakat bunların gerçekleşebilmesi mucizeye bel bağlamak anlamına geleceğinden oyumu tam bir gönül rızasıyla CHP ve MHP’nin belirlediği şahsiyete vereceğim.
***
BÖYLE bir gönül rızası her şeyden önce bir gönül reddinin zıddına tekabül ediyor.
Yani anti nitelik belirleyicilik taşıyor.
Başka bir deyişle, eğer ismi açıklandığı andan itibaren İhsanoğlu’nda karar kıldıysam bunun birinci nedenini, cidden önemli işler başarmış ve tarihe şimdiden imza atmış olmasına rağmen nerede ve nasıl duracağını bilemeyen ve hanidir eksileri artılarına kat be kat ağır basan paradoksal kişilikli bir Erdoğan’a kaç zamandır muhalefet etmem oluşturuyor.
Bana göre AKP liderinin zaten siyasileştirmek hedefiyle çıkacağı Çankaya’ya yerleşmesi hayırlı bir gelişme olmayacaktır. Kutuplaşma daha da üst aşamaya sıçrayacaktır.
O hâlde gayet doğal ve gayet mantıki bir refleksle oyumu tabii ki Recep Tayyip Erdoğan’a ve projesine karşı en ciddi rakip olacak adaydan yana kullanacağım.
***
FAKAT burada haklı olarak şu sorular sorulabilir:
Bir; anti eksende bir tercih özünde alternatifsizlikten kaynaklanmıyor mu?
İki; bizzat kendisi “benden politikacılık beklemeyin” dediğine göre, siyasileşebilecek bir cumhurbaşkanlığı makamıyla kısmen apolitik, daha doğrusu siyaset ötesi bir Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şahsiyeti bağdaşır mı?
***
İLKİNE verebileceğim doyurucu bir cevap yok!
Yok, çünkü şüphesiz ki Erdoğan’ın karşısına programı, söylemi ve karizmasıyla alternatif olarak çıkabilecek ikinci bir şahıs Türkiye’de yok!
İnkârı mümkün değil, AKP lideri bütün olumlu ve olumsuz yönleriyle rakipsiz bir fenomen oluşturuyor ki, eline su dökebilecek bir hasım şu an ufukta gözükmüyor.
Ancak bu inatçı gerçek çok fazla tanımadığım fakat hem baştan beri kişiliğine ilişkin methiyeler işittiğim, hem de yine baştan beri genel ruhi iklimi itibariyle beni cezbeden İhsanoğlu’nun değerini azalmadığı gibi, bilhassa ve bilhassa, yukarıdaki anti tercihlerin bazı durumlarda alternatif anlamına gelebileceği yönündeki diğer gerçeği de değiştirmiyor.
Zaten tam burada da ikinci denklemi, yani siyasi Çankaya projesiyle siyaset ötesi bir adayın bağdaşıp bağdaşmayacağı sorusunu bu alternatif meselesiyle birleştirmek gerekiyor.
***
EVET, alternatiftir! Zira bizzat o politika ötesi kimliktir ki Ekmeleddin İhsanoğlu’nuCengiz Çandar’ın enfes tespitiyle bir anlamda oyun bozucu aktör kılıyor.
Yani siyasi cumhurbaşkanı paradigmasını aşabilecek bir unsura dönüştürüyor.
Başka bir deyişle, CHP ve MHP’nin ortak adayı sırf Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel Çankaya hedefine karşı bir anti isim olmakla kalmıyor.
İKÖ eski Genel Sekreteri aynı zamanda hem şahsiyeti, hem de böyle bir şahsiyetin bu iki parti tarafından tercih ediliş gerekçesiyle aslında mükemmel bir alternatif olarak sivriliyor.
Bu doğru, isabetli ve akılcı seçime ilişkin olarak konuyu yarın da sürdüreceğim.
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap