Madencinin türküsü

  • 16.05.2014 00:00

 AŞAĞIDAKİ satırları tam dört yıl önce, 17 Mayıs 2010 günü Zonguldak madenindeki grizu patlamasında ölen otuz işçinin anısına yazmıştım. Soma’da sayı arttı, durum değişmedi.

Aynen yayınlıyorum ve asla üçüncü bir defa daha tekrarlamayacağımı ümit ediyorum.

***

MADENLERİ ve madencileri bilirim. Bayağı da iyi bilirimHayır, tevekkeltûtealallah diyerek ve elime kazma, alnıma fener, ayağıma da potin kuşanarak toprağın karnına inmedim.

Bu mangal yürek bende yoktu. Dolayısıyla da ecel yoldaşlığı paylaşmadım.

Ama yine de insan yutan kuyuları ve o kuyuların yuttuğu o insanları yakından tanıdım.

Fakat doğru, Zonguldak’takileri (Soma) değil...

***

BEN şimaldekileri tanıdım. Epey bir zaman sisli Fransa kuzeylerinde, yassı Belçika ovalarına veya helezonî Almanya Ruhr’larında kömür soludum. Oraları mekân tuttum.

Nitekim kara suratlar vardiya bitimi salimen gün huzmelerine kavuştuğunda, sanki toz beni de susatmışmış gibi onların tezgâhına dirsek dayar ve sarı biralarından içerdim.

Bazı cumartesi akşamları daMadenciler Lokali’ndeki hüzünlü akordeon eşliğinde ve ebeveynlerin hoşgörülü bakışları altında, aynı madencilerin neşeli kızlarıyla flört ederdim.

Zira oralarda siyaset yaptım, oralarda isyana kışkırttım, oralarda zaptiyeyle dövüştüm.

***

CİNNET yıllarımdıve henüz 22 yaşındaydım. Kömür işçilerini âsi kılabilmek için Madenci Birliği adlı dergiyi tek başıma ve Türkçe olarak yayınlıyordum.

Zolder, Maasmachelen, Seraing kuyularında çalışan Yozgatlı, Konyalı, Emirdağlı gurbetçilere “Silikoz Faturasını Patron Ödesin” manşetini attığım gazeteciği dağıtırdım.

Tozdan oluşan o sinsi silikoz ki, ciğerleri doldurması ve tıknefes etmesi bir yana, kısa süre sonra ellere, kollara, gözaltlarına da mor keneler olarak yapışır. Dövmeymiş gibi durur.

Grizu ve göçükten sonra toprağın karnını deşenlerin üçüncü büyük korkusu budur.

Nitekim de bölge hastaneleri suni teneffüs aparatlarına bağlanmış insanlarla doludur.

***

DOĞRUDUR, maden işçiliği en rizikolu el emeği uğraşına tekabül eder.

Ama aynı madenciler kendilerini işçi aristokratı addederler. Ve, gerçekten de öyledir.

Çünkü hem modern proletarya ilkin onlarla doğmuştur, hem de madenciler diğer işkolu çalışanlarıyla kıyaslanmayacak ölçüde mücadele ve dayanışma sergilemişlerdir.

Zira daima hayatla ölüm arasındaki o çok hassas çizgide kazma sallamışlardır. (...)

Nitekim de Zola’nın JerminalLlewellyn’nin Vadim O Kadar Yeşildi KiOrwell’in Wigan Rıhtımı romanlarındaki kara surat kahramanlar, Batı Avrupa’daki kuyuların tümden kapandığı şu son yıllara dek madenci namus ve ahlakından hiç taviz vermemişlerdir.

***

ÖTE yandan, yeni facia ertesinde Başbakan’ın fıtrat, kader, kısmet edebiyatı yapması tabii ki onaylanamaz. Lâkin saptamadaki kısmi doğruluk payı da bütünüyle inkâr edilemez.

Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun ve güvenlik tedbirleri ne derece sıkı tutulursa tutulsun, madencilik mesleğinde sıfır riziko diye bir şey yoktur. Kelle daima koltuktadır.

Hadi, insan hayatı oralarda çok ucuza gittiği için Çin’de, Hint’te, Rusya’da dehşet rakamlara ulaşan kaza ve felâketleri emsal göstermekten imtina edelim. Fakat hatırlayalım:

Kılı kırk yaran Almanya’daki Luisenthal, ABD’deki Virjinya, Belçika’daki Marcinelle veya Polonya’daki Halemba faciaları da sayısız kurban götürdü. Daha nicesi eklenebilir.

Evet, madenciler ekmeği aslanın ağzından kapmak için her zaman ve her yerde ölüme meydan okuyarak toprağın karnına indiler ve iniyorlar ki, işte onları asil kılan yiğitlik budur! 

Zonguldak’taki (Soma) yiğit aristokratlarının ruhu şad ve mekânı cennet olsun.

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums