MEŞHUR sözdür, kelin merhemi olsa kendi başına sürermiş...

Ama yüz surat mahkeme duvarı ya, bizim keller “bak, bak kafanda lapiska saç bitecek” diye hâlâ başkasına sihirli iksir satmaya çalışıyorlar.

***

ÖYLE ve nitekim neo-Nazi Karanlıkçısından kalpazan komünistine; Salon TV patronundan Ergenekon- Balyoz paşasına, sol maskeli bilumum ulusalcı güruh ve şarlatanlar bizzat uğradıkları dehşet hezimete rağmen yine de CHP’ye akıldanelik yapmak sevdasındalar.

Meğer altı oklu kurum onların sözünü dinleyip kendileriyle cephe ittifakına gitseymiş, böyle bir blok 30 Mart seçimlerinden zaferle çıkarmış. Fesuphanallah...

***

YAHU akıl var, yakıl var ve ortada aritmetik diye bir şey var!

Hadi bakalım, kâğıt kalemi alın ve CHP’nin oylarına bir de, hepsini alt alta toplasınız ancak sıfır virgül küsur eden yukarıdaki avenenin bütün oylarını ekleyin!

Bırakın öyle yüzdeyi falan, acaba binde kaç bir kazanç ortaya çıkıyor?

Sol maskeli ulusalcı madrabazlar çocuk mu kandırıyor?

Diğer insanların zekâsını da kendilerininki kadar kıt mı zannediyor?

***

KALDI ki böyle bir şer ittifakı durumunda kırk katırla kırk satır arasında tercih yapmayı reddedecek pek çok seçmen CHP’ye oy vereceği varken bile pusula atmayacaktır.

Zarar kârla karşılaştırılmayacak oranda büyük, çok büyük olacaktır.

Dolayısıyla, ulusalcılar, hadi siz yine şu âhı gitmiş vahı kalmış emekli askerler bizi destekliyor diye gazetelere sayfa sayfa ilân vermeye devam edin ve boyunuzun ölçüsünü alın!

Yahut etno-mezhebî yardakçılıkla Beşar Esad’ın radyosunda dezenformatörlük yapan spikerleri aday gösterin ve tekrar boyunuzun ölçüsünü alın!

Ben CHP’li olsam tek bir şey söylerdim: Ulusalcı gölge etme, başka ihsan istemez!

***

KILIÇDAROĞLUsıkı dursun!

Daha doğrusu, parti içi çelişkilere rağmen kamuoyundaKemal Kılıçdaroğlu’yla özdeşleşen ve sosyal demokrasiye meyletmekte olan yenilikçi kanat sıkı dursun!

Çünkü eğer altı oklu kurum yerel seçimlerde dişe dokunur bir başarı kazanamadıysa tabii ki bunun yukarıdaki türden bir lanetli ittifaka gidilmemiş olmasıyla ilgisi yok. Asla!

Nispi başarısızlığını iki temel olguda aramak gerekiyor.

Birincisi, seçim kampanyasının ilk andan itibaren anti eksende yürütülmüş olmasıdır.

AKP’nin ve Başbakan’ın üzerindeki şaibe ne olursa olsun, özünde gayr-ı meşru kasetlere, tapelere, dinlemelere vs. odaklanmak seçmeni cezbedici bir unsur oluşturmadı.

Zaten de oluşturamazdı ki, hemen burada CHP’nin ikinci kronik sorununa geliyoruz.

***

ŞEHİRLİ modernler ve laik Alevilerle sınırlı imajı yıkarak mutlaka geniş muhafazakâr kesimlere de açılması gereken altı oklu parti hâlâ ve hâlâ somut bir toplum projesi üretmiyor.

Oysa Türkiye halkının ezici çoğunluğunu oluşturan o kitleler ancak hem kendilerini hakir görmeyen, hem de iktisadi ve siyasi açıdan liberal ve inandırıcı bir alternatif sunan programlar çerçevesinde kazanılabilirler. Antiyle değil artıyla ikna edilebilirler.

Başka bir deyişle, muhtemel bir başarıya ulaşabilmenin yegâne formülü, ulusalcı şarlatanların vaz ettiğinin tam tersi, yüz seksen derece zıddı strateji ve taktiklerden geçiyor.

Aksi takdirde CHP ne uzar, ne kısalır cinsten fasit dairenin zincirlerini kıramaz.

Hele hele, parti içinde de pusuya yatmış o ulusalcıların tongasına gelmek gibi bir gaflete düşülürse CHP sözkonusu zincirleri bile prangaya dönüştürmüş olur ki, maazallah...

hadiuluengin@taraf.com.tr